English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bir çocuk

Bir çocuk traducir español

31,022 traducción paralela
Eh, o hasta bir çocuk var Ve revir dolu, su kıt. Çekişme Times gerçek test vardır.
Los tiempos de conflictos son la prueba verdadera.
Eğer bir çocuk troll yapıyorsa kimsenin umrunda olmaz. Ne yapacaklar?
a nadies le importa los niños trolls que le haran?
Neyim ben? Dokuz yaşında bir çocuk mu?
¿ Qué soy yo, como un niño de 9 años de edad?
Ve sadece bir çocuk başrol için seçmelere girdiğinden beri...
Y dado que el único niño que audicionó para el papel...
Bart, sen harika bir çocuksun. Ama eğer sana benzeyen bir tane daha çocuk olsaydı kendimi bir otoyol üstgeçidinde asardım.
Bart, eres un gran chico, pero si tuviera otro como tú, me colgaría del puente de la autopista.
Bir çocuk kitabında böyle yazıyordu.
Es un libro para niños que se escribe solo.
Başka bir çocuk yerine seni davet etti, 32 yaşında bir adamı ve bu çok üzücü.
En lugar de invitar a otro niño a esto, te invitó a ti, un hombre de 32 años, y eso es muy triste.
Normal bir çocuk olmasına yardımcı ol ve o lanet düğümleri at yeter.
Así que solo ayúdalo a ser un niño normal y haz los malditos nudos.
Yanınızda bir çocuk mu var?
¿ Tienen a un niño con ustedes? Genial.
Sanırım en önemli şey altı yaşımdayken şişman bir çocuk olmam.
Supongo que lo más importante es que, a los seis, era un niño gordo.
Arnold sende asla ölmeyecek olan yeni bir çocuk buldu.
En ti, Arnold encontró un nuevo niño. Uno que nunca moriría.
Fark ettim ki, tek istediğim kadın dırdırı olmadan bir çocuk sahibi olmakmış.
Me doy cuenta de que es lo que siempre quise, un bebé para mí sin el fastidio de una mujer.
Belki de kendin kocaman bir çocuk olduğun için onlarla iletişim kurmakta çok iyisindir.
Igual es porque eres como un niño grandote. Por eso eres tan bueno hablando con ellos.
Normal bir çocuk somurtur, kırık kalbini onarır, sonra peşini bırakır.
Un chico normal se deprimiría, repararía su corazón roto y lo superaría.
Sahip olamayacağınız bir çocuk veriyorum. Ayrıca kocanın parasını karşılayamayacağı bir evde yaşayacaksınız.
Estoy dándote el niño que tú no eres capaz de tener por ti misma mientras vives en una casa que tu marido no puede permitirse.
Ona bir çocuk verirsin o da onu sahiplenip kredi kartlarımızı devamlı ödemeye başlar olur biter.
Y, si le das un hijo por el que sienta el más mínimo cariño, se acabaron los días de pagar nuestras tarjetas de crédito con tarjetas de crédito.
Burada bir çocuk var.
Hay un niño aquí.
- Davey Sharpe adında genç bir çocuk.
¿ Quién es el segundo? - Un joven Sharpe.
kendisi bir çocuk imparator muydu? Hayır, gayet fakir ve sefil bir hayatları vardı.
No, era muy pobre e inútil.
Ama belki de gün ışığı olmasaydı Göğsümün ve kafamın senin için nasıl gümbürdediğini duyacaktın Ve onların gürültüsünün içimde sanki henüz dünyaya gelmemiş ve gün ışığını asla göremeyeceğinden korkan bir çocuk gibi nasıl sıkıştığını görecektin...
Pero tal vez, ida la luz del día, verás cuanto mi pecho y mi cabeza implosionan por ti, sus voces atrapadas adentro como niños no nacidos que temen que nunca verán la luz del día.
Köşede sarı yağmurluklu bir çocuk annesinin elini tutuyor.
En la esquina un chico con un impermeable amarillo agarrado de la mano de su madre.
bir kadına aldıklarında yardım ediyor, ama kırmızı şapkalı bir çocuk yok.
Ayudando a una señora con sus compras, pero, no hay ningún niño con gorra roja allí.
Yalnızca bir çocuk.
Solo es un crío.
Sıradan bir çocuk değil.
No es una simple niña.
Bakın, yirmi yaşında genç bir çocuk o.
Mire, es un joven de veinte años.
Saru, Sanjay sana çok uygun bir çocuk.
Saru, Sanjay ha visto a un chico apropiado para ti.
İyi bir çocuk.
Él es un buen tipo.
Harika bir çocuk.
¡ Estupendo chico!
Ve Saraswati Parthsaarthy aile saygınlığını senin gibi bir çocuk yüzünden bozdu.
Y una chica como Saraswati Parthsaarthy... Rompió todas las normas de su familia por un chico como tú.
Baracus'ün zombi olup olmadığını kontrol etmeye gittiğim gece beş yaşındaki bir çocuk geldi ve babasına sarıldı.
La noche en que comprobé si Baracus era zombi su hijo llegó corriendo hacia él, el niño de cinco años abrazando a su padre.
Aa evet, ağzından köpük çıkıyordu falan. Evet, evet. Hani bir tane çocuk vardı...
oh, cierto, y tu lo estabas derramando y todo si, si, recuerdas a ese chico que tenia... tenia ese corte extraño de cabello y tu dijistes que parecia a una pija en su cabeza...
Annem minyon bir insandı. Ama akromegali olan bir adamla evlendi. Kendisi cüce olduğu için bir devden çocuk yaptığında benim normal olacağımı düşünmüş.
mi madre era un persona pequeña pero ella se caso con un tipo con sindrome de gigantismo ella penso que si ella era pequeña y tubiera un bebe con un gigante yo podria ser normal no permitermos a los Daneses quitarnos nuestras vidas online, skank
Çocuk sahibi olmamayı da kabul etmiş bir kadınla.
Y que aceptó que no tendrá hijos.
Bunu riske Siz ya da Nick olabilir olabilir değil çocuk hakkında bir söylenti duydum çünkü.
Los arriesgaste porque escuchaste un rumor sobre un muchacho que podría ser o no Nick.
Baban bu kadar uyduruk bir oyun evi yaptığı için özür dilerim çocuk.
Niño, lamento que el tonto de tu papá construyera una casa de muñecas tan mala.
Bu çocuk bir kiliseye bağlı.
Debes saber que este muchacho está, envuelto en una iglesia.
Üç çocuk hokkabazlıkla meşgulken, içlerinden birinin pamuk ipliğine bağlı olduğunu farketmedin bile, hem de sonsuza dek kesilmiş bir ipe!
Estás tan ocupada haciendo malabares con tres niños que ni te das cuenta cuando uno está colgando de un hilo, ¡ un hilo que acabas de cortar para siempre!
d d Corey Leak kalça sallayan, kural yıkan bir kötü çocuk d
* * Corey Leak es un chico malo que rompe las reglas y mueve las caderas *
Sana söz veriyorum, yıllar sonra bir gün etrafta koşuşturmasını izleyip, hala çocuk sahibi olabileceğini varsayıyorum.
Les prometo, un día, años a partir de ahora, vamos a estar saboreando el limoncello en el patio de mi nuevo polígono lago de Como, viendo a sus hijos correr, suponiendo que todavía puede tener hijos...
O çocuk ile döndüğü anda gerçekleştirilmesi gereken bir cezaydı bu.
Una condena que debió haberse cumplido apenas regresó con ese niño.
Mesela... ben ve ve bu kötü çocuk eskiden onunla acayip sürüngenler bulurduk Miami'deki bir Meksika karteli için, nadir bulunan koleksiyonluklardır.
Por ejemplo, este chico malo y yo, solíamos ocuparnos de unos extraños reptiles para un cártel mexicano en Miami... objetos de coleccionista escasos.
Benim kötü çocuk Komodo ejderinin başını bir kez okşadı sonra da "Güm!"
Así que mi chico malo, acaricia al dragón de Komodo una vez y luego... ¡ Blam...!
Bu çocuk korkunç bir hata yaptı...
Este chico cometió un terrible error...
Bir hata yüzünden cehennemde çürüyecek çocuk.
¿ Un chico pudriéndose en el infierno por un error?
Bir yıl kadar önce Jonny bana bilhassa çocuk katillerinin hiç hoş karşılanmadığını söylemişti.
Y no hace más de un año que Jonny me dijo que los asesinos de niños no son bienvenidos allí.
Çocuk katilinin biri kendini o kadar kötü hissetmiş öyle bir duruma gelmiş ki, üst ranzadan kafa üstü atlama balıklama dalma noktasına gelmiş.
Bueno, este asesino de niños se sentía tan poco bienvenido que llegó hasta el punto en que... saltó, o se arrojó de cabeza desde su litera superior.
Çok inatçı bir çocuk.
Niño necio.
Bu çocuk hayal kurmaktan başka bir şey yapmak istemiyor.
Parece que al mío lo único que le gusta es soñar.
Gördüğünüz çocuk, fırtına başlamadan bir saat önce yetişkin bir adamdı.
El niño que se ve aquí era un adulto una hora antes de la tormenta.
Çocuk yaşarsa muhtemelen ya mahkeme koltuğu ya da bir Porsche alırsınız.
Si el niño vive, probablemente obtendrá escaños cancha o un Porsche.
Üniversitedeyken bir hocam vardı, cumaları quiz yapar senin için çocuk oyuncağı tatlım derdi.
Cuando estaba en la universidad, tenía un profesor, y cuando repartía el examen de los viernes, me decía : "Esto será fácil para ti, cariño".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]