Çocuk öldü traducir español
412 traducción paralela
Çocuk öldü, ha?
El chico murió, ¿ no?
12 çocuk öldü ve ezildi.
Mató y mutiló a muchos niños.
Bu gece bir genç, bir çocuk öldü!
¡ Un chico murió esta noche!
Evet, Olabilir, ama sonucunda çocuk öldü.
Sí, es posible, pero el chico murió de todas formas.
Çocuk öldü.
La niña está muerta.
Tom, geçen sene trafik kazalarında kaç çocuk öldü biliyor musun sen?
¿ Sabe cuántos niños murieron en la carretera el año pasado?
Bu çocuk öldü. Bunu anlıyor musun, din adamı?
Esta chica ha muerto, ¿ no lo entiende?
Sana söylemeliyim ki Laios çocuğu tutturup ayaklarını bağlattı ve onu bir dağa attırdı ve sonuç olarak çocuk öldü.
Debes saber que Layo hizo prender a su hijo nuestro hijo, hizo atarle los pies e hizo que lo abandonaran en un monte inaccesible donde murió
Çocuk öldü, Maab.
El niño murió, Maab.
Başından beri karşılarına dikilmediğim için o çocuk öldü.
Ese muchacho está muerto porque no tomé partido.
Çocuk öldü.
El niño ha muerto.
Çocuk öldü.
El niño está muerto.
Üç küçük çocuk öldü.
Tres niños pequeños murieron.
Tek bildiğim bir çocuk öldü ve oğlumla kocam hala oralarda bir yerde.
Un chico ha muerto y mi marido y mi hijo todavia están alli.
Bir kaç çocuk öldü.
Mucho chicos han muerto.
İki hafta önce ofisimde bir çocuk öldü.
Dos semanas atrás, un niño murió en mi oficina.
Bir çocuk öldü ve bir adam doğdu.
El niño ha muerto... y ha nacido el hombre.
Yetersiz beslenmeden kaç çocuk öldü, üstelik yaşamlarının ilk yılında?
¿ Cuántos niños han muerto de malnutrición, antes de terminar su primer año de vida?
Sunaktaki çocuk öldü. Barış Heyetleri bile gitti.
Tu monaguillo está muerto y el maldito Cuerpo de Paz se ha ido.
Her nasıl olduysa, bir çocuk öldü.
De alguna manera, un niño muere.
Geçen yıl 35.000 erkek, kadın ve çocuk ülkedeki otomobil kazalarında öldü.
El año pasado, 35.000 hombres, mujeres y niños fallecieron en accidentes de coche en este país.
Altında uyumakta olan bir çocuk vardı ve öldü.
Abajo había un niño durmiendo y lo mató.
Bir adam öldü ve buradaki çocuk suçlanıyor.
Un hombre ha muerto y este chico está metido en el lío.
- Frank öldü, çocuk onu öldürdü.
- Frank está muerto, él lo mató
Napoli'de bir çocuk öldü.
En Nápoles ha muerto un niño.
Hiç konuşmadığım bir çocuk, gözümün önünde öldü!
Un chico con quien nunca hablé está muerto.
Küçük çocuk çölde mi öldü baba? Hayır.
¿ Murió el niño en el desierto, padre?
10 çocuk... Ve Isak dışında hepsi öldü.
Diez hijos, y todos muertos excepto Isak.
İki kişi öldü ve bir çocuk bacaklarını kaybetti ama umurunda değil!
¡ Hubo muertos por el derrumbe y un niño perdió la piernas, y da igual!
Pietro öldü.. ... belki çocuk da ölmüştür.
Pietro ha muerto... y puede que a estas horas haya matado al niño.
Hanımefendi, DeLorca ailesinde bir çocuk ne doğdu ne de öldü. Ne erkek ne de kız. Benim bildiğim bu.
Señora, no ha nacido ningún niño en la familia DeLorca... niño o niña, que yo sepa.
Bir adam öldü, ve bu çocuk yaralandı.
Hay un hombre muerto y este chico está herido.
Şimdiden tanıdığım iki çocuk Rusya'da öldü.
Dos chicos que conocía han muerto en Rusia.
Ama karısı da öldü, bir çocuk öksüz kaldı.
Su esposa también ha muerto y han dejado un huérfano.
Bak, bir çocuk fazla eroin almaktan öldü, bok gibi durum.
Principalmente drogas. Uno murió de sobredosis de heroína.
Kontrol altına alamadan 30'u çocuk 107 kişi öldü.
Mató a 107 personas, 30 de ellos niños, antes de que pudiésemos contenerla.
Çocuk... Oğlum öldü.
El niño... mi hijo ha muerto.
Çocuk, onu San Martin'e getirdiğinde öldü.
El niño estaba muerto cuando lo llevaste a San Martín.
Küçük kızının ölümünün şoku üzerine hamile olan Bayan Armstrong ölü bir çocuk doğurdu ve doğum sırasında, kendisi de öldü.
Por la conmoción del descubrimiento del cuerpo, la Sra. Armstrong dio a luz un niño muerto y ella murió en el momento del parto.
"12 milyon insan, kadın ve çocuk sınır dışı edildi, 9 milyonu öldü"
Doce millones de hombres... de mujeres y de niños fueron deportados.
Tien Goa köyünde,... yüzlerce kadın ve çocuk, ya öldü ya da napalm bombası nedeniyle kavruldu.
En la aldea de Tien Goa, cientos de mujeres y niños han sido muertos o incinerados... por el napalm.
William Gluntz... Masum bir "çocuk" adam. Öldü.
William Gluntz, un nińo con apariencia de hombre ha muerto.
Çocuk. O da öldü mü?
El niño. ¿ Está muerto también?
Bugün bir çocuk öldü.
Un muchacho murio hoy
Karınız kaçtı ama zavallı çocuk yol üstünde öldü.
Pero el pobre chico murió en la carretera.
Herkes benden nefret mi ediyor? Biliyorum, yapmadığını söylüyorsun ama onlar öldü. Çocuk öldürmekten nefret ediyorlar.
Odian a los asesinos de niños.
Annem istemediği birçok çocuk doğurdu ve zehirlenmekten öldü.
Mamá tuvo muchos hijos que no fueron de su agrado y murió alcoholizada.
Babam altı yıl önce öldü, arkasında yedi çocuk bıraktı.
Cuando mi padre murió hace seis anos, dejó siete hijos.
Yaşadı mı, kesinlikle bir daha başka kimseyle evlenemezdim ama öldü ve bir çocuk bıraktı,
Pero murió... y me dejó este hijo,
"Motorlu küçük teknede bir gaz patlaması On yaşındaki çocuk, David Simpson, dün sabahın erken saatlerinde öldü."
Una explosión de gasolina en una pequeña lancha de motor... acabó con la vida del niño de 10 años David Simpson, ayer por la mañana.
Tam 34 çocuk yanarak öldü.
Quemaron vivos a treinta y cuatro niños.
öldür 344
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
öldüğünde 37
öldürür 25
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
öldüğünde 37
öldürür 25
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25