Çocuklar mı traducir español
27,278 traducción paralela
Bu çocuklar mı?
¿ Estos niños?
Savaştığım isyancılar sadece krallığımı almayacaklar. Çocuklarımı benden uzaklaştırmaya başlıyorlar.
Los rebeldes contra los que yo estoy luchando no solo me han arrebatado mi corona, están empezando a acabar con mis hijos.
Yani çocuklarının hayatını korumak için benim hayatımı riske attın.
Así que para salvaguardar las cabezas de tus hijos, jugaste con la mía.
Çocuklarım, ailemin yönetimi ve sen değerli dostum.
Mis hijos, el reinado de mi familia, y tú, mi querida amiga.
I o zaman çocuklar kırmak sanırım.
Es hora del descanso, amigos.
Evet, çocuklarım küçük, bana dokuma adlı uzun, kurak ve düz bir plato da olacak.
Y sí, puede que incluso una gran y árida meseta llamada "Mis hijos son pequeños, no me toques".
Yardım edin çocuklar, oradalar. Yat yere.
¡ Agáchense!
- Çocuklar benim soyadımı alacak. - Evet.
- Los niños conservarán mi apellido.
Bunu yapamazsın. Ülkede karısı ve çocukları soyadını almayan tek adam mı olacağım?
¿ Seré el único hombre cuya mujer e hijos no toman su apellido?
Şunu isteğim doğrultusunda beyan ederim ki ben ve çocuklarım bundan böyle Windsor Hanedanı ve Ailesi olarak bilinecektir.
Por la presente, tengo el placer de declarar mi decisión de que tanto yo misma como mis hijos seamos identificados y conocidos como la Casa y la familia de Windsor.
Peki. Ülkenin geri kalanı karneyle beslenirken bir servete mal olan dev bir tören düzenle. Ama senin ve çocuklarımızın başları kazıklara dikilirken gelip benden yardım isteme.
Si quieres una ceremonia pomposa y costosa mientras el resto del país se muere de hambre, bien, pero no llores cuando tu cabeza y las de nuestros hijos estén en juego.
Çocuklarımız sana çekmiş galiba.
Parece que nuestros hijos salieron a ti.
Yardım için teşekkürler, çocuklar!
Gracias por la ayuda, compis!
Çocuklarımı görmek istiyorum.
Quiero ver a mis hijos.
Dr. Adler'le yıllar yılı ortak bir noktamız vardı çocuklarımızı kaybetmiştik.
Durante muchos años, el Dr. Adler y yo compartimos un vínculo común, la pérdida de un hijo.
Çocuklar! Elimizi çabuk tutalım!
¡ Chicos, tomen todo lo que puedan!
Bu, çocuklarım olmayacağı anlamına mı geliyor?
¿ Eso significa que no voy a ser capaz de tener niños? Oh, Dios.
Çocuklar, bu adamın kaplumbağa kıçının tadını bilmesine hayran kaldım.
Me encanta como conocen que sabor tiene el culo de una tortuga.
Çocukların var mı?
¿ Tienes hijos?
- Yapmayın çocuklar. Bir gün olsun birbirimize destek olup saygı gösterelim, olmaz mı?
Vamos, chicos. ¿ No podemos tener un día donde nos respetemos y nos apoyemos el uno al otro?
Çocuklarımız var bizim.
Tenemos hijos.
Ya onlar bizim çocuklarımız olsaydı?
¿ Y si fueran nuestros hijos?
Çocuklarımı Birleşik Devletler'e güvende olsunlar diye göndermiştim.
Mandé a mis hijos a EE.UU. para que estuvieran a salvo.
Güzel çocuklarıma sahip olamazdım.
No hubiera tenido a mis hermosos hijos.
- Edwin, çocukları alman lazım.
Mujer : Edwin, necesita para recoger a los niños.
Uzun zaman boyunca çalıştım ve çocuklarımı üniversiteye gönderdim.
Trabajé lo suficiente y gané lo suficiente para enviar... a mis hijos a la universidad.
Evlenmiş olsaydım mazeret olarak karımla çocuklarımı öne sürerdim.
Si estuviera casado, podría haber usado a mi esposa e hijos como excusa.
Uzun zaman boyunca çalıştım ve çocuklarımı üniversiteye gönderdim.
Trabajé lo suficiente y gané lo suficiente para enviar a mis hijos a la universidad. Así que lo demás depende de ellos.
Polisi aradım... Perili Köy'deki çocukların yetimhaneye sevk edildiğini söylediler.
Llamé a la Policía, y me dijeron... que los niños de la aldea fueron trasladados a un orfanato.
Tatlım, çocukların masası burada.
Cariño, esta es la mesa de los niños.
9'la 13 : 30 arası toplantıdaydı. O sırada Haley'nin elbisesini alacağı Alex'in hediyesi için Best Buy'daki Stan'le görüşeceği alelacele eve dönüp topkekleri pişirmeye başlayacağı garajdaki yayık makinesini alıp dondurma yapacağı hediye paketleyeceği ve topkekleri süsleyeceği 90 dakikalık bir boşluğu olmuş. Böylece saat üçteki personel toplantısına yetişmek için çocukları okuldan almaya sekiz dakikası kalmış.
Estuvo en reuniones desde las 9 : 00 a.m. a las 13 : 30... dejando 90 minutos libres para comprar el vestido de Haley... verse con Stan en el Best Buy para el regalo de Alex... después correr a casa... donde pudo empezar a hacer las magdalenas... buscar la batidora del garaje... batir, envolver y congelar... dejándole unos escasos ocho minutos para la hora de salida del colegio... para correr del vuelta a su reunión de las 3 : 00.
Tamam, çocuklar, bu defa fişi çekmemiz lazım. Evet.
Bueno, chicos... tenemos que terminar con esto.
Grace bir gün çocuklarımız olur diye kendi isminin geçmesinden endişeliydi.
Grace estaba preocupada de que el libro... llevase su nombre si un día tenía hijos.
Gitmem lazım çocuklar.
Debo irme.
Çocuklarınız olursa ilk adını kullanmaya başlayacaksın, tamam mı?
Si ella tiene a tus hijos, usarás su nombre de pila, ¿ verdad?
Selam çocuklar. Kazandık mı?
Hola, chicos. ¿ Hemos ganado?
Onlar bizim çocuklarımız, tamam mı?
Son nuestros hijos, ¿ de acuerdo?
Kızıma ve üvey çocuklarına da daha yakın olacağım.
Estaría más cerca de mi hija y sus hijastros.
Mor kazağımı gördünüz mü çocuklar?
Chicos, ¿ Han visto mi jersey morado? No.
Umudum şudur ki, okul sistemimizle çocuklarımızı tabi tuttuğumuz durum olan bir şeye derinlemesine tutulmanın cazibesi... Bu cazibeye onları çekmeye çalışabiliriz. Böylece içten içe bunu takip etmeye motive olurlar.
Mi esperanza sería que aún haya... deseo por la inmersión profunda en algo... que a través del sistema escolar sometamos a nuestros hijos a eso... podemos realmente intentar acercarlos a sus encantos... para que se vuelvan emprendedores intrínsecamente para ir tras ello.
Çocuklarımızın çocuklarının çocukları insan refakatine ihtiyaç duyacak mı?
¿ Los hijos de los hijos de nuestros hijos... necesitarán la compañía de los humanos?
- Çocuklarım, bir ailem olsun istiyorum.
Quiero niños, una familia.
Anladığım kadarıyla, çocuklar evlerinin önüne gelip onunla dalga geçiyorlarmış.
Y según entiendo, los niños venían a la casa, y se burlaban de él.
Sanırım bu planlarının içinde çocuklar yoktu.
Lo entiendo, los niños no estaban incluidos en esos planes.
Ama o silahı çocuklarıma doğrultacağımı düşündüğümde...
Al pensar en apuntar con esa arma a nuestros hijos...
Çocuklarımıza yapamazdım.
Nuestros hijos... no podría haberlo hecho.
Çocukları mı?
¿ A los niños?
Jay Watson'ı vurmadan önce ona çocuklarıyla vedalaşma şansı tanıdınız mı?
¿ Le dio la oportunidad a Jay Watson para decir adiós a sus hijos antes de que le disparó a muerte?
Karımı ve çocuklarımı, bana asla itiraf etmeyecek bir adamı konuşturmak için dokuz buçuk saat ekonomide uçup Pasifik Okyanusu'nun ortasındaki bir adada bıraktım.
Verás, he dejado a mi mujer e hijos en una isla en mitad del océano Pacífico para tomar un vuelo de nueve horas y media en clase turista para obtener la confesión de un tipo que sé que nunca va a confesar.
Çünkü çocuklarımız bizimle harcadıklarından daha fazla zamanı birlikte harcıyorlar.
Porque nuestros chicos pasan más tiempo juntos del que pasan con nosotros.
- Çocuklarımı görmem lazım, Helen.
- Necesito ver a mis hijos, Helen.