English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Birine

Birine traducir español

29,895 traducción paralela
Risk altında olan şey aslında sübyancı birine, avukat tutması ve her şeyi reddetmesi için zaman tanımamız olur.
Lo que es arriesgado es darle tiempo a un abusador de menores para que se consiga un abogado y niegue el hecho.
Er ya da geç tanıdığım birine denk geleceğimi bilmeliydim.
Debí imaginarme que me encontraría con alguien que conozco en una de estas tarde o temprano.
Ama seninle birlikte olması gereken birine ihtiyacın var, ve o kişi ben olayım istiyorum.
Pero necesitas a alguien que esté en tu equipo y yo quiero ser esa persona.
Eğer içimizden birine ulaşacaksa bu kesinlikle ben olmam.
Si va a contactar con alguno de nosotros, no va a ser conmigo.
Tahmin edin Edith zehirlenmeden sadece 3 hafta önce birine ne göndermiş?
Adivina sobre qué envió un link a alguien justamente tres semanas antes de que Edith fuese envenenada.
Birine hiç zarar vermek istediniz mi?
¿ Alguna vez ha querido hacer daño a alguien?
"Birine hissettiklerini anlatabilmek mucize gibi bir şey."
Decirle a alguien cómo te sientes es un milagro.
İyi birine benziyorsun.
Bueno, pareces un hombre estupendo.
Cesur bölge savcımız Conner Wallace'ın davalarından birine bakacağız.
Un caso llevado a juicio por nuestro elegante fiscal, Conner Wallace.
Wallace'ı onlardan birine dönüştürme.
No lo conviertas a Wallace en uno.
Ben... Ben de birine aşığım.
Yo... también estoy enamorado... de alguien.
Her birine birkaç kutu.
Solo unas pocas cajas en cada uno.
Olay şu, Sara, yardıma gelmeyi çok isterdik ama aşı işe yaramadı ve Mick o şeylerden birine dönüştü.
nos encantaría ir a ayudarles. Pero mi vacuna no funcionó y Mick se convirtió en una de esas cosas.
Bu kulübün Sahra Çölü kadar kuru olduğu düşünülürse bence yeni birine ihtiyacınız var Özel Ajan Ness.
Como este club está tan seco como el Sahara diría que necesita otro, - Agente Especial Ness.
Ölümden dönmüş birine göre fena görünmüyorsun.
Te ves bien para alguien que regresó de entre los muertos.
Ben şimdi birine aşık oluyorken aynı duyguyu senin de tatmanı istiyorum. Joe.
Ahora que me estoy enamorando de alguien, solo quiero que tú tengas lo mismo.
Böyle bir şeyin ardından birine güvenmenin zor olaceğını anlıyorum.
Imagino que sería difícil confiar después de algo como eso. - ¿ Eso crees?
Birine yumruğu çakacağım.
Voy a golpear a alguien.
Kötü birine dönüşen benim.
Yo soy la que se está volviendo malvada.
Zeki birine göre bu çok salakça bir hareketti.
Para un chico inteligente, ese fue un movimiento tonto.
Suçu birine atmaları gerekiyordu.
Tenían que culpar a alguien por ese crimen.
Başka birine dönüş.
Conviértete en alguien más.
Demek istediğim, babam nasıl birine dönüştüğünü görse hayal kırıklığı yaşamazdı.
El punto es que papá no estaría decepcionado del hombre en que te has convertido.
Theon Greyjoy'un cinsel organı kesilmiş birine kıyasla gideri var.
Theon Greyjoy no está nada mal a pesar de estar castrado.
Sanki 45 kiloluk halinle birine zarar verebilirmişsin gibi.
Si, como si tus 40 kilos fueran a hacer daño a alguién.
Ashley kötü birine benzemiyor.
Ashley no parece ser... mala.
- Bu, onunkilerden birine benziyor. Onun Pachamama putlarından birine.
Se parece a uno de sus... ídolos de Pachamama.
Demek istediğim, bir insan birine bunların hepsini nasıl yapabilir?
¿ Cómo puede una persona provocar todo eso en otra?
Yolculuklarından birine çıktın herhalde.
Me imagino que estás en uno de tus viajes.
- Sizin. Üyelerden birine ait.
Es de uno de los miembros.
- Onunkilerden birine benziyor.
Se parece a uno de los de él.
Önümüzdeki herkes birine kaynak yaptırırsa?
¿ Y si todos los de adelante lo aceptan?
Birine söylersen, onu öldürürüm.
Si le cuentas a alguien, la mato.
Esnek birine ihtiyacım var.
Necesito a alguien flexible.
Çok yakında, ikimiz de ön taraftaki altı Tesla'dan birine sahip olacağız.
Y pronto, tú y yo tendremos uno de esos seis Teslas que están en la entrada.
- Gizlilik sözleşmesi, yani herhangi bir şey hakkında birine bir şey söylersen dava edilirsin. Hem de epey kötü.
Es un acuerdo de confidencialidad, lo que significa que si dices algo sobre cualquier cosa a quien sea, te demandaremos... duramente.
İyi birine benziyor.
Ella parece... amable.
Ve hergün, 16 saatlik bir günden sonra birine ayıracak vaktin kalmıyor hiç.
Y luego de 16 horas sin parar, no tendrás nada qué darle a nadie.
Baykuşun birine Noel'de bir sepet fare yolladı... Eminim ki onun benimkinden daha güzel evi vardır.
Una lechuza a la que le envió una cesta de ratones en Navidad, que estoy segura tiene una casa mejor que la mía.
Senin kadar yüzeysel birine aşık olduğuma inanamıyorum!
Sí, ¡ no puedo creer que me enamorara de alguien tan superficial como tú! No puedes llamarme superficial...
Gereken boyda olmadığı için oyuncaklardan birine binemedi.
No tenía la altura suficiente para una de las atracciones.
- Tamam ama yanında olacak birine ihtiyacın var.
- Bueno. Pero vas a necesitar a alguien.
Ciddi ciddi birine bunu yapabileceğimi düşünmüyorsun değil mi?
¿ En verdad no crees que podría hacerle eso a alguien?
Birine ihtiyacım var.
Necesito a alguien.
Ciddiyim, eğer birine zarar verecek olursa hepimizi ele veririm.
En serio.
- Falak, birine çarpacak.
- Falak, él atropellara a alguien.
- Falak, birine çarpacak.
- Quedate aquí.
Damadım olmasından gurur duyacağım birine.
Pero desde entonces, Oliver, te has convertido en todo un hombre, la clase de persona que estoy orgulloso de tener como yerno.
- Toplantılarımızdan birine gelmelisin.
Deberías venir a una de nuestras reuniones.
- Ya onlar birine kaynak yaptırırsa?
¿ Y si todos ellos lo permiten?
- Ya onlar da birine kaynak yaptırırsa?
¿ Y si todos ellos lo permiten?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]