Birinci gün traducir español
144 traducción paralela
Birinci gün, ikinci gün,... üçüncü gün.
Del primer día, del segundo día, del tercer día...
Birinci gün, birinci ayak...
Ahora, la ruta. Primer día, primera etapa...
Ve akşam oldu ve sabah oldu ; birinci gün.
Y una noche y una mañana formaron el primer día.
Birinci gün için sınıf ödevleri... Langdell'deki ve Austin binasındaki... ilan tahtalarına asılır... bunu bilmeniz gerekirdi.
Las tareas para el primer día de clase... se anuncian en las pizarras... en las Salas Langdell y Austin.
Birinci gün, mobilyayı maviye boyadım.
El primer día pinté los muebles de azul.
Gettysburg Savaşı, birinci gün.
Gettysburg, primer día.
Birinci Gün
PRIMER DIA
Tamam, birinci gün.
Bien, día uno.
Tanrı, birinci gün güneşi yarattı.
El primer día, hizo el sol.
Tanrı, birinci gün güneşi yarattı.
El primero dia, hizo el sol.
Birinci gün, diş ipi. İkinci gün, diploma.
Día uno : hilo dental.
Birinci Gün İki Eva da ki hasar
Los daños a los dos Evas han sobrepasado el límite de Henflick, más allá de toda restauración.
Birinci gün... herşey normal gözüküyordu... şey, Joxer'ın öldürülmesi hariç.
El primer día todo parece normal bueno, excepto que Joxer es asesinado.
Birinci gün.
Día uno.
Birinci gün ; onu soyutla, dikkatini çek.
Primer día : aislarla, obtener su atención.
Eğer birinci gün fazla yol katedebilirsem, iki gün içinde eve geri dönebilirim.
Si cubro más distancia el primer día, estaré de vuelta en dos días.
Birinci günden. 90 gün daha toplantılara katılacaksın.
Otros noventa días, otras noventa reuniones.
Benim ve senin için, bu birinci gün.
Asi que para ti y para mi, hoy es el dia uno.
ÖYD Birinci Gün.
DOA DIA UNO
Birinci gün.
Día Uno
Birinci Gün
- PRIMER DÍA
Birinci gün.
Día 1
- Ve birinci gün de oradaydı. - Kim?
- Y estaba ahí desde el inicio.
Birinci gün öldüğünde, herkes intihar olduğunu düşünmüştü.
Cuando murió el primer día, todo el mundo pensó que fue suicidio.
Ama ne olursa olsun onu bana birinci gün gece yarısından yanı ikinci günün resmî başlama saatinden önce vermeyeceksin.
Te lo dare a ti..... pero, en ninguna circunstancia vayas a entregármelo antes de la media noche que será el comienzo oficial del segundo día.
Ama bir gün senden sonra birinci sınıf bir komedyen olacağım.
Algún día seré el primer actor cómico, después de usted.
Önceki gün annen sınıfında birinci olduğunu söyledi.
Oh, tu madre me dijo el otro día que eras el primero de la clase.
Bir gün birinci teğmen olacağım efendim.
- Ya ascenderé a oficial de primera.
Sonra gün içinde birinci sınıf bir kartoloz çıktı karşıma. Barones Mouaque. Bir dul.
La baronesa Mouaque, una viuda.
Bir gün buradan birinci derece yanıklarla çıkacaksın.
Un día de estos saldrás de ahí con quemaduras de primer grado.
Birinci kısmı başka bir gün göstereceğim..
Mostraremos la primera parte de nuevo.
Sadece tek bir tıbbi kayıt... o da birinci süvarinin beş gün önce Thelusian gribi olduğu.
Un solo ingreso médico. El primer oficial tuvo gripe thelusiana hace cinco días.
Belki bir gün, biraz şans ve birinci sınıf tıbbi bakımla, Leo'yu geri getiririz.
Quizás algún día, con un poco de suerte y atención médica de primera tendrás a Leo de vuelta.
Harekat amiri Miles O'Brien dahil birinci subaylar iki gün önce Atılgan ile geldiler.
Los primeros oficiales, entre ellos el jefe de operaciones, Miles O'Brien llegaron hace dos días a bordo del Enterprise.
Birinci düzey bir arama ne kadar sürer? En az iki gün.
¿ Cuánto tardaremos en hacer una exploración de nivel 1?
Birkaç gün sonra ölümünün birinci yılı olacak değil mi?
¿ Falta poco para el Aniversario de su muerte?
Birinci gün.
Primer día.
Eee, bir gün, birkaç asker bir sandık buldu. İçinde 280 kilo birinci sınıf sığır eti vardı.
Un día, dos soldados encontraron una caja de madera que contenía 270 kilos de carne de buey tejana de primera.
Birinci sınıfta gördüğümüz botanik dersinin, bir gün işe yarayacağını asla düşünmezdim.
Jamás creí que las clases de botánica servirían para algo.
O gün birinci geldi, tabii ki.
Llegó primero ese día, claro.
İlk gün ve birinci tur bittiğinde, gerçek bir heyecan vardı.
Conforme el día y la 2ª vuelta tocaban a su fin crecía la excitación.
Ve bu gece, onları tartışırlarken gördüm. Onları birinci sınıftan beri her gün tartışırken görüyordum.
Y esta noche los vi pelear algo que he visto desde que estaba en primer grado, pero...
Doug New Mexico Üniversitesinde birinci sınıf öğrencisi... Antik diller eğitimi görüyor ve bir gün arkeolog olmayı umut ediyor.
En el primer año en la Universidad de Nuevo México estudia lenguas clásicas y espera llegar a ser arqueólogo.
Seni ilk gördüğüm gün ölümünün birinci yıldönümüydü.
El día que te conocí... era el día en que se cumplía un año de su muerte.
Ertesi gün Amerika'daki bütün gazetelerin birinci sayfasında bu olay yer aldı.
Al día siguiente, en todas las portadas de los periódicos se veía el titular :
Birinci yıldönümümüze üç gün kala.
Fue hace tres días antes de nuestro primer aniversario.
Birinci Helion yakınındaki tüm gezegenlerle gün ışığını paylaşır.
Helion Primo comparte su luz del sol con todos los mundos cercanos.
Ertesi gün, birinci sınıftan bilet aldım.
Al día siguiente, compré un pase en primera clase.
Lionel Fortay'ın, Vikinglerden atılmasından sadece bir gün önce kendisi ve oda arkadaşı tarafından verilen partide birinci sınıf öğrencisi bir kız, ektasi komasına girdi.
La noche antes de que Lionel Fortay fuera expulsado... una chica tomó una sobredosis de éxtasis en una fiesta... - que daban él y su compañero. - ¿ Cómo está ella?
Baker'larda kahvaltı, birinci gün.
¡ Desayuno con los Baker!
Bu dosyayı üç gün içinde kapat ve birinci ekibe katıl.
Cierren este caso en tres días, y únanse a la brigada principal.
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192