Bu insanlar traducir español
26,895 traducción paralela
Hmm. Tüm bu insanlar bu ülkeye göç etmiş daha iyi bir hayat için. Görünüşe göre Eddie bunu başarmalarına yardımcı oluyormuş.
Todos son inmigrantes buscando un futuro y Eddie los ayudaba a lograrlo.
Bu insanların İmparatorluk tarafından arandığını söyledin.
Dijiste que a esta gente la busca el Imperio.
Bu insanlar yabani.
Estas personas son salvajes.
Karımı aldatırım ama bu insanları tanımıyorum.
Engaño a mi mujer. Pero no conozco a esta gente.
Bu insanlar aklını yitirmiş.
Esta gente está loca.
Bu insanların sevdikleriyle iletişim kurmalarının tek yolu bu.
Es la única forma que esta gente puede hablar con sus seres queridos.
Katil bu insanlar!
Estas personas son asesinos.
Kim bu insanlar Mike?
¿ Quiénes son estas personas, Mike?
Kim bu insanlar?
¿ Quiénes son estas personas?
Bu insanların evime gelip poker oyunumu mahvetmelerini isteyeceğimi nereden çıkardın?
Que no quiero a un puñetazo en la cara. ¿ Por qué querría estas personas en mi casa Echar a perder mi juego de póquer?
Harriet bu insanları ayı mağarasına mı göndermiş yani?
¿ Así que Harriet mandó a esa gente derecha a una cueva de un oso?
- Hayır diyorum ki... Bak, bu insanları kötü bir karar almak için zorlayacak bir şey olabilir!
No, estoy diciendo... mire, este es el tipo de cosas que podría forzar a la gente a tomar una mala decisión!
Nasıl kurtaracağız bu insanları yahu?
¿ Cómo diablos vamos a salvar a esta gente?
Bu şeyi toplamamız lazım yoksa bu insanlar dakikalar içinde ölür.
Tenemos que conseguir esto juntos o aquellas personas morirán en cuestión de minutos.
Bu insanları incitmene izin vermeyeceğiz, Cruella.
Cruella, no vamos a dejar que lastimes a estas personas.
Rosalyn'in ölümü ile Hull'ın projesi rafa kalkınca bu insanların da işleri bitti mi?
La muerte de Rosalyn se penetra con un tenedor en la construcción del casco, y estos chicos lo llaman un día?
Bu insanlar çizgiyi öyle aştı ki, çizgi artık görünmüyor.
Esos tipos mueven los límites a su antojo.
Bu insanlar uzun süredir kendi kurallarını uyguluyor.
Esa gente lleva operando según sus propias normas demasiado tiempo.
Çünkü bu insanların beni aramasını istemiyorum.
Porque no quiero que esta gente me llame.
Vav, bu insanlar çok soğuklar.
Esta gente es fría.
"Bu insanları kontrol etmenin yolu onları bastırmak değil."
Dijo : "Ey, la manera de controlar a esta gente... " No es oprimiéndola...
Bu insanlar çiftçiler.
Estas personas son granjeros.
Bu insanları ikiye bölmenin eski usul tarzıydı.
Ese es el modo pasado de moda aserrar por la mitad a las personas.
Ayrıca Avrupa ülkeleri bu insanları ülkelerine aldıklarından anlaşılan tecavüz ediyorlarmış.
Ahora que Europa permite a esta gente entrar en sus países resulta que son violadores.
Eğer durmazsam tüm bu insanlar çok üzülecek.
Es decir, si yo no paro, entonce, todas estas personas serán tan heridas.
o perşembe günü emil'in bunlarla hastahane girşinde oluğunu söyledi bu ayrıca onun en son yaşarken görülen zamanlar o adam son iki haftadır her gün bu saçma davasına üye yapamak için insanları hastahane dışındaydı sizin emille tartıştığınızı gören tanıklarımız da var
Dijo que vio a Emil entregando estos afuera en la entrada principal del hospital el jueves pasado. También pasa a ser uno de los últimos momentos en que alguien lo vio con vida. Ese hombre estaba afuera del hospital todos los días durante las últimas dos semanas, tratando de recluir pacientes para su ridícula demanda.
senlen gurur duyuyorum datlum bu herşeye yardımcı olacak Angela... gerçekten bu konu hakkında konuşmak istemiyorum bak biliyorum bu bir süreç fakat sen işini yapıyorsun ve her şey iyi olacak hayır olmucak ne hakkında konuştuğuunu bilmiyorsun en azından internetteki insanlar onlar dürüstler
¿ por qué no querías compartirlo conmigo? Estoy tan orgullosa de ti, cariño. Esto será de
Bir fark yaratabilecek, bu deliliği durdurabilecek insanlar...
Gente que puede marcar la diferencia, que puede detener esta locura...
Batı Hint adalarının dört bir yanından insanlar ona sadakatlerini sunmak için bu törene akın etti.
A esta ceremonia acudieron personas de todos los rincones de las Antillas para manifestar su lealtad a la Reina.
Zaten insanlar bu gece bir kraliçe ile tanışmaya gelmiyor mu?
Además, los que vienen hoy esperan ver a una reina, ¿ no? - Sí.
Bana göre yeraltında bu kadar az paraya çalışan bu cesur insanların çalışma şartları hâlâ oldukça tehlikeli.
En mi opinión, sigue habiendo unas condiciones muy peligrosas para estos pobres y valientes hombres que trabajan bajo tierra por muy poco.
Çünkü insanlar bu olayı abartıyor.
Porque todo el mundo arma siempre un escándalo.
Bu sadece Kraliyet ve Kraliyeti temsil eden insanlar hatalar yaparsa ve yanlış kararlar alırsa gerçekleşir.
De nosotros. Solo si la Corona y las personas que la representan cometen errores, toman decisiones equivocadas.
Bu da insanları endişelendirdi. Bireysellik istemiyorlar.
Y sembraste el pánico, la gente no quiere a alguien que destaque.
Sizin MIT'niz gibi, söylemezsem olmaz dünyanın en iyi bilim insanları bizde ama gerekli para yok, bu pek de iyi bir kombinasyon değil.
Es como su MIT. Y puedo decirte, que tenemos los mejores científicos del mundo, peor no tenemos el dinero, y es... no es una buena combinación.
İnsanlar bu filmin var olduğunu bilmeli.
La gente tiene que saber que esta película existe.
Belki bu gelecekte, yakınlaşacağımı hiç hayal etmediğim insanlar vardır.
Quizá este futuro incluya personas con las que nunca soñé acercarme.
Dinle Morty seni üzmek istememe ama insanların aşk dediği sadece kimyasal bir reaksiyon. Bu hayvanların çiftleşmesini sağlıyor.
Escucha, Morty, no me gusta decírtelo, pero lo que la gente llama "amor" es solo una reacción química que obliga a los animales a reproducirse.
Tek bilmen gereken insanları bu tarz şeylerden kurtardığımız.
Mira, lo único que necesitas saber es que salvamos a gente como tú de cosas como estas.
Bence insanlar bu kitaptan çok yararlanacak.
Creo que la gente se beneficiaría mucho de él.
Bu yerin barışçıl insanlarına ihanet ettiniz.
Han traicionado a la gente pacífica de este lugar.
Hayatta kalırsanız insanların size soracağı soru bu.
Eso es lo que la gente te habría preguntado - si hubieras sobrevivido.
Ama işkence edecek insanlar olmadan bu işin de bir anlamı kalmaz.
Pero el trabajo no tendría sentido sin una ciudadanía para atormentar.
Bu kasabadakiler kalan son insanlar.
La personas de esta ciudad son los únicos humanos que quedan.
Yok, ama bu demek değil ki benim de değer verdiğim insanlar yok.
No, pero hay gente que me importa. Y si algo les ocurre...
Ümitvar olabiliyor. İnsanların ona iyi davranacağı Konusunda çok optimist ve insanlar da bu durumdan bazen istifade ediyor.
Puede ser tan confiada, tan optimista que piensa que la gente solo le haría el bien, pero... a veces se aprovechan de ella.
Bazen insanlar korkunç şeyler yapıyor dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için ve bu kahramanlık, değil mi?
Bueno, diablos, a veces la gente tiene que hacer cosas terribles para que el mundo sea un mejor lugar, y ese es un tipo de heroísmo, ¿ correcto?
Bu dünyada kötü insanlar var, bir adamın karısını baştan çıkarabilecek insanlar, ve birilerinin bu konuda bir şeyler yapması gerekiyor.
Hay gente mala en este mundo, gente que seduciría la esposa de un hombre y alguien tiene que hacer algo al respecto.
Bu adamı yakalama uğruna iyi insanlar öldü Hotch.
Ha muerto muy buena gente intentando atrapar a ese tipo, Hotch.
Bu yüzden insanlar binaları alıyor, yıkıyor ve tekrar inşa ediyor.
Así que compran y derriban y vuelven a construir.
Fakat yanındaki insanları önemser, bu yüzden önce yanındakilere yaklaş.
Pero es muy consciente de los demás, empieza con los peces gordos cerca de él.