Böyle bir şey olmadı traducir español
432 traducción paralela
Fakat böyle bir şey olmadı.
No Io hice.
Rio Arriba'da hiç böyle bir şey olmadı, bu iş bitince rahatlayacağım.
Nunca ha pasado algo así en Río Arriba y estoy deseando que se acabe.
Böyle bir şey olmadı.
No ocurrió nunca.
Bugüne dek böyle bir şey olmadı.
No ha habido ninguno, hasta hoy.
Böyle bir şey olmadı, Frank.
Ni uno, Frank.
Aslında, daha evvel böyle bir şey olmadı.
Bueno, nunca antes había pasado.
# Hayatın böyle bir şey olmadığının farkındayım
♪ I know life's more than just some kind of deal ♪
- Asla böyle bir şey olmadı.
- Nunca sucedió.
- Hayır, böyle bir şey olmadı.
- Es que yo no sé qué cuento le ha hecho ella...
Henüz böyle bir şey olmadı.
aún nunca ha sucedido.
Böyle bir şey olmadı.
Cosa que no ocurrió.
Böyle bir şey olmadı.
No es lo que pasó.
Ben de, böyle bir şey olmadığını söylüyorum.
Yo digo que eso no existe.
Yani, bu bir rüya olduğuna göre gerçekte böyle bir şey olmadı değil mi?
Sé que fue un sueño y por lo tanto no lo hicimos, ¿ Verdad?
Böyle bir şey olmadı.
No es cierto.
- Anne böyle bir şey olmadı.
- Ma, eso nunca ocurrió.
Böyle bir şey olmadı. Limuzin, kadın, üst kapak falan yoktu...
No hubo nada de eso, no hubo tal limusina, ni esa mujer ni...
Bu resmi bir haber değil. Böyle bir şey olmadı.
Esta noticia no es oficial, no ha ocurrido.
Aslında böyle bir şey olmadı.
Esto no ha ocurrido.
- Böyle bir şey olmadı! - Tamam Jerry.
Nada parecido Ok, Jerry
Böyle bir şey olmadı mı? Hayır.
No, era un cliente más.
Bilemiyorum. Daha böyle bir şey olmadı.
No lo sé, Aún no se ha dado el caso,
Böyle bir şey olmadığını biliyorsun.
Maldición, tú sabes que aquí no ocurrio nada semejante.
Böyle bir şey olmadı.
- Nunca sucedió.
Böyle bir şey olmadı.
Esto nunca sucedió, ¿ de acuerdo?
Belki de böyle bir şey olmadığı içindir!
Porque no lo eran, ¿ puede ser?
- Ve bir daha da böyle bir şey olmadı mı?
- ¿ Y no ha vuelto a pasar desde entonces? - Nunca.
Bundan böyle, orada bir şey olmadığını varsayacağım.
Llega un momento en que tanta Historia cansa.
Böyle bir şey yapmamalıydım, biliyorum, ama kimseye bir zararı olmadı.
Sé que no debería haber hecho esto, aunque no causó ningún daño... porque...
Daha önce hiç sahip olmadığın bir şey için nasıl böyle kin bürüdün?
¿ Cómo puede vengarse de algo que nunca tuvo?
Asla. Böyle bir şey hiç olmadı.
Nunca, nunca ocurrió.
Elbette burada değilim. Çünkü böyle bir şey asla olmadı.
Claro que no estoy aquí, porque nada ha ocurrido.
Böyle bir şey hiç olmadı.
¿ Qué pasa si rehusan hacerlo?
Böyle bir şey hiç olmadı.
Jamás lo ha hecho.
Vampirler hakkında bir şey bilsen, böyle olmadığını anlarsın!
No, si sabe algo de los vampiros.
Bana mı bakıyorsun budala? Böyle bir şey asla olmadı.
A mí, bobo, nunca me habría pasado algo así, nunca.
Ama benim hiç böyle bir şey yapma şansım olmadı.
Pero nunca tuve la oportunidad de hacer algo como eso...
Hiçbir şey olmadı. Böyle bir şey hiç olmadı.
¡ No paso nada!
Böyle bir oyun onlara izlenimlerinin doğru olduğunu ve bundan kesinlikle çıkışları olmadığını söyler. Yapabilecekleri hiçbir şey yoktur.
Sólo les dices que su impresión del mundo... es correcta, que no hay salida y no pueden hacer nada.
Bak, böyle bir şey olsa bile, ki olmadı... sence, benim bundan haberim olmaz mıydı?
Mira, si hubiera pasado, y no pasó ¿ no crees que yo hubiera podido no saberlo?
Tarihte böyle birşey söz konusu olmadığından kurt herhangi bir şey yaptığında, insanı kuduz yapabilir- - çılgınca. "
Porque no hay ningún caso documentado en la historia donde el lobo haya atacado nunca a un ser humano, a menos que el lobo estuviera rabioso o loco "
Böyle bir şey gerçekte olmadı.
Jamás me ha ocurrido.
Yırmı yıIdır görevdeyim böyle bir şey olmadı.
Veinte años en la fuerza, nunca hubo tanta emoción.
Hiçbir zaman tamam olmadı. Böyle bir şey yapmışken nasıl yaşanır...?
Ha pasado algo. ¿ Cómo se puede vivir cuando has hecho algo...?
Evet, yani aslında burada olmadığımıza göre böyle bir şey de olmadı.
Entonces no estamos aqui y por lo tanto no sucedió.
Tatlım, ben olsam, bunun çok gurur verici olduğunu ama henüz böyle bir şey için hazır olmadığımı söylerdim.
Yo le diría a ese niño que te sientes halagada pero que aún no estás preparada para dar este paso.
Daha önce böyle bir şey hiç olmadı.
No había ocurrido nunca.
Daha önce böyle bir şey hiç olmadı.
Nunca habíamos tenido antes algo así.
Ayrıca farkında olmadığınızı düşündüğüm bir şey daha var. FBI, Dana'nın, böyle bir durum için belirttiği şartlarından bahsetti.
Además, no sé si usted sabe que el FBI nos ha notificado sobre el testamento de Dana.
"Daha önce hiç olmadı böyle bir şey."
No me había pasado esto antes.
Dışardaki insanlara yanlış bir şey yapmadığımızı, suçlu olmadığımızı ve böyle yaşamayı hakketmediğimizi hatırlatmak istiyorum.
Quiero recordar a la gente que no hemos hecho nada malo que no somos delincuentes ni nos merecemos esto.
böyle bir şey yok 21
böyle bir şey olmayacak 25
böyle bir durumda 32
böyle bir şey 44
böyle bir şey olamaz 25
böyle bir yerde 16
böyle bir zamanda 26
böyle bir şeyi nasıl söylersin 18
bir şey olmadı 105
böyle 531
böyle bir şey olmayacak 25
böyle bir durumda 32
böyle bir şey 44
böyle bir şey olamaz 25
böyle bir yerde 16
böyle bir zamanda 26
böyle bir şeyi nasıl söylersin 18
bir şey olmadı 105
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle iyiyim 107
böyle mi 243
böylesi 17
böyle işte 52
böyle şeyler 30
böyle olsun istemedim 34
böyle söyleme 179
böyle değil 53
böyle gel 42
böyle iyiyim 107
böyle mi 243
böylesi 17
böyle işte 52
böyle şeyler 30
böyle olsun istemedim 34
böyle söyleme 179
böyle değil 53
böyle gel 42