Duyduğuma göre traducir español
3,258 traducción paralela
Duyduğuma göre olay yerinden yara almadan kaçabilmiş.
Por lo que escuché, abandonó la escena ilesa.
Duyduğuma göre Schachter ameliyatını öne çekmiş.
He oído que Schachter ha atrasado tu operación.
Sanırım, geçiş önceliğimi kullandım diyelim. Duyduğuma göre Chet Dowling'in emekliliği yaklaştıkça sen yükselmek için sıraya girmişsin. Evet.
Bueno, supongo que tengo alguna cualidades... para el puesto, ya sabes.
Duyduğuma göre, yeni bir rotacıya ihtiyacı varmış.
Por lo que escuché, necesita corregir su rumbo.
Duyduğuma göre siz iki haydut, Yıldız Işığı'nı üstünüze almak istiyormuşsunuz.
He oído que todos los asesinos quieren apoderarse del saloon Starlight.
Duyduğuma göre büyük bir Pro-bükücü oyuncusu olmuşsun. Hiç fena değil.
Escuché que eras un gran jugador del control profesional ahora, nada mal.
Erkekler tuvaletinde duyduğuma göre, herkes oraya gidiyormuş.
En Amici. Oí casualmente en el aseo de caballeros que ahí es donde van todos.
Duyduğuma göre bankamızda VIP imiş.
Escuché que es un VIP en nuestro banco.
Duyduğuma göre Burroughs bir müşteriye uygunsuz davranmış.
Oí que Burroughs fue indiscreto con un cliente,
Duyduğuma göre şansı bitmiş.
Escuché que su suerte se acabó.
Duyduğuma göre öz kardeşi onu öldürtmeye çalışmış.
He oído... Su propio hermano ha tratado de matarlo.
Bazen birine vurmak, polis arabası çalmak ya da birini öpmek geliyor içimden ve duyduğuma göre Glee kulübü geçmesine yardımcı oluyormuş.
A veces me apetece pecharle a alguien o robar un auto policial o besar a alguien, y escuché que el coro podría ayudar a que eso no me pasara,
- Duyduğuma göre Lima'da tam sana ve parmaklarını yalayan, iç yağı seven, GilbertGrape'e benzeyen... -... anana uygun yeni bir Ronald McDonald barınağı açıyorlarmış.
Escuché van a abrir una nueva casa Ronald McDonald en Lima sólo para ti y tu madre lame-dedos, amante del relleno de tocino, y parecida a Gilbert-Grape.
Hatta duyduğuma göre sana Blaine Warbler diyorlarmış.
De hecho, escuché que incluso ellos te llaman Blaine Warbler.
* Father Dip blues parçalarıyla inleyecek duyduğuma göre *
# Escuché que el Padre Dip va a volar la tristeza #
Duyduğuma göre bugünün satışları olağanüstüymüş.
He oído que la cifras de venta de hoy han sido extraordinarias.
Duyduğuma göre dört nedime olacağı için başka bir sağdıç daha gerekiyormuş.
He sido informado de que, ya que hay cuatro damas de honor, necesitas otro padrino.
Duyduğuma göre vücudunun yarısını balıklar yemiş.
Lo que escuché fue que el cuerpo estaba medio comido por los peces.
Güvenlik görevlileri en azından onu... bir hafta uzaklaştırabilmiş ve duyduğuma göre bazen çok çirkinleşiyormuş.
Los de seguridad tenían que echarlo al menos una vez a la semana, y... por lo que he oído, a veces la cosa se ponía fea.
Duyduğuma göre partilerde eğlence yokmuş.
He oído que nada de diversión en las fiestas.
Duyduğuma göre buralarda takılıyormuş.
Escuché que anda por estos pagos.
ama duyduğuma göre birçok ödülünüz varmış.
Escuché que se han publicado varias de sus fotografías en el Times.
Duyduğuma göre koç Holtendan bir aşk telefonu almışsın.
He oído que has tuviste una llamada del Entrenador Horton. Felicitaciones.
Ama duyduğuma göre milli olmak zorunda değilmişsin.
Escuché que aún no habías entrado al equipo nacional.
Hem duyduğuma göre Noel babanın kendi listesi varmış.
Además escuché que Santa tiene su propia lista.
Duyduğuma göre Facebook hisselerinde bir servet kaybetmişler.
Bueno, escuché que perdieron una fortuna en acciones de Facebook.
Evet, duyduğuma göre gerçekten "sınırları aşmış." Buradasın.
Sí, he oído que está "fuera de la cadena."
Duyduğuma göre de bir avukatla bu mevzu üzerine anlaşmış.
Y por lo que sé, tenía un abogado que es una serpiente.
Duyduğuma göre FİK, yayına para cezası vermeyecekmiş.
Entonces, escuché que la FCC no va a multar a la cadena.
Duyduğuma göre, bir yayın evini protesto etmek için buraya geliyormuş.
Me acaban de avisar que está de camino a la ciudad para protestar contra una empresa editorial.
Evet, duyduğuma göre geçen hafta 11. Bulvar'da bir taksi şoförü, müşterisi tarafından soyulmuş.
Sí, la verdad es que he oído lo del taxista que fue asaltado por su propio pasajero la semana pasada en la 11a avenida.
Son duyduğuma göre o kullanılmış araba satıcısıydı.
Lo último que sé es que era vendedor de coches usados.
fakat, uh, duyduğuma göre askeri hapishanedeymiş.
Pero... tengo entendido que está en el calabozo.
Duyduğuma göre buranın tavşan eti muh-te-şem.
He oído que el conejo es increíble.
Duyduğuma göre Gwang Ha Moon'daki otel Teasan'a aitmiş.
Oí que el officetel de 20 pisos en Gwanghwamun es de Taesan.
Duyduğuma göre Arap dünyasında son moda orasıymış.
He oído que es lo que estará de moda en el mundo árabe. ¿ En serio?
Ama benim duyduğuma göre, hamilelik sırasında kadınlar ekşi şeyler istemez mi?
Pero oí que, durante el embarazo... A las mujeres les gusta comer cosas ácidas.
Duyduğuma göre, - En son Granadaydı.
Creo que está en Granada.
Duyduğuma göre hikayeleri bir aletle anlatıyorlarmış.
Dicen que hay una cosa nueva para contar historias.
Duyduğuma göre ringde kendini kaybediyormuşsun.
He oído que eres un maldito desenfrenado en el ring.
Duyduğuma göre bana para verecekmişsin?
Así que tienes dinero para mí.
Duyduğuma göre Gormenberg onu almaya yakın olduğunu düşünüyormuş.
Por lo que sé, Gormenberg cree que está por encontrarlo.
Duyduğuma göre çok soğuk bir noel olacakmış.
He oido que va a ser una fria, claro esta.
Bruce, duyduğuma göre ağrın varmış, değil mi?
Ah, Bruce, He oido que tienes un dolor, ¿ no?
Duyduğuma göre ortak banyo yakışıklı oğlanlar için epey zormuş.
Dicen que las duchas comunales son difíciles - para los muchachos guapos.
Kulaklarım eskisi gibi değil ama duyduğuma göre Carsonların eski evinde olduğunuza dair yemin edebilirim.
Mi oído ya no es muy bueno pero juraría que te oí nombrar la casa de los Carson.
Duyduğuma göre sizi meydana yakın bir yerde bulmuş.
Escuché que él te encontró una pieza cerca de la plaza.
Pekala 1972 yılı Okyanus Kralı Seacliff Amatör Sörf Yarışı'nın kazananı, duyduğuma göre alametifarikası kırmızı roketmiş,
El ganador de la competencia de la edición 1972 amateur de surf aquí en Seacliffe - - Ganó una tabla de surf con el distintivo, Red Rocket...
Duyduğuma göre, eskiden su böyle yükseldiğinde... İnsanlar bu ağaçlarla sığlık yaratırlarmış.
Oí decir que en otras épocas, cuando el río estaba alto la gente cruzaba a la altura de esos árboles.
Duyduğuma göre bu yıl Şükran Günü ve Noel'de buradaymışsınız.
¡ Así que, escuche que estarás aquí para Acción de Gracias y Navidad este año!
Duyduğuma göre bayağı güzelmiş.
Pero, ya sabes, siempre he querido ir.
gore 22
görev 62
göreceğiz 617
görevli 39
göreceğim 28
görevi 115
görev tamamlandı 49
göremedim 51
göreceksin 766
göremiyorum 394
görev 62
göreceğiz 617
görevli 39
göreceğim 28
görevi 115
görev tamamlandı 49
göremedim 51
göreceksin 766
göremiyorum 394
görevin 17
göreyim seni 19
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
göreyim 23
göremezsin 24
görebiliyorum 215
görelim 143
görev çağırıyor 20
göreyim seni 19
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
göreyim 23
göremezsin 24
görebiliyorum 215
görelim 143
görev çağırıyor 20