English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ D ] / Dünyada

Dünyada traducir español

16,717 traducción paralela
"Burası yeni dünya ve bu dünyada her kim olmayı istersen olabilirsin."
"Este es un mundo nuevo. Y en este mundo, puedes ser quien te dé la puta gana".
Ve bu dünyada istediğin kişi olabilirsin.
Y en este mundo, puedes ser quien te dé la puta gana ".
Dünyada neler olup bittiğini bilmek istemiyorum.
No quiero saber qué pasa en el mundo.
Sorunsuz bir dünyada yeniden doğacaksınız.
Volverán a nacer en un mundo tranquilo.
Aradaki tek fark, benim babamın tüm dünyada milyonlarca hayranı olmasıydı.
La diferencia es que mi papá era adorado por millones de fans en todo el mundo.
Kendini yetiştirmiş bir rönesans adamıydı ama dünyada olup biten her şeye karşı bitmek bilmez bir merakı vardı, sanat, fotoğraf, politika, akla ne gelirse.
Era un hombre renacentista, artífice de su propio éxito, pero tenía una curiosidad ubicua sobre todo lo que pasaba en el mundo, ya fuera el arte, la fotografía, la política.
Dünyada en sevdiğim iki insanın bu şekilde kavga etmesini dinleyemem.
No puedo escuchar a las dos personas a las que más quiero en el mundo peleando así.
... tüm dünyada ki deniz ve okyanuslarda bulunur.
... habita los océanos y mares del mundo. La ballena jorobada...
Emma bu dünyada ki en değerli varlığımdı.
Emma era lo más importante del mundo para mí.
Will'in yerini biliyor ve Baş Aşağı dünyada ölmesine izin veriyor.
Ella sabe dónde está Will, pero prefiere dejarlo morir en el otro lado.
Dünyada bir başınaymışsın gibi davranıyorsun ama değilsin.
Actúas como si estuvieras sólo en el mundo, pero no lo estás.
Baş Aşağı dünyada.
El Otro Lado.
Sonra büyük şehre taşındığımda bu dünyada herkesin bana nasıl baktığını gördüm.
Luego, cuando me vine aquí, en este mundo, vi cómo me miraban todos.
Dünyada tekinsiz adam çok ama Bobby temiz bir iş yürütüyor.
El mundo está lleno de francotiradores. Pero Bobby dirige un negocio legal.
Onu burada, gerçek dünyada tutmak gerçekten zor.
Ya bastante cuesta mantenerlo aquí en el mundo real.
Bu dünyada hiç mi saygı kalmadı?
¿ Ya no hay clase en este mundo?
Savaş zamanında, alevler içindeki bir dünyada Wyatt adındaki bir caniyle başlar.
Comienza en un tiempo de guerra... un mundo en llamas... con un villano llamado Wyatt.
Bunu dışarıdaki dünyada yerine getiremediklerinden buraya geliyorlar.
No pueden complacerlo en el mundo exterior, por lo que vienen aquí.
Bu dünyada yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu düşünüyorum.
Creo que tal vez algo esté mal con este mundo.
Dünyada senden başka benimle bu tonda konuşabilecek adam yok.
No hay otro hombre en el mundo que me hable con ese tono.
Teddy uzun zaman bu dünyada kalacak gibi görünmüyor.
Parece que a Teddy le queda poco en este mundo.
Artık Riba sonrası bir dünyada yaşıyoruz.
Ahora vivimos en un mundo post - Regp.
Bu dünyada iyi haber diye bir şey yoktur.
No hay buenas noticias en este mundo.
Kendinizi bana saldıracak kadar kalifiyeli görmeniz kafamı karıştırıyor. Tahminen arşivlerde 30 yıllık deneyimlerim var ve kitaplarım bütün dünyada büyük yayınevleri tarafından basıldı.
Y me perturba... que se crea calificada para atacarme, dado que tengo 30 años de experiencia en los archivos... y mis libros han sido publicados por... algunas de las mejores Editoriales del mundo.
- Paralel dünyada yaşıyorsun.
- Es que tu vives en un mundo paralelo.
Bütün dünyada herkes tarafından çok seviliyor özellikle Jamaika'da çünkü onunla gurur duyuyoruz.
Es muy querido por todos en todo el mundo, sobre todo en Jamaica, porque estamos orgullosos de él.
Ama bu dünyada neyin değeri vardır?
Pero, ¿ en este mundo qué es lo que vale?
Şu an dünyada evde seninle olmaktan başka olmak isteyebileceğim bir yer yok.
No hay lugar donde preferiría estar que en casa contigo y ahora.
Dünyada en çok istediğin şey nedir?
Bueno, si quisieras una sola cosa... que quieres en todo el mundo, ¿ qué sería?
Dünyada sırf anarşi serbest bırakılmış
"Mera anarquía es desatada sobre el mundo."
Bu dünyada iki tür insan vardır.
Hay dos tipos de personas en este mundo.
Bu dünyada iki tür insan vardır. Ne tür bir insan olacağını seçmelisin.
Hay dos tipos de personas en este mundo... y tú tienes que elegir que tipo de persona serás.
Dünyada milyarlarca insan var!
Hay cientos de personas en el mundo ahí fuera.
Simülasyonların sonucunda gerçek dünyada Samaritan'a karşı kullanabileceğimiz bir strateji geliştirebiliriz.
Los resultados de la simulación pueden indicar una estrategia que podríamos usar contra Samaritan en la realidad.
Jeff, ne yazık ki bu dünyada kafası karışmış ve ilerlemenin önüne geçmek isteyen insanlar var.
Por desgracia, Jeff, hay gente en este mundo... gente confundida... que quieren impedir el progreso.
Senin iyi adam olduğun dünyada kim yaşamak ister ki zaten?
No quiero formar parte de un mundo en el que usted es uno de los buenos.
Dünyada her yıl 56 milyon insan ölüyor.
56 millones de personas mueren en el mundo cada año,
Kaç kere izlendiğine baksana, dünyada yaşayan bu kadar insan yok.
He estado viendo las visitas y eso... y hay muchas gentes en vivo en el mundo...
Bu dünyada iyi olan her şeye alışmak zaman alır.
Lleva tiempo acostumbrarse a todo lo que es bueno.
Biri... Bu dünyada yaşamayan biri mi?
¿ Alguien que no está vivo en este mundo?
Yeni bir dünyada yeni bir hayatı.
Una nueva vida en un nuevo mundo.
Eğer kendinize ve diğerlerine karşı içten değilseniz... dürüst bir dünyada yaşamanın ne anlamı olur ki?
¿ Para qué vivir en un mundo sincero si no eres sincero, contigo mismo y los demás?
Bu dünyada hakikat yoktur.
Nada es seguro en este mundo.
Tüm dünyada tanıdığım en güzel en saf ve en masum kız sensin.
En este mundo tan salvaje... Eres la chica más inocente, linda y pura que he conocido. Nos vamos a divertir.
- Bu dünyada paradan daha önemli ne var?
¿ Qué es más importante que el dinero en este mundo?
Dünyada var mı bu dağdan daha yüksek yerler?
♪ ¿ Existe un lugar en el mundo más alto que esta montaña? ♪
Bu dünyada beni senden başka kimse anlamıyor.
Nadie me entiende en este mundo excepto tú.
Bu dünyada onun neler yapabileceğini bilen tek kişi benim.
Soy la única persona que sabe de qué es capaz.
Böyle bir güç doğal dünyada yok.
Bueno, ese tipo de poder no existe en el mundo natural.
o kadar kolay olmazdı dünyada ne istiyorsun şu altın şeyi al benden yokse seni boğazlarım... nasıl gevşeteceğimi bilmediğimi söyledim
No será tan fácil. ¿ Qué rayos quieres? ¡ Sácame esta anilla de oro ya!
Artık espri anlayışının bile bu dünyada yeri yok.
Ni siquiera su sentido del humor tiene ya lugar en este mundo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]