English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Efsaneye göre

Efsaneye göre traducir español

571 traducción paralela
Hem efsaneye göre sen beni öldürüyorsun.
Según la leyenda, se supone que me matarás.
Bu, efsaneye göre İngilizlerin yenilgiye uğrayacağı yer.
Allí decía la leyenda que nos destruirían.
BU YAMAÇ EFSANEYE GÖRE " OVALARDAN YÜKSELEREK...
CUYA LEYENDA DICE QUE " SE ALZA SOBRE LA LLANURA...
Efsaneye göre ondan su içen aşıklar artık sadece yüreklerinden geçenleri söyler ve birbirlerinden asla sır saklamazlarmış ve bu sayede iki yürek tam anlamıyla tek yürek olurmuş.
Dice la leyenda que si los enamorados beben de ella... hablarán siempre con el corazón abierto... y no tendrán secretos el uno con el otro... con lo que dos corazones... se convertirán en uno solo.
Ne taşı? Efsaneye göre Kral Süleyman'da hazineden fazlası var.
La leyenda dice que las Minas del Rey Salomón, contiene una reliquia antigua.
Efsaneye göre Uçan Hollandalı ebediyen denizleri dolaşmakla lanetlendi.
Pero el dedo implacable sigue y sigue escribiendo.
Efsaneye göre Uçan Hollandalı yedi yılda bir karaya ayak basıp onu kurtaracak kadını arayabilir.
Según la leyenda el holandés errante puede reaparecer cada siete años... en busca de la mujer que pueda redimirle.
Efsaneye göre, eğer yalancıysan ve elini şuraya koyarsan, ısırır.
La leyenda dice que si eres un mentiroso y metes la mano ahí, te la morderá.
Sevgili çocuklarım ve dostlarım... Efsaneye göre bu şarap suyu solgun kabuğundan bir kan gibi akan üzümlerden yapılmıştır.
Hijos míos, amigos míos... una leyenda cuenta... que este vino procede de unas uvas... cuyo jugo corre como gotas de sangre sobre la fina piel.
Efsaneye göre Curwen köye geldikten sonra bir sürü garip olay meydana gelmiş.
Según la leyenda, algunas cosas extrañas... ocurrieron cuando Curwen se mudó a este pueblo.
Efsaneye göre, üçüncü kardeş olan Megaera'nın bu bölgeye kaçtığı söylenir.
Según la leyenda, la tercera, Megara, vino a parar a estas tierras.
Öylesine canlı bir heykel ki ; efsaneye göre Michelangelo Musa'nın dizine çekiçle vurup "Haydi şimdi konuş." demiş.
Tan verosímil, cuenta la leyenda... que Miguel Ángel le pegó en la rodilla con un martillo... gritando : "Y ahora habla".
Efsaneye göre, Triacus bir çapulcular çetesi yatağıydı, tüm Epsilon Indi boyunca savaş içindeydiler.
Según la leyenda, Triacus fue la base de una banda de delincuentes... que provocaban guerras en el sistema de Epsilon Indi.
Efsaneye göre, orada yaşayan Ejder Efendisi çok kuvvetliymiş
He oído que el Maestro del Pantano del Dragón es muy habilidoso.
Efsaneye göre, Apaçi tanrılarının koruduğu, altın kaynayan, gizli bir kanyon varmış.
Hablaba de un cañón escondido, protegido por los dioses apaches y rico en oro.
Efsaneye göre o hala yaşıyor.
La leyenda dice que todavía está viva.
Eski bir efsaneye göre, şeytan orada doğmuş.
Es el lugar donde nació el diablo, según una vieja leyenda.
Efsaneye göre vampir tarafından öldürülenler vampir olarak yeniden hayata dönmektedirler ve aynı yolla öldürülmelidirler.
De acuerdo con la leyenda las víctimas del vampiro volveran como muertos en vida, y deberan ser destruidos de la misma forma.
"Efsaneye göre, mezarından hala... "... hayat topuna canlılık verir.
La leyenda dice que aún, desde la tumba, anima la vida
Yazar Phantosun eski efsane kitaplarından birinde, bu kadınla ilgili bir hikaye buldum. Efsaneye göre, kurbanının kanını emerek hayatlarını onlardan çalarlar.
Encontré en los primeros libros de Panthos... relatos sobre la Condesa Karnstein y sus asesinatos.
Efsaneye göre, bazen insan kafalarıyla oynanırdı.
Según la leyenda, a veces incluso jugaban con cabezas humanas.
Yerel efsaneye göre bu mağara eviydi.
De acuerdo con la leyenda local, esta caverna fue su morada.
Efsaneye göre Jason o gece annesinin başına gelenleri gördü ve intikamını aldı.
La leyenda dice que Jason vio a su madre decapitada aquella noche, y que se vengó.
Efsaneye göre taşlar bir arada olduğunda içlerindeki elmaslar parlarmış.
Según la leyenda, al juntarse las piedras brillan los diamantes que tienen dentro.
Efsaneye göre, Prydian'ın gizemli topraklarında tanrıların bile korktuğu, çok zalim ve acımasız bir kral varmış.
Hubo una vez, en la legendaria tierra de Prydain... Un rey tan cruel y maligno, que hasta los dioses le temían.
Bir efsaneye göre Nostradamus burada gömülü.
{ \ cHFFFFFF } Nostradamus fue enterrado aquí.
Efsaneye göre, Kral Süleyman'ın Hazineleri'nin yolunu koruyan diğer kabile.
Otra tribu que, según la leyenda, guarda el camino de las minas.
Firavunun biri, kraliçesi için bir gülü mora boyatmış..... ve efsaneye göre şimdi mezarında mor güller bitiyormuş.
Un faraón hizo pintar para su reina una rosa púrpura y se dice que ahora crecen sobre su tumba.
Efsaneye göre gerçek dilek çocuğu taşın üzerinde işaret oluşturacak.
La leyenda dice que el verdadero Niño Deseado sacará una señal de la roca.
- Efsaneye göre dilek çocuğu taşın ruhunu ortaya çıkartacak.
- La leyenda dice que el Niño Deseado debe encontrar el alma de la piedra.
Efsaneye göre ruhunu önünkiyle birleştirirsen ölümsüzlük kazanırsın.
Dicen que si vinculas tu alma a la suya te vuelves inmortal.
Efsaneye göre bir timsah bacağınızın yarısını koparmış.
La leyenda dice que un cocodrilo le arrancó la mitad de la pierna.
Efsaneye göre, kaleye kadar yarışıp kazanırsan dileğin gerçekleşirmiş.
Según la leyenda, si haces una carrera al castillo y ganas, tu deseo se cumple.
Efsaneye göre insan şekline bürünebiliyorlarmış.
Según el mito, eran capaces de asumir forma humana.
Efsaneye göre, suyu yeniden serbest bırakmaya gelecekmiş.
La leyenda dice que vendrá a la Tierra para liberar de nuevo las aguas.
Efsaneye göre, bilinmeyen sihirli güçleri olan...
" La leyenda habla de un segundo cráneo al poder desmerusado
Ve film ekipleriyle ilgili bir efsaneye göre...
Y la gente del cine sois famosos en este aspecto...
Evet, ama efsaneye göre denizin dibinde yeniden birleşirler.
- Sí, pero la leyenda dice que se reunieron en el fondo del mar, justo ahí..
Efsaneye göre buranın etrafını tamamen çeviriyor.
Según la leyenda, rodea completamente la propiedad.
Efsaneye göre Stonerich Mağarası D'Ampton Solucanı'nın iniydi.
Según la leyenda, la caverna Stonerich era la madriguera del gusano D'Ampton.
Efsaneye göre bir adam bir diğer adama kötü bir şeyler yaparsa, ki bu gerçekten de çok kötü birşey, cinayet gibi...
De acuerdo con la leyenda, Si un hombre, hace algo malo a otro hombre, algo realmente malo como matar...
Efsaneye göre, bu tarihi şatonun salonlarında dolaşan bir vampir hala var.
Cuenta la leyenda que un vampiro aún acecha los pasillos de este antiguo castillo.
Efsaneye göre, Cachtice şatosunda bir havuz var.
Según la leyenda, hay un balneario en el interior del Castillo Óachtice.
- Efsaneye göre öyle.
Eso dice la leyenda.
Efsaneye göre savaşı, iki kardeş başlatmıştı.
La leyenda dice que la guerra empezó con dos hermanos. Los inmortales hijos de Alexander Corvinus.
"... efsaneye göre bir tür büyü. " " Kilisenin çöküşüne neden oldu. " " Ve birçok kişinin ölümüne sebebiyet verdi. "
Se dice que la magia fue la causante de que la iglesia se colapsara,... causando la muerte de muchos.
Efsaneye göre, mücevher güneş doğmadan rahibelerin evine götürülmeli.
Según la leyenda, la gema debe ser llevada al convento antes del alba.
Efsaneye göre Jason intikam için geri döndü, bölgedeki tüm gençleri öldürmeye yeminliydi.
La leyenda dice que Jason volvió para vengarse y juró que mataría a todos los chicos de la zona.
Efsaneye göre kusursuzluğa giden yolda her ruh oradan geçmelidir.
Según la leyenda, los espíritus deben pasar por ahí en su camino a la perfección.
Efsaneye göre kütüphane, ulu bilgelik ruhu Wan Shi Tong tarafından, bilgi arayıcı tilkilerin yardımı ile kurulmuş. Demek ki ruhun, güzel yardımcıları varmış.
- Eso suena bién oh lo es deacuerdo a la leyenda fue contruida por el gran espiritu del conocimiento
Efsaneye göre opera sanatçıları çok azgın olurmuş!
De acuerdo a la leyenda las cantantes de ópera sois extremadamente calientes!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]