English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ G ] / Gitmem lazım

Gitmem lazım traducir español

5,916 traducción paralela
- Ama işe gitmem lazım.
Pero tengo que ir a trabajar.
Bir yere gitmem lazım.
Tengo que ir a ocuparme de un asunto urgente.
- Eminim, işe gitmem lazım.
Me imagino. Debo ir a trabajar.
Gitmem lazım!
¡ No pasó nada! ¡ Tengo que apurarme!
Çekilin yolumdan! Gitmem lazım!
¡ Fuera de mi camino, estoy apurado!
Gitmem lazım!
¡ Tengo que apurarme!
Eve gitmem lazım. Sen de şunu sakince çekip evine gidersin.
Voy a irme ya... así que no tengas prisa.
Bak, gitmem lazım.
Mira, tengo que irme.
Gitmem lazım, 7'de Uffington'da olmam gerek.
Tengo que ir. Debe estar en Uffington 19h.
Bu ıvır zıvır barakasını yakıp yıkmadan önce gitmem lazım. - Hey.
Me tengo que ir antes de que queme esta casucha.
Gitmem lazım.
Tengo que irme.
Gitmem lazım.
Me debo ir.
Gitmem lazım, hemen.
Necesito irme. Ahora.
İşe gitmem lazım.
Tengo que ir al trabajo.
Gitmem lazım.
Me tengo que ir.
Sanırım hastaneye gitmem lazım. ♪ Don't go breaking my heart ♪ I won't go breaking your heart... ♪
Creo que tengo un hospital.
Sanırım hastaneye gitmem lazım.
Creo que podría tener un hospital.
Marcus'un doğum günü partisine gitmem lazım.
Tengo que ir al cumpleaños de Marcus.
Martha'nın yanına gitmem lazım.
Tengo que ir a casa de Martha.
Konu dayım, Indiana'ya gitmem lazım.
Es mi tío. Tengo que ir a Indiana.
Nezarethaneye gitmem lazım.
Tengo que ir a Admisión.
- Gitmem lazım zaten.
- Debo irme a otro sitio de todas formas. - Lo siento.
Gitmem lazım. Haftaya aynı saatte?
Tengo que irme. ¿ La semana que viene a la misma hora?
Şimdi gitmem lazım ama istersen bir ara sana uğrayıp gösteririm.
Tengo prisa ahora. Puedo pasarme más tarde y enseñarle, si quiere.
Gitmem lazım, balım.
Debería colgar, cariño.
Benim de bir yere gitmem lazım.
Sí, yo tengo que ir a un sitio.
Tamam, gitmem lazım.
Me tengo que ir ahora.
- Tamam, gitmem lazım.
- Vale, tengo que irme.
Üzgünüm evlât. Şimdi iyiliğin peşinden gitmem lazım.
Lo siento, muchacho, pero ahora me iré para siempre.
Topher. - Gitmem lazım.
- Hay que irse.
Başkanım, zamanı geldi. Gitmem lazım dostum.
Alcalde, es la hora.
Hemen eve gitmem lazım.
Debéis llevarme a casa, ahora.
Ama şuanda, gerçekten gitmem lazım, tamam mı?
Pero ahora mismo, realmente tengo que irme, ¿ vale?
Anladım. İşe gitmem lazım.
Tengo que volver a trabajar.
- Artık gitmem lazım.
Bueno, me tengo que ir.
- Oğlum, ben gerçekten acilen tuvalete gitmem lazım.
- Hijo mío, yo... realmente necesito hacer pis...
Tuvalete gitmem lazım.
Tengo que ir al baño.
- Üzgünüm, gitmem lazım.
Lo siento, tengo que irme ahora.
- Tamam, gitmem lazım. Gösterim var.
Me tengo que ir.
- Seçmelere gitmem lazım.
- Pronto tengo que ir a una audición.
Eve gitmem lazım.
Tengo que irme a casa.
İşe gitmem lazım.
Tengo que ir a trabajar.
Sheffield'a gitmem lazım ama yarın döndüğümde hala buradaysanız görüşürüz.
Tengo que ir a Sheffield, pero le veré mañana, si aún sigue aquí cuando vuelva.
Gitmem lazım.
Debo irme.
Benim bir tuvalete gitmem lazım.
Voy al baño.
Gitmem lazım benim.
Me tengo que ir.
- Bak, benim gitmem lazım.
Mira, debo irme.
Ofise gitmem lazım.
Voy a ir a la oficina.
- Gitmem lazım.
- Lo discutiremos mañana.
Bakın, gitmemem için yüzlerce neden var biliyorum ama gitmem için de bir tane var. Yapmam lazım. Onu seviyorum.
Miren, sé que hay cien razones por las que no debería ir, pero hay una razón por la que tengo que ir.
- Lazım değil. - Oraya gitmem.
No voy a entrar ahí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]