English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Haberin olsun

Haberin olsun traducir español

993 traducción paralela
"haberin olsun, bu hiç de güvenli değil!"
"¡ y te aseguro que es peligroso!"
Haberin olsun, bunu yapmayacağım.
¡ Te digo que no lo haré!
Eğer o sümüklü, para için her şeyi yapan zırlak ananı... büromun etrafında bir daha görürsem... 60'ıncı kattan aşağı attırırım, haberin olsun.
¡ Si esa llorica, derrochadora madre tuya... vuelve a venir a molestar a mis oficinas, voy a dar órdenes... para que la tiren escaleras abajo, los 60 pisos, créeme!
Çok azıyla yetiniyorsun, haberin olsun!
Bueno, debo admitir que te conformas con muy poco.
Dur, başına bir bela alıyorsun, haberin olsun.
Espera, quiero que sepas en qué te vas a meter.
Sadece haberin olsun istedim.
Sólo quise avisarte.
Haberin olsun.
Sé lo que te digo.
Haberin olsun.
Ya lo sabes.
Diello, seni koruyacağız, haberin olsun.
DIELLO, ESTAMOS AQUÍ PARA PROTEGERLE.
Adamın yüzünü izliyeceğim haberin olsun.
Vigilaré su cara.
- Haberin olsun, Helen beni seviyor.
- Déjame decirte : Helen me ama.
Haberin olsun, bugün Franz Joseph Nene ile nişanlanacak.
Entonces estás advertido acerca de Franz-Josef. Hoy se compromete con Nené.
Haberin olsun.
Tú deberías saberlo.
Sen düşünedur, ama haberin olsun, gösteri ülke çapında televizyonda yayınlanacak.
Y también piensa que la función aparecerá en televisión.
Haberin olsun, Tavernier, bazı gelişmeler var. Carala'yı aradık.
Tengo noticias para Ud. Lo llamamos Carala.
Haberin olsun, biz de hâlâ yirmi beşimizdeyiz.
Para que lo sepas, nosotras sólo tenemos 25 años.
Her neyse, haberin olsun Bayan Hazeltine ve ben bugün Avrupa'ya geliyoruz. Scarlett'i elinizden alacağız.
Le gustará saber... que la Sra. Hazeltine y yo partimos hoy para Europa... y le sacaremos a Scarlett de sus manos.
Bu beni son aptal yerine koyuşun, haberin olsun!
¡ Se ha reído de mí por última vez!
Haberin olsun, topraklarına... -... girdiğimiz için kafa derimizi istiyor.
Para que lo sepas, quería nuestras cabelleras por cruzar su territorio.
Haberin olsun Arap olmak sandığından daha zordur.
Te diré una cosa. Ser árabe va a resultar difícil, Harith.
anlayışlı olmayız, haberin olsun.
comprensivos como el año pasado en Tánger.
Haberin olsun, buraya daha önce hiç gelmedim.
Para que lo sepas... Nunca antes había estado aquí.
Bu son şansın. Haberin olsun.
Ésta es Ia última oportunidad.
Bressler'la birlikte çalışmamız konusunda konuştum. Çıktığın zaman başına gelecekler var, haberin olsun.
Le hablé a Bressler para que seas mi socio permanente, ya sabes cuando salgas...
Bana bak, öldürülürsen, buradaki aptallardan biri ile evlenirim, haberin olsun.
Si te matan voy a tener que casarme con uno de estos inútiles.
Eve geliyorum. Haberin olsun.
Voy para allá, quería avisarte.
Ve haberin olsun Noel icin kizkardesime gidecegim... dondugunuzde burda olmayabilirim. Tamam.
Quería decirte que voy donde mi hermana por las fiestas, así que tal vez no esté aquí cuando regresen.
Haberin olsun, seni baştan çıkarmam gerekmiyordu.
Para que lo sepas, no tenía la obligación de seducirte.
Sarhoş olduğumu biliyorum ama yine de şehirdeki en beyaz zenci o ve bu konuda fikrimi değiştirmeyeceğim, haberin olsun.
Ya sé que estoy borracho, pero sigue siendo el negro más blanco de la ciudad, y no voy a cambiar de opinión sobre eso, te lo advierto.
Daha üst kat var, haberin olsun.
Y más arriba, para que sepas.
Haberin olsun Doris, bileklerimi kesesim var!
Te lo tengo que decir, Doris, siento como si mis muñecas se fueran a quebrar.
Bir an gelecek. Haberin olsun.
Vendrá un tiempo
Bu seni sağır eder, haberin olsun.
Te vas a quedar sordo.
Biraz peynir ve jambon kaldığını hatırlayacağım. Haberin olsun!
Fíjate, yo sé que allí quedaron un pedazo de queso y otro de jamón.
Verilen parayı al yoksa Clyde'ın siniri bozulur, haberin olsun.
Recoja su dinero antes de que Clyde se mosquee.
- Farmer'lardayım, haberin olsun.
- Mira, estoy en casa de Farmer.
Haberin olsun, benden kurtulman hiç kolay olmayacak..
Te va a resultar difícil librarte de mí.
Gazeteciyim. Haberin olsun, işimi yapıyorum.
- Estoy haciendo mi trabajo.
Haberin olsun, sarı ışık yanıyordu.
Para tú información te diré que el semáforo estaba en ámbar.
Bu sefer boşa harcamayacağım. Haberin olsun, Starscream.
Te equivocas, he aprendido lo suficiente, pero tú ya no tendrás oportunidad de aprender nada.
Haberin olsun, kimseyle görüşmüyorum ama bu kez beni hamile bırakıp kaçan adam senden 10 kat daha kibar.
Para su información, Yo no veo a nadie, pero el tipo que me golpeó y corrió esta vez es diez veces más clase que tú.
Sattıklarını sana acıdıkları için almadılar Corelli, haberin olsun.
Ellos no comprar su producto fuera de la piedad, Te estoy diciendo.
- Haberin olsun, başın büyük dertte.
- Estás en problemas.
Haberin olsun birkaç gün burada kalacak, çünkü ev arıyor.
Va a vivir unos días aquí. Busca un sitio, no conoce a nadie.
Bir gözüm de senin üzerinde. Haberin olsun.
Sabes que estoy de tu lado.
Haberin olsun,
Para tu información,
Haberin olsun at eti.
Es de caballo Estoy avisando.
Çünkü haberin olsun, evleneceksen yapacak bir sürü işim olacak. Elbiseler alınacak. Sana sürebileceğin bir araba almamız gerekecek.
Para tu información, si es así, tengo un montón de cosas que hacer ; una casa, muebles, vajilla y he de ir a casa, decírselo a mis padres y estar un tiempo con ellos.
- Akşam yemeğine bizdesin, haberin olsun.
- Cenarás con nosotros, ¿ verdad?
Haberin olsun.
Entonces.
Haberin olsun gelen o!
En general, no abra, mejor dejemos la puerta cerrada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]