Heyecanlı traducir español
11,974 traducción paralela
Imm... Heyecanlı ve korkmuş ve ikisi arasındaki her şey.
Entusiasmada, asustada y todo que hay en medio.
Heyecanlı mısın?
¿ Estás nervioso?
- Pekâlâ. Çok heyecanlıyım.
Esto es muy emocionante.
- Şu anda iri bir adam oraya giriyor ve acayip heyecanlı görünüyor.
Un hombre corpulento está entrando en este momento y parece muy emocionado.
Çok heyecanlı şişman insanların peşine düşmek.
Seguir a la gente gorda emocionada.
- Bugünkü sahne için heyecanlıyım.
Me emociona la escena de hoy.
- İlişkimiz yeterince heyecanlı değil mi?
¿ Que nuestra relación no es emocionante?
Çok heyecanlı bir çocuktum.
Yo era un chico muy nervioso.
"Pandorica Açılıyor." Çok heyecanlı görünüyor.
"La apertura de la Pandórica". Vaya, eso suena emocionante.
Millet, son derece heyecanlıyım.
Chicas, estoy entusiasmado.
Sizi dinlemek için çok heyecanlıyım.
Tengo muchísimas ganas de oíros tocar.
Sona gelmeden batıran heyecanlı ajan adaylarına burada öyle deniyormuş.
Es como llaman a los ents que comienzan con muchas ganas... pero se estrellan y arden antes de la línea de meta.
Eve gittiğin için annen heyecanlı mıdır?
¿ Está emocionada tu mamá de que vayas a casa?
Üniversiteye başlayan her çocuk heyecanlıdır ama hiçbiri Sue kadar heyecanlı değildir.
Ir a la universidad es un momento emocionante para cada chico, y nadie estaba tan emocionado como Sue.
Ama seninle ilgili üzülmekten daha çok heyecanlıyım.
Pero la cosa es, contigo, mas que triste Se siente esta ansiedad
Rehabilitasyon, heyecanlı kelimesinin zıttı.
La rehabilitación es la antítesis de lo emocionante...
Gotham'ın heyecanlı olacağına hep güvenebilirim.
Gotham siempre me depara aventuras emocionantes.
Endişeli görünüyorsun. Heyecanlı mısın?
Te ves nerviosa. ¿ Estás emocionada?
"Bir dava peşinde koşan heyecanlı moronlar."
"imbéciles excitables yendo a ciegas por una causa".
Herkes yarışma gecesi için heyecanlı mı?
¿ Está todo el mundo excitado por nuestra noche de competición?
Heyecanlı, anlarsın ya.
Emocionado, ¿ sabe?
Aksine çok heyecanlıyım.
De hecho estoy muy emocionada.
- Hey, heyecanlı bir şey duymak ister misin?
- Oye, ¿ quieres escuchar algo emocionante?
Heyecanlı olmasına rağmen bunların hiç biri kabul edilemez.
Aunque fue emocionante, nada de esto es admisible.
Düğün günümde burada olacağın için çok heyecanlıyım anne!
¡ Estoy tan emocionado de que vengas hoy a mi boda, madre!
- Büyük gününüzle ilgili heyecanlıyım.
- Hola, Ash. ¡ Estoy emocionado por vuestro gran día!
Göründüğü gibi bu istediğin sebebi bu hafta büyük açılışımız var ve Paul Revere'nin dişçi çantasının burada ilk sergimiz olan "Atalarımızın Oluşumu : Ustaların Ardındaki Adam." da sergilenmesi için oldukça heyecanlı ve istekliyiz.
Como ve, la razón de esta convocatoria en verdad... es que este fin de semana es nuestra gran inauguración... y esperábamos, tal vez un poco fervientemente... que la bolsa de dentista de Paul Revere pudiera ser... el artículo destacado en nuestra exposición de estreno...
Meatlug'ı hiç bu kadar heyecanlı görmemiştim.
¡ Nunca vi a Albóndiga tan contenta! Piénsalo.
Fishlegs, yedi yaşımızda geçirdiğimiz Snoggletog sabahından beri seni bu kadar heyecanlı görmemiştim.
Patapez, no te había visto tan emocionado desde el Snoggletog, cuando teníamos siete.
Sizden ötürü heyecanlıydım.
Estaba nerviosa por su causa.
- Çok heyecanlıyım.
Mi corazón late muy fuerte.
Heyecanlı bir şey mi oldu?
¿ Acaba de pasar algo emocionante?
Seninle çalışacağım için heyecanlıyım.
Me entusiasma mucho trabajar contigo.
Yani burada olduğun için oldukça heyecanlıyız.
Así que estamos muy contentos de tenerlo aquí.
Aşırı heyecanlı.
Súper emocionados.
Ve aşırı heyecanlı.
Y súper emocionados.
Sen tembel, ben de heyecanlı biriyim.
Estás a perezosos, sólo soy excitable ;
- Ee herkes Pazar günkü Babalar Günü için heyecanlı mı?
Entonces, ¿ están emocionados por el Día del Padre el domingo?
En heyecanlı yerindeyim şu an.
Espera, estoy en la mejor parte.
Ben de nedense heyecanlıyım.
Solo pensarlo me emociona bastante.
- Çok mu heyecanlısın?
- ¿ Estás muy emocionado?
Ben çok heyecanlıyım.
Estoy muy emocionada.
- Çok heyecanlı mısın?
¿ Estás muy emocionado?
- Aslında heyecanlıyım.
Sí que estoy emocionado.
Çok heyecanlı.
¡ Qué emocionante!
- Heyecanlı bir şey var mı?
- ¿ Algo excitante?
Ama heyecanlı bir şeyler bulabilirim.
Pero puedo encontrar algo excitante.
Şu insanlara bakın, ne kadar heyecanlılar.
Miren a la gente, la inspiración que se siente.
Şu bok heyecanlı olmaya başladığında haber verin.
Haznos saber si esta mierda se vuelve interesante.
Heyecanlı olmalısın zaten.
Deberías estar emocionada.
Ben çok heyecanlıyım.
Yo estoy tan emocionada.