English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Işaret

Işaret traducir español

12,442 traducción paralela
İç ve yan kafatasındaki uzun ve kıvrımlı çatlaklar ağır ve silindir bir objeyi işaret ediyor.
Las fracturas curvilíneas más largas en el hueso temporal y parietal, indican un objeto cilíndrico pesado.
Bu iyiye işaret.
Es una buena señal.
Bu iyiye işaret.
Es buena señal.
Sırtımda bir işaret mi var?
¿ Tengo una señal en mi espalda?
Sakin ık, Jim ; bu iyiye işaret.
Ten paciencia, Jim, es una buena señal.
41 derece iyiye mi işaret?
¿ Fiebre de 41 grados es una buena señal?
Onunla konuşup gerçek hislerini söyleyebilirsin. Serbest kalıp ileriye bakman için Tanrıdan bir işaret bekliyorduysan...
Eso... significa que puedes hablar con él y decirle lo que realmente sientes, y si alguna vez hubo una señal de Dios de ser libre y seguir adelante...
- Hepsi Arkady'yi işaret ediyor.
Todo lleva a Arkady.
Connor'ın bilgisayarından aldığımız e-postalar gidebileceği herhangi birine işaret etmiyor.
Los correos de Connor no dicen nada de dónde podría haber ido.
Buradaki şu iki işaret. Şu öndeki ayağı, şu ikincisi de dizi olabilir.
Aquí, estas marcas, deben ser su pie de apoyo... y esta marca sería su rodilla.
Onları işaret eden herhangi bir zarar var mı?
¿ Algún daño evidente en alguna de ellas?
- Karnımı işaret etmeyi kesin.
Deje de señalarlo.
Eğer işler öyle yürüseydi birisi seni parmağıyla işaret eder ve seni hapse gönderirdi canı istedi diye.
De lo contrario, alguien podría acusarla y mandarla presa porque sí.
Ya da Ruby'nin kesilmemesi daha büyük bir tehdide işaret edebilir.
O tal vez el hecho que Ruby no haya sido cortado... señala una amenaza mucho mayor.
Bugün burada gerçekten bir ruh varsa lütfen bize bir işaret versin.
Si hoy hay algunos astrales... por favor, háganoslo saber.
Bugün burada gerçekten bir ruh varsa lütfen bize bir işaret versin.
Si realmente hay algunos astrales aquí hoy, humildemente le pedimos que nos dé una señal.
Bir işaret vermiyor musun?
¿ Nada?
... 30'lu yaşlarında olduğuna işaret ediyor. Parabolümsü diş yapısı, beyaz olduğunu gösteriyor.
El arco dental en parábola sugiere que es caucásico.
Sol elmacık kemiğinde yayılan kırık izleri var. Bu da ölüm anında oluşan bir hasara işaret ediyor.
Los daños en el cigomático izquierdo parecen tener líneas de fractura radiales, lo que indica daños antemortem.
Cevap doğru ama işaret ettiğin yanlış.
La respuesta es correcta. La dirección es incorrecta.
Bu dükkanda dövme yaptırmaman gerektiğini gösteren bir numaralı işaret.
En mi vida me haría un tatuaje aquí, es la peor tienda de tatuajes del mundo.
Günlerce, 50'den fazla fahişenin ifadesinden sonra... Tanığın Charles "Lucky" Luciano'yu işaret ettiği kayıtlara geçsin.
Que conste en acta que la testigo está señalando a Charles "Lucky" Luciano.
Tanığın Charles "Lucky" Luciano'yu işaret ettiği kayıtlara geçsin.
Que conste en acta que la testigo está señalando a Charles "Lucky" Luciano.
Bu yeni işaret ise ikincisinin başlangıcı.
Este nuevo... mal puede marcar... - el inicio de la segunda.
Sorun yok. Bu gece eve erken dönmem için bir işaret oldu bu.
No pasa nada, lo tomaré como una señal de que ya es hora... de terminar la noche y volver a casa.
Bir işaret mi bıraktın?
¿ Dejaste una marca?
- Tyler harika olduğunu işaret etti.
Tyler dice que es impresionante.
benimle olduğuna dair küçük bir işaret ver.
Solo dame una pequeña muestra de que estuviste aquí.
Yaradılışın son gününde Tanrı parmağıyla işaret etmiş.
El Señor Dios lo señaló en el último día de la creación
- Adam, kötü olanından bir işaret.
Es un presagio y uno malo.
Bu işaret, çıkarmayı yaptı gibi geldi.
Estas marcas... se sintió como si hiciera más fuerte la expulsión.
Çocukken bıraktıkları işaret bu.
Esta seña es la que dejaron cuando eramos niños.
Mesaj, işaret falan herhangi bir şey?
¿ Mensajes? ¿ Marcas? ¿ Algo?
Bir işaret daha.
Ese es otro indicio.
- Tony hala AOL hesabı kullanıyorsun ve işaret parmağınla yazı yazıyorsun.
Tony, todavía tienes una cuenta AOL, y tecleas con los índices.
Cary Grant da işaret parmağıyla yazardı.
Cary Grant tecleaba con los dedos índices.
Kalıcı bir işaret.
Es rotulador permanente.
- Şırıngada işaret arasın.
Pídele que le busque marcas de la jeringa.
- Hiçbir işaret görebiliyor musun?
¿ Alguna marca que puedas ver?
O zamandan beri saklanıyorum, izliyorum Reddington'dan, buluşmanın güvenli olduğuna dair bir işaret bekliyorum.
He estado escondido desde entonces, observando, esperando una señal de Reddington de que era seguro encontrarnos.
- Kusura bakmayın, işaret dili bu.
Perdón. Es lenguaje de signos americano.
Acele bir şekilde çağırılmamamın iyi bir işaret olduğunu düşünmüştüm.
Asumo que fue una buena señal no venir de emergencia.
- İyiye işaret değil mi?
- ¿ No es una buena señal?
Tanrılardan işaret dilememi mi istiyorsun?
¿ Quieres que busque respuestas en los Dioses?
Burada bulunması eve gittiğine işaret ediyor.
Su presencia aquí sugiere que se dirigía a su casa.
Olay yerinin temizlendiğini gösteren bir işaret yok.
- No hay señales de lucha. Tampoco de que hayan limpiado el lugar.
Bu bir işaret olamaz mı?
No crees que todo esto es una señal, ¿ verdad?
Ondan hâlâ işaret yok.
Aún no hay señales de él.
İşaret falan yoktur.
No hay señal fuera.
Bir CCTV görüntüsü ve üç tweet Bay Reddington ve Ajan Keen'in Reservor'i geçtikten sonraki Foxhall Yolunda kuzey / kuzeybatiya gittigini isaret ediyor.
Una cámara de vigilancia y tres tweets indican todos que el Sr. Reddington y la agente Keen se mueven hacia el norte / noroeste en Foxhall Road pasado Reservoir.
Bir işaret gerekiyor.
Necesitan una señal...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]