English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Işim vardı

Işim vardı traducir español

970 traducción paralela
Dinle Kitty, çok işim vardı.
Escúchame, Kitty, he estado muy ocupado.
Sizinle karşılaştığımda iyi bir işim vardı ve zengin bir dulla evlenmek üzereydim.
Cuando entraron en mi vida, tenía empleo e iba a casarme con una viuda rica.
Yapacak çok işim vardı Adriaen.
Es que tuve mucho trabajo.
Özür dilerim, yapmam gereken ufak bir işim vardı da.
- Tuve un pequeño asunto...
Bıraktım, iyi bir işim vardı Ve onu bıraktım, bıraktım
Me fui, tenía un buen empleo Y me fui, me fui
Sizle tanışmayı çok istedim ama çok işim vardı.
He querido tanto conocerte. Pero he estado terriblemente ocupada, ya sabes.
Geçen yıl bu zamanda Apuania dağlarındaydım. Taş ocağında bir işim vardı.
Mi amigo se ha marchado... verá montañas y el mar... encontrará trabajo y será feliz.
O öğlen yığınla işim vardı...
Aquel jueves tenía muchas cosas que hacer.
Paris'te yapacak epey bir işim vardı.
He tenido que trabajar bastante en París.
... karım, bir çocuğum ve büyük bir işim vardı.
VIERNES 25 DE ABRIL con esposa, hijo y un gran trabajo.
Ama sevgilim, yapacak 18 milyon işim vardı.
Cariño, tenía que hacer 18 millones de cosas.
- Ofiste çok işim vardı.
- Demasiado trabajo en la oficina.
- Yapılacak çok işim vardı.
- Sí... he tenido mucho que hacer.
... başımı belaya. Ne işim vardı ki benim.
... el pie en un charco que no es mio?
Kaneohe'de halledecek bir işim vardı.
Tenía algunas cosas que hacer en Kaneohe.
Şimdi hatırladım. Bir işim vardı.
Ahora que recuerdo, tengo una cita.
Yapacak bir işim vardı.
Tenía un asunto del que tratar.
Geciktiğim için özür dilerim. Biraz işim vardı.
Siento el retraso, me han entretenido.
Bu insanların ulaşmalarıyla ilgili bir sürü işim vardı.
Y cuando llegué a Sudán, tuve mucho trabajo con la llegada de estas personas.
- İlgilenmem gereken bir işim vardı da.
Un pequeno negocio del que tengo que ocuparme.
Başka yerde işim vardı.
Estaba ocupado en otra parte.
Meşru bir işim vardı.
Tengo un negocio legítimo.
Burada işim vardı.
Tenía cosas que hacer aquí.
- Yapacak birkaç işim vardı.
- Tenía que hacer un par de cosas.
İzninizle, ofiste yapacak bir işim vardı.
Con permiso, tengo un asunto que atender en la oficina.
Rafinerideyken sorumlulukları olan, kalıcı bir işim vardı.
En el horno, por ejemplo, tenía un puesto fijo y de responsabilidad.
Sen orada olmayan parayı ararken, benim önemli işim vardı.
Mientras buscabais en vano la paga, yo tenía cosas mejores que hacer.
Ondan önce elektrikli battaniyeleri test etme işim vardı.
Antes de eso tuve un empleo probando mantas eléctricas.
Üzgünüm ama sizinle bir işim vardı. Bana acilen nüfus cüzdanı gerekli.
No irá a poner en cuestión las palabras de un miserable contrabandista y las de un aduanero francés.
Bu çok kötü. Yakınlarda bir işim vardı ve nasıl olduğunu merak ettim.
Es que pasaba por aquí y he querido entrar para ver cómo estaba.
Bu muhitte özel bir işim vardı fırsat bu fırsat, uğrayıp tanışalım istedim.
He venido a Roma por asuntos personales. Y quería aprovechar la ocasión para conocerte.
Restorasyon komitesiyle ilgili biraz işim vardı.
Estuve trabajando algo para el comité de reconstrucción.
Geçmiş yaşamımda, güzel bir işim vardı. Güzel bir ailem vardı.
En mi vida anterior, tuve un buen trabajo, una bonita familia.
Orada ne işim vardı
No tenía nada que hacer allí.
Yapacak işim vardı.
Tengo una cosa pendiente primero.
Sadece bir işim vardı.
Sólo hice diligencias.
İşim vardı.
Estuve ocupado.
İşim vardı. Kısa bir süre önce kendi portremi yapmaya başladım.
Recién empecé un nuevo autorretrato.
Burada güzel bir isim vardı.
Tengo un nombre aquí.
Ne bir işim, ne amacım ne de bir planım vardı.
ni tarea ni objetivo.
Son işim esnasında beni rahatsız eden bir köpek vardı.
Hubo un perro que me molestó durante el último trabajo.
Orada iyi bir işim de vardı.
allí tenía un buen trabajo.
- İşim vardı.
- Ocupado
- İşim vardı!
- ¡ Tenía un trabajo!
Namuslu bir işim vardı.
Era un trabajo serio.
Bracco'nun Mily'ye söylediği başka bir isim daha vardı.
Había otro nombre, también, que Bracco susurró a Milly.
Kuşbeyinlinin tekiydi, ama en azından devam etmesi için yeterli sebebi vardı : Bracco'nun söylediği diğer isim.
Era un desastre, pero al menos tenía algo en lo que apoyarse, ese otro nombre que le susurró Bracco.
Orada bir işim bile vardı.
- Tenía trabajo.
İsim vardı.
Tengo trabajo.
Buna bir isim veremedim ama bu duygu hep vardı.
Antes no podía identificarlo, pero... quizá está ahí desde que te conocí.
İşim, evim, evliliğim ve bir hayatım vardı.
Yo tenía trabajo, casa y esposa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]