English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kalmayacağım

Kalmayacağım traducir español

1,738 traducción paralela
Pozitiflerden oluşan milislerin bu şehrin kontrolünü ele geçirmesine seyirci kalmayacağım.
No voy a quedarme parada y observar como una milicia de positivos tomar el mando de la Ciudad.
Geet, bu sefer kalmayacağım.
Geet, esta vez no me quedaré quieto.
- Kalmayacağım. - Seni geçireyim.
Te acompañare fuera
Sadece bir kızı burası benim dairem diyerek kandıracağım. Böylece onu bir kez elde edip bir daha görmek zorunda kalmayacağım.
Simplemente quiero que una chica tonta crea que éste es mi apartamento... para echar un polvo y no volver a verla nunca más.
Alarmı çalıştırma, uzun kalmayacağım.
No active ninguna alarma, no me quedaré el tiempo suficiente.
Perde açılacak ve ben gösteriye tekrar geç kalmayacağım.
El telón ya subió y no voy a llegar tarde para el show de nuevo.
Artık kendi başımın çaresine bakmak zorunda kalmayacağım.
Nunca mas tendré que ser independiente.
Çok kalmayacağım zaten.
Pues no puedo quedarme mucho.
Zengin olduğum zaman, senin gibilerle çalışmak zorunda kalmayacağım.
¡ Cuando sea rico, no tendré que asociarme con gente como tú!
Bu sayede hiç işsiz kalmayacağımı düşünmüş.
Para que tuviera todo lo... necesario para que no estuviera desamparada.
Zaten uzun süre kalmayacağım.
No me quedaré mucho.
Doğru hep böyle kalmayacağım ama bu herkes için geçerli.
Así que quizás no dure. Como todo el mundo.
- Olmaz, burada fazla kalmayacağım.
- No voy a estar aquí mucho tiempo.
Geç kalmayacağım.
No voy a llegar tarde, ¿ sí?
Ama Lyon'da da kalmayacağım.
Pero no me quedaré en Lyon.
Hayır, fazla kalmayacağım.
No, no me quedaré mucho.
Uzun kalmayacağım.
No tardaré mucho.
O kadar. Ve Rusty'e otelimin borçlarını ödemek için soygun yapmak zorunda kalmayacağımı söyle.
Dile a Rusty que no tendré que robar para que mi hotel sea solvente.
- Fazla kalmayacağım.
- No me quedaré mucho tiempo.
Ayrıca asla küçük bir evde yaşamak zorunda kalmayacağım.
Y nunca tendré que volver a vivir en un apartamento diminuto.
İisakki ileride ayrılmak zorunda kalmayacağım bir ev verdi.
Iisakki me dio un verdadero hogar Y no tenía que irme de casa a casa
Merak etmeyin, kalmayacağım. Sadece Lynn'e vermem gereken bir şey var.
No me quedaré, sólo tengo que devolverle algo a Lynn.
Çok kalmayacağım, söz.
Espero que te guste.
- Kalmayacağım. Söz veriyorum.
- Te lo prometo.
- Bir daha geç kalmayacağım.
- No llegaré tarde de nuevo.
Aşağıya asla gitmek zorunda kalmayacağımızı söylemiştin.
Usted dijo que nunca tendríamos que bajar allí.
Ailem ne olduğunu anlamamıştı ama o andan itibaren bir daha asla yalnız kalmayacağımı hissettim.
Mi familia era como era. Pero sentí que a partir de ese momento no volvería a estar solo.
Çok kalmayacağım.
Ya vuelvo.
Hayatta kalıp kalmayacağımıza bu üniforma karar verecek.
Estos uniformes nos salvaran.
Böylece ben de burada kalacağım ve Oklahoma'ya, halamın yanına taşınmak zorunda kalmayacağım.
Así que me puedo quedar aquí, y no me tengo que mudar a Oklahoma con mi tía.
Akşam yemeğine kalmayacağım.
No me quedo a cenar
Ama ben hayatımın sonuna kadar hizmetli kalmayacağım.
Yo... no seré mucama por el resto de mi vida.
Belki birazcık aşmış olabilirim çünkü onlardan hoşlanmak zorunda kalmayacağım aramızda bir bağ hissetmediğim insanlarla hiçbir şey yaşamayacağım istediğim şu konularda bunu istememiştim, uzun hikaye bunları yaşamamızı istemezdim gibi beni endişeye düşürecek psikolojik şeylerden tamamiyle uzak durmak.
Bueno, tal vez conseguir algo de eso, tu sabes. porque, como- - y alguien tal vez que no tenga que... como, nunca haría nada con nadie con quien no sienta una conección pero quiero alguien por quien no tenga que preocuparme como que, no quiero eso como, una larga historia No quiero todos esos recuerdos de nosotros juntos.
Beni itip kakmanın tadını çıkar. Çünkü sonsuza kadar berbat programında kalmayacağım.
Disfruta de maltratarme por ahora, Liz, porque no estaré en tu programa horrible y pequeño para siempre.
Bu noktada devreye Dr. Roberts giriyor. Beni geri çevirecek ve "Kim korkup vazgeçecek?" oyunu son bulacak. Kötü adam olmak zorunda kalmayacağım.
Es ahí donde el Dr. Roberts entra, él me rechaza, y todo este juego de "pollos" termina y no tengo que ser el tío malvado.
Burada fazla kalmayacağım, o yüzden gerek yok.
No quiero estar aquí mucho tiempo, así que no pienso hacerlo.
Kalmayacağım.
No voy a quedarme.
Birincisi ; o kadar salak olmadığım, ikincisi de ; kimsenin fark edeceği kadar uzun kalmayacağımızdan dolayı.
a ) porque no soy tan estúpido y b ) porque no estaremos aquí tanto como para que alguien lo sepa.
Eğer onlarla kalmayacağımı söylersem buna asla razı olmaz.
No lo hará si sabe que no me quedaré con ellos.
Bak, merak etme, kalmayacağım.
Mira, no te preocupes. No me voy a quedar.
Çok fazla kalmayacağım sadece birkaç gün.
Son sólo unos días, mamá. No tardaré.
18 kuşak dedelerimin üzerine yemin ederim ki bir daha geç kalmayacağım.
Le juro por 18 generaciones de mis ancestros que jamás volveré a llegar tarde.
Burada, vatandaşlık haklarıma yapılan bu saldırılara seyirci kalmayacağım.
No seré un peón en este foro con esos ataques sobre mi herencia cultural.
Dokunmakla kalmayacağım, bir tane tüttüreceğim.
No solo lo voy a tocar, sino que fumaré. ¿ Y si voy a la policía?
Çünkü sessiz kaldım, ama artık kalmayacağım!
Porque guardé silencio, pero ya no más.
Burada o kadar uzun kalmayacağım.
No estaré aquí tanto tiempo.
Kalıp kalmayacağınızı bilmemiz lazım komutanım.
Necesitamos saber si se quedarán, Señor.
Arabayla yüz mil ileride, bu çölde saplanıp kalmayacağın tren, uçak bulabileceğin ya da otostop çekebileceğin bir yere bırakacağım seni.
Te llevaré unos 160 km donde puedas tomar un tren, un avión o hacer dedo sin quedarte varado en el desierto.
- Kalmayacağım.
- No me quedo.
Şimdi bunu kaldıracağım ve bir daha asla bunun hakkında konuşmak zorunda kalmayacağız.
Voy a colocarlo lejos, y nunca más tendremos que volver a hablar de esto. Hasta que la película salga.
Ona alyuvar yapımını baskılayan bir ilaç vermeye başladık. Böylece bunu tekrar yapmak zorunda kalmayacağız.
También comenzamos a tratarla con una droga que suprime la producción de glóbulos rojos para no tener que seguir esto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]