English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kolay iş

Kolay iş traducir español

1,206 traducción paralela
Batıya göç etmeye karar verince soyadının "Mac" kısmını atmış. Böylece daha kolay iş filan bulacağını anlamış.
Luego quitó el "Mac" del nombre cuando decidió ir al oeste pensando tener más trabajo.
Kolay iş değildir, inanın bana.
No es un trabajo fácil, creeme.
Behim kıhıcımdahn kaçmah kolay iş dehel!
Has esquivado muy bien el golpe.
Çok kolay iş.
No seas marica.
Bayanlar ve baylar, sıradaki sanatçıyı tanıtmak yapmış olduğum en kolay iş olacak.
Damas y caballeros, presentar al siguiente artista es una de las tareas más fáciles que he tenido.
Değişken istilacıları tespit etmek kolay iş değildir.
Desenmascarar mutantes infiltrados no resulta fácil.
Wilfred'i bulmak kolay iş değil anlayacağın.
Así que a veces es muy difícil encontrar a Wilfred.
Çok kolay iş Perdita.
Es pan comido, Perdita. Pan comido.
Bir aile ve kariyer ile boğuşup aynı zamanda yalnız bir baba olmak kolay iş değil. Tıpkı zıplayan toplar gibi.
No es fácil ser un padre soltero que hace malabares con la carrera y la familia como con varias bolas.
Hükümetin bilgisayarına girmek kolay iş.
Hackear el gobierno es tarea fácil.
Kolay iş evet.
- Así de fácil? - Sí.
CIA'de personel sayısında bir indirime gidildiği zaman işten çıkarılanlardan biri sizseniz yeni bir iş bulmak her zaman bu kadar kolay değildir.
Cuando la Agencia Central de Inteligencia reduce su personal... y te dejan cesante... no siempre es fácil hallar un nuevo trabajo.
Bu iş kolay değil.
Esto nunca se vuelve más fácil.
Büyükbaba bu baskulu al yanlışlıkla bize göndermişler ve iş değişikliği, daha kolay....
Abuelo, coge la báscula que nos enviaron por error y cambia de oficio, será menos duro.
Bu kolay bir iş değil.
No es un trabajo sencillo.
Senin için çok kolay bir iş ayarladım.
Esta noche, tengo algo para ti. Nada del otro mundo.
Bir çalgıyı öğrenmek kolay bir iş değildir.
Es difícil aprender a tocar un instrumento.
Yapacağınız iş kolay değil...
Sé que lo que están por hacer no es fácil.
Bizim gibi taşra insanları için, şehirde iş bulmak kolay değil.
Para los del campo, encontrar curro en la ciudad no es fácil.
- Hiç kolay olacak mı bu iş?
- ¿ Mejora con el tiempo? - No.
- Kolay bir iş gibi.
- Eso suena fácil.
Öyle kolay olmuyor o iş.
Uno no batea home runs así nomás.
Korkarım, bu iş pek kolay olmayacak, Kes.
Las cosas se pondrán aún más difíciles.
Çok çabuk geçiyor. Her gün iş yerinde gördüğün sıradan olaylar haricindekiler, seni çok kolay yorgun düşürecektir.
Todo va tan rápido es tan fácil agotarse, tratar lo extraordinario como sólo otro día en la oficina.
Ana yurdumda, bu iş çok daha kolay.
En mi planeta, todo es tan sencillo.
Çok kolay bir iş.
Un trabajo muy simple.
Bana bak Brooklyn'de kolay iş diye birşey yoktur.
Es pan comido.
Çok kolay bir iş, cidden.
Te lo juro, es muy, muy fácil.
Sence bu iş kolay mı?
¿ Crees que es fácil?
Bu kolay. Sadece iş yapmak istiyorum.
Tranquilo, vinimos a hacer un trato.
Gerçekten kolay bir iş.
Un trabajo realmente cómodo.
Öğrendiğime göre iş göründüğü kadar kolay değil.
Aprendí que no es tan fácil como parece.
Bu kolay bir iş değildi.
A lo largo de la historia ha sido relativamente fácil monopolizar el oro pero la plata es 15 veces más abundante.
Binayı yaktığı zaman orayı kolay ateş alabilir yaptıkları için ondan özür dileyecekleri bir iş yeri.
Un trabajo en que si se quema el lugar, van a tener que pedirle disculpas a ella, Por hacerlo tan inflamable.
Bu iş çok kolay!
¡ Es tan fácil!
Garsonluk kolay bir iş değildir.
No es fácil ser mesero.
Bu iş çok kolay oluyor.
Esto es demasiado fácil.
Hong'un kızını öldürmesiyle senin iş anlaşmanı durdurmasının kolay olduğunu mu sanıyorsun!
Le resulta fácil pensar que uno de nuestra raza asesinaría su hija para impedir su negocio.
Bu iş pek kolay olmayacak.
No será sencillo.
Kolay bir iş daha bitirip, 50 milyonu tamamlayınca, ben artık yokum.
Cuando llegue a 50 millones me retiraré.
O iş kolay.
Con esa parte no hay problema.
Yalan söylemenin, senin için ne kadar kolay bir iş olduğunu, unutmuştum.
Había olvidado lo poco que te cuesta mentir.
Bu da kolay bir iş değil.
Saqué huellas digitales de su buzón. Es más difícil de lo que la gente cree.
Hayır. Kolay bir iş.
No.
- Bu iş kolay olacak.
- Va a ser pan comido.
Ve zamanda en doğal ve kolay gözüken iş her zaman en bilinçli çabanın sonucu olmuştur.
Y la obra que entonces parece más simple y natural es siempre el resultado del esfuerzo más consciente.
Sonra iş kolay olacak.
Entonces el trabajo será más sencillo.
Oburi, kolay bir iş yok bende bilirsin.
Oburi, yo no tengo un trabajo fácil, lo sabes.
Senin için kolay bir iş.
Es un trabajo fácil para ti.
Bunu duymak senin için kolay olmayacak ama yakın zamanda girdiğim bir iş ile ilgili.
No es algo fácil pero es sobre un trabajo que tomé recientemente.
Bu iş kolay olmayacak.
Esto no va a ser fácil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]