English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Isim

Isim traducir español

45,902 traducción paralela
Ona isim verdim, adı Giovanni.
Le he puesto nombre. Es Giovanni.
Shinwell nasıl bir isim öyle?
Bueno, ¿ qué clase de nombre es Shinwell?
Sherlock nasıl bir isim öyle?
¿ Qué clase de nombre es Sherlock?
Ayrıca bir sürpriz de var. Tamamen farklı bir sitede dokuzuncu bir sahte isim bağlantısı.
Pero también había una sorpresa... un enlace a un noveno perfil falso en un sitio web completamente diferente.
John akılda kalması kolay bir isim.
John es un nombre fácil de recordar...
Ne aptal bir isim. Bunu aptal eşine söyle, adamım... Bu bizim aramızda özel bir şaka.
Sinceramente, te agradecería que estuvieras a mi lado.
Lucy Rittenhouse Flynn'in sana Hindenburg'da bahsettiği isim değil miydi?
Lucy... Rittenhouse. ¿ No es el nombre que Flynn le mencionó en el Hindenburg?
Gücü ve kazandığı müsabakalarla, Narcissus yenilmez Romalı bir gladyatör olarak isim yapmıştı.
Haciendo gala de su fuerza, Narciso se ha ganado su reputación de invencible gladiador.
Commodus şehre yeni bir isim verdi :
Cómodo da un nuevo nombre a la ciudad :
Köpeğe koymak için saçma bir isim.
Es un nombre bastante tonto para un perro.
Yanında havalı bir isim olan bir plastik parçası için biraz pahalı gibi.
Es mucho para gastar en un trozo de plástico con un nombre elegante al lado.
Pek korkutucu bir isim değil.
- No suenan aterradores.
Bir isim buldum bile.
Ya tengo un nombre.
Rüyamda avlanıyorduk karların içinde aklıma bir isim geldi.
Soñaba con una cacería. Por la nieve. Ya he pensado en un nombre.
Eğer onunla gelmezsem Yüce Durotan oğluna nasıl isim verecek peki?
¿ Y qué nombre pondrá el gran Durotan a su hijo si yo no viajo con él?
Muhafız bir isim sadece.
Guardián no es más que un nombre.
Hiçbir isim, sadece rakamlar var, Ama biz bizim yaştan tarafından'em up maç olabilir.
No hay nombres, sólo números, pero, podemos emparejarlos por nuestras edades.
New York'ta bir adrese ile birlikte bir isim var.
Hay un nombre, junto con una dirección en Nueva York.
Tek gereken bir isim.
Solo necesito un nombre.
Hiç kimse bir isim vermedi.
Nadie dio nombres.
- Ama bu o zengin züppelerin benimle dalga geçmek için kullandıkları isim...
Pero eso es lo que esos niños ricos me llamaban para burlarse de mi.
Bu, insanların sana ginga stilinle oynadığında hitap ettikleri isim..
Eso es lo que la gente te llamo cuando te vieron jugar con ginga.
Ve benim bende olmayan birşeyleri sende gördüğüm anda kullandığım isim...
Y cuando vi que tenias algo que yo no.
Bu yüzden birden fazla isim var
Así que tengo varios nombres.
Aramaki bana daha önce bir isim verdiğini söyledi.
Aramaki me dijo que tenías otro nombre antes.
- Bana sürekli isim takıp duruyorsunuz.
- Siempre me insultan.
Şunu söylemek istiyorum... Jo, erkek için çok iyi bir isim ama bir kız için lanet.
Sólo quería compartir mi experiencia y decir que Jo es un lindo nombre de varón, pero es una maldición terrible para una mujer.
Bugün hepsini test edeceğiz. Ve bu aşamaya verdiğimiz isim "Umursamaz Baba".
Hoy las pondremos a prueba... en una pista de obstáculos llamada "El padre ausente".
Bu harika bir isim olurdu. Öyle değil mi?
Eso suena maravilloso. ¿ No crees?
Güzel, çok güzel bir isim.
Es un buen nombre. Es un nombre hermoso.
Jules, işim buydu tamam mı? Kulağa nasıl geldiğini biliyorum.
Jules, lo fue, vale, y yo... sé cómo suena.
- Dwayne, ne isim ama.
- Dwayne, vaya nombre.
Yapacak gerçek bir işim var. Yani gerçek olayların olduğu gerçek bir hikaye.
Tengo trabajos reales que hacer, una historia real con hechos reales.
- İsim koyalım mı?
¿ Deberíamos ponerle nombre?
Benim çok işim var ama Gloria'yı bilmem.
Yo estoy muy ocupada, pero no puedo hablar por Gloria.
İşim bu.
Bueno. Ese es el trabajo.
Seninle işim bittiğinde ölmüş olmayı dileyeceksin.
Cuando termine contigo, desearás estar muerto.
Bir işim çıktı.
Surgió algo...
Bay Altı Göz ve Büyük Korkunç İsim...
- Seis Ojos y Nombre Terrible...
Açıkçası buraya kendi işim için gelmedim.
En realidad, no vine por mi empleo...
Seninle işim bitince Trol Avcısı'nı ve diğer herkesi öldüreceğim!
Acabaré contigo, con el cazatroles, ¡ y con todos los demás!
Kızla işim bittiğinde senin için geleceğim.
Iré por ti cuando termine con la niña.
Nefret ettiğim boktan bir işim vardı. Saçma sapan bir şirkete grafik tasarım yapıyordum.
Yo tenía un trabajo de mierda que odiaba... haciendo diseño gráfico para alguna compañía estúpida.
Bu dünyada işim bittiğinde... Benim hayalet hayatta ve rejenere olabilir.
Cuando llegue a mi fin en este mundo... mi ghost podrá sobrevivir ahí y regenerarse.
Zalimce davrandım, ama işim önemli, ve... doğdun.
Fue cruel, pero mi trabajo era importante, y... naciste tú.
Evet, evet, bir işim var.
Sí, sí, tengo un trabajo.
Sabit bir işim var.
Tengo un trabajo regular.
Aslında burada ne işim var, onu bile bilmiyorum.
No tengo idea de lo que estoy haciendo aquí.
- Kimsenin istemediği bir işim var.
Tengo el trabajo que nadie quiere.
İşim, arayıp bulmak ve göstermekti.
Mi trabajo es buscar encontrar y mostrar.
İşim var.
No, estoy ocupada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]