English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kurtulacaksın

Kurtulacaksın traducir español

469 traducción paralela
Evliliğin de duyuruldu artık... ondan kurtulacaksın değil mi?
Ahora que se habla de matrimonio, tendrás que deshacerte de ella, ¿ verdad?
Ama o kadından nasıl kurtulacaksın?
"¿ Pero, cómo te librarás de ella?"
Zavallı Letty, yakında tüm bunlardan kurtulacaksın.
Pobre pequeña Letty, pronto estarás lejos de todo esto.
Güneşin batıdan battığı gibi, sen de yaşamdan kurtulacaksın. Ama Amon-Ra'nın ilk ışınları karanlığı nasıl dağıtıyorsa, sen de doğudan öyle doğacaksın.
Descansarás de la vida, como el sol que se pone en occidente para surgir de nuevo en oriente, cuando los primeros rayos de Amón-Ra dispersen las sombras.
Kurtulacaksın. Anladın mı Manuel?
Te pondrás bien. ¿ Lo ves, Manuel?
Geri kalan mobilyaları da satacaksın, bu evden ve bu eve gelen davetsiz misafirlerden kurtulacaksın. Bende, sizi yeni evinizde ziyaret edeceğim.
Venderás el resto de tus muebles, huir de esta casa y sus intrusos...
Ve buradan kurtulacaksın.
Y saldrás de este lugar.
Teslim olursan, ateşten kurtulacaksın ve İngiliz hapishanesinden çıkarılacaksın.
Si lo haces te salvarás de la hoguera y te sacarán de la prisión inglesa.
Ne zaman kurtulacaksın bu huyundan?
¿ Cuándo vas a relajarte?
Sen bu işten nasıl kurtulacaksın?
¿ Cómo cree que saldrá de esto?
Bir kereliğine, bu beladan kendin kurtulacaksın.
Esta vez tendrás que arreglártelas sólo.
O kızdan ne zaman kurtulacaksın?
¿ Cuándo se marcha la chica?
Ya Bay Trane, ondan nasıl kurtulacaksın?
Pero, el monsieur Trane, ¿ cómo nos desharemos de él?
Bak, parka gidip gazeteleri atıp, kamyondan kurtulacaksınız.
Tú vas al parque, dejas los periódicos y te deshaces de la camioneta.
Dağdan aşağıya iniyoruz. Kurtulacaksın. Yolu biliyorum.
Vamos a bajar la montaña, pero todo irá bien, conozco el camino.
Kurtulacaksın.
Todo irá bien.
Evet, kurtulacaksın.
Sí, estás bien.
Bir an önce bu hastalıktan kurtulacaksın.
Te recuperarás y volverás a sentirte bien muy pronto.
- Nasıl kurtulacaksın?
¿ Cómo piensas escapar?
O gelince yemek pişirmekten kurtulacaksın.
Cuando ella esté aquí, tú no tendrás tanto trabajo, madre.
Demek, benim hatırıma Yomoshichi'den kurtulacaksın...
¿ Te desharás de Yomoshichi por mí?
Evet Bowen, anlaşılan bizim için bu Yahudilerden kurtulacaksın.
Bien, Bowen. Por lo que veo, va a librarnos de unos cuantos judíos.
Kurtulacaksın, Akiva amca.
Te pondrás bien, tío Akiva.
İstemediğin her şeyden kurtulacaksın.
Te saqué todo lo que querías.
- Peki efendim. Yarın hepimizden kurtulacaksın.
No volverás a vernos desde mañana.
Sayemde sekreter maaşından kurtulacaksın.
Te ahorrarás mucha pasta.
- Şu salak dolaptan ne zaman kurtulacaksın?
¿ Cuándo quitas de aquí este armario?
Sen de kurtulacaksın.
Acabarás igual de mal.
- Korkma, evlat. Kurtulacaksın.
¿ Dónde está mi camión?
Kapa çeneni, sadece Galyalılar saldırdığında kurtulacaksın, unutma!
Silencio, Calígula Minus. Después de todo, serás el único superviviente cuando los galos nos ataquen.
O çalıntı olacağından, iş biter bitmez araçtan kurtulacaksın.
Será robado, así que deshazte de él cuando se termine el trabajo.
Nasıl kurtulacaksın?
¿ Cómo se evadirán? Conteste.
Şimdi dünyadan kurtulacaksın.
Ahora tú salvarás el mundo.
Hiç olmazsa Almanların ziyaretlerinden kurtulacaksın.
Al menos los alemanes no te visitarán.
"Bu şekilde polisin takibinden kurtulacaksınız.. " Daha önce kurtulamamış iseniz.
Este procedimiento le permitirá perder cualquier vigilancia policial posible... en caso de que no lo haya logrado antes.
Yakında ondan kurtulacaksın, söz veririm.
Pronto te librarás de él, te lo prometo.
Kurtulacaksın.
Vas a salvarte.
Sen şunu bir bıraksan, dertlerinin çoğundan kurtulacaksın.
Tu deberías dejar de beber, tus problemas desaparecerían.
Bu olay başına geldikten sonra kurtuldun, hatırladıktan sonra da kurtulacaksın.
Sobreviviste cuando eso pasó, y sobrevivirás al recordarlo.
Yakında benden kurtulacaksın.
Pronto te librarás de mí.
Merak etmeyin. Kurtulacaksınız.
No se preocupen.
Hepiniz kurtulacaksınız, sakın merak etmeyin.
Saldrá bien para todos. Que nadie se preocupe.
Bu kadar kolay mı kurtulacaksın, ha?
Pensabas librarte tan fácilmente, ¿ eh?
Bundan kurtulacaksın.
Vas a salir de esta.
- Merak etme. Kurtulacaksın.
- No te preocupes, estarás bien.
Şu külüstürden ne zaman kurtulacaksın?
¿ Cuándo tiras este coche?
Kurtulacaksınız, inanın bana.
Te prometo que estarás bien.
Elbette kurtulacaksın, Carla.
Por supuesto que lo hará, Carla.
Kötü bir şey yapmaya kalktıkları an kafalarına vurup tıpkı bu herife yaptığımız gibi ondan kurtulacaksın.
El el momento que intenten algo sucio les atizas en la cabeza y nos deshacemos de ellos.
Hemen kurtulacaksın.
¡ Inmediatamente!
Sen o zavallı ihtiyardan ne zaman kurtulacaksın?
¿ Cuándo vas a deshacerte de ese marido inútil?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]