English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kâbul

Kâbul traducir español

20 traducción paralela
- "AGK kâbul etti."
- "La Vd consintió".
- Hayır, kâbul etmedim.
- De eso nada.
"Güvenlik için ve mâcerâya ihtiyâcınız olduğunda, tüm kredi kartları kâbul edilir."
"Para quien busca seguridad y aventuras. Se aceptan tarjetas de crédito".
Beni henüz kâbul etmemişler ama yarın benimle görüşmek üzere birini yollayacaklarmış.
No me han aceptado todavía pero enviarán a alguien para que me entreviste mañana.
Rahatsız ettiğimiz için üzgünüz, fakat senin özrümüzü kâbullenmeni kâbul edemiyoruz. Gerçekten hissetmeden söylüyormuşsun gibi geldi.
Perdona por molestarte, pero no creo que podamos aceptar tu forma de aceptar nuestras disculpas realmente no parece que las aceptaras.
O para kâbul etmiyor Biliyorum. Çünkü denedim. Şimdi etmeyebilir, ama edecektir.
Seria hermoso, y la gente escucharla... y uno no quedaria como un idiota.
Görüşümün kâbul edilmesini dilerim.
Le cedo la palabra a mi adversario.
O durumda, özür kâbul edildi.
En ese caso disculpas aceptadas.
Derek'i kocalığa kâbul ediyor...
- Y ahora, Jillian, ¿ aceptas a Derek...?
Eminim bay Sherman kâbul ederdi. Tam olarak ne bekliyordun ki?
Seguro que el Sr. Sherman está de acuerdo. ¿ Exactamente qué esperabas?
Kâbul edemiyor musun?
¿ No puedes hacerte cargo?
Ben bunu kâbul etmiyorum!
Bueno, ¡ no lo acepto!
Kâbul.
Coincido.
Kimmie Minter'ın cinsel doğası yapışkan bir balgam gibi bir şey. Çiftleşmeyi daima kâbul eden.
La naturaleza sexual de Kimmie Minter es... una mucosidad cervical viscosa que siempre le da la bienvenida al apareamiento.
Her ne kadar acı verse de ilk teorimin yanlış olduğunu kâbul etmeye hazırım.
Y por mucho que me duela, estoy lito para admitir que mi teoría incial estaba equivocada.
Diğer pedofililerden habersiz şekilde onlar kâbul edilemez bu arzularını bastırmak zorundalardı.
El estar geográficamente aislados de otros pedófilos los obligó a suprimir sus deseos socialmente inaceptables.
Bu da demek oluyor ki ; kâbul edilmek için daha büyük bir şeyler deneyecek.
Lo que significa que hará algo mucho más gordo para intentar demostrar que se merece la admisión.
Ona de ki, eğer özel foruma girebilmek istiyorsa yüz yüze buluşmayı kâbul etmek zorunda.
Dile... que si quiere acceso al foro privado, tendrá que aceptar un encuentro cara a cara.
Bir hastahane yatağında oturup gelecek mi diye beklemek için kâbul etmedim bu işi.
Sentada en la cama del hospital, preguntándome si ibas a aparecer... eso no es para lo que me anoté.
- Kâbul edildi.
- Se admite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]