English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kârıma

Kârıma traducir español

38 traducción paralela
Ne demek "benim kârıma"?
¿ Qué quieres decir con "por mi propio bien"?
Kârıma diye ara sokaktan birine doğru kestirmeye girdim.
Cogí un atajo por un callejón para acortar.
Bu projeye bağışta bulunarak yatırımcı gibi olacaksınız tabii benim kârıma ortak olmaksızın.
Al donar a este proyecto, serás como un inversor Excepto sin tomar todas mis ganancias.
İtaat etmenin kârıma olduğunu zor yoldan öğrendim diyelim.
Digamos que aprendí de la manera difícil que obedecer estaba en mi mejor interés.
İstediğim her şeyi yapabilirim ve yanıma kâr kalır. "
"Puedo hacer lo que quiera... y salirme con la mía."
Çok yakında kâr etmeye başlayacağız, ama bölünecek, çünkü yanıma şaşılacak kadar yetenek dolu ve bana göz kulak olacak kadar zihnen ve bedenen güçlü birini işe aldım.
Comenzará a tener beneficios en cualquier momento en parte porque he contratado un hombre de competencia asombrosa y fuerza de cuerpo y mente para manejarlo conmigo.
- Fark etmez. Biri bana gelip de garajıma yasa dışı mallarını koymak istediğini söylerse o kişi ya en yakın dostumdur ya da benim de bir kârım olacaktır.
Si alguien me dice que quiere meter artículos ilegales en mi garaje o es mi mejor amigo, o saco algo de eso.
"Bugün hiçbir şey yanıma kâr kalmaz!"
"Si yo pudiera pasar de todo hoy"
Bir doktorla arkadaşlık ettiğimi görürlerse, şu kadarını söyleyeyim, depodan yağmaladığımız protezlerin kârından payıma düşeni alamam.
Si me ven codeándome con un médico no tendré mi parte de las prótesis que sacamos del almacén.
Eğer bu adamların yaptıklarının yanlarına kâr kalmasına izin verirsem çocuklarıma doğrunun peşinde koşmayı nasıl öğretebilirim?
¿ Cómo voy a enseñarle a mis hijos a hacer lo correcto si dejo que se estos tipos ganen?
Yanıma ne kâr kalacak?
¿ Salir impune?
Ne yapsam yanıma kâr kalırdı.
Podía hacer lo que quisiera.
Bunu onların yanına kâr bırakacağıma ölmeyi yeğleyeceğime karar verdim.
Y luego decides que prefieres morir antes que dejarlos salirse con la suya.
Yaptığım her şey yanıma kâr kalmalı.
Se quedarán impunes para siempre.
Karımı ve ailemi aldattım bir kereden fazla, sahiden. Çünkü, yanıma kâr kalcağını düşündüm.
Engañé a mi mujer y a mi familia... más de una vez, y si soy honesto porque pensé que me podría librar de ello.
Tek başıma yıllık 210 milyon $'lık yıllık kâr sağlıyorum buraya.
- No va a funcionar, Will. Genero ganancias anuales de $ 210 millones con mi programa.
Meclis, vergi mükelleflerinin ücretsiz kullanıma sunduğu yayın haklarından bir günün 23 saati kâr yapabilirken akşamın bir saatinde bize çalışacaksınız demeyi unutmuştur.
Olvidaron decir : "Los contribuyentes les van a dar señales sin costo y por 23 horas diarias pueden sacarles provecho pero por una hora cada noche, trabajan para nosotros."
Ne yanıma kâr kalmayacak?
¿ Salirme con la mía?
İmkansız aşkta hiç kâr yoktur güzelim.
No hay ganancias en el amor imposible, ma puce.
Yanıma kâr kalacağını sanmıyorum. Hani bana karakterlerimde hayatımdan esinlenmemi söylemiştin ya?
No estoy seguro de que vaya a ser capaz de llevarlo a cabo. ¿ Recuerdas cuando me dijiste que basara mis personajes en gente de mi propia vida?
Bu işin yanıma kâr kalacağı falan yok.
No es que me esté saliendo con la mía.
Ve kalıcı bir karakter değilsem, kötü şeyler nasıl yanıma kâr kalacak, bunun gibi?
Y si no soy un personaje fijo, ¿ cómo voy a poder hacer cosas horribles, como esta?
Hazine'deki arkadaşıma göre, Barnes Global'ın üçte birinin sahibi olarak ona ödenen kâr payları güvenli bir banka hesabında o zamandan beri dokunulmamış bir şekilde duruyor.
Según mi amigo de Hacienda, todos los beneficios obtenidos... como propietaria de un tercio de Barnes Global... van a un fondo de inversiones, intacto desde entonces.
Kârımızdan benim payıma düşen.
Mi parte de las ganancias.
Bu yanıma kâr kaldı.
Aún tengo eso, ¿ no es cierto?
Ve bu yanıma kâr kalabilirdi de, eğer siz çocuklar ve o dev, çılgın köpeğiniz işime burnunuzu sokmasaydınız!
Y me habría salido con ello, también, si no fuera por estos chicos entrometidos ¡ y su loco perro gigante!
Ar-Ge çalışmalarıma para sağlayacaktı ve sonra teknolojim pazarı ele geçirince kârı yarı yarıya bölüşecektik.
Iba a fonde de mi I + D y después ibamos a dividir las ganancias, 50 / 50, una vez que mi tecnología alcance el mercado.
Bugün bir sürü iyi şey yaptım, karmamın tepesi atacak. Ah! Birini öldürebilir, bu da yanıma kâr kalabilirdi.
Probablemente podría asesinar a alguien y salir libre.
Bir bakıma hepsi birbirine benziyor ; tamamı kâr odaklı ve bu yüzden hepsi kısa vadeli kazanıma yönelik olarak işliyor.
Están centrados en el lucro, y por ello se enfocan en ganancia a corto plazo.
Yaptığım yanıma kâr kalırdı.
Me libraría de ello.
Kâr çok az. Taşıma dolarların katılmasına rağmen.
Somos la luz, a pesar de que los dà ³ lares de transporte subieron.
Acıma işi mi yapıyoruz, kâr işi mi?
¿ Estamos en el negocio del sentimentalismo o del beneficio?
Bu yanıma kâr mı kalacak yani?
¿ Me dejará libre sin castigo?
- Belki yanıma kâr kalmaz.
Quizás no me libre. Cierto.
Bence yanıma kâr kalabilir.
Creo que puedo salir impune.
Önceden ne yaşadıysam yanıma kâr kaldı diyorum artık.
Todo lo que sucedió anteriormente es lo único que jamás me sucederá.
Elde edilen kâr bu şirketler arasında yatırımlarına göre paylaştırılacak ve bu paylaştırmaya Rus hükümetinin kullanıma izin verdiği toprağın değeri de dâhil edilecek.
Y luego, las ganancias serán distribuidas proporcionalmente entre estas corporaciones e incluyendo el valor de la tierra invertido por el gobierno ruso.
Tavşan ve geyikten ziyade daha çok insan öldürdüm. Hikâye yanıma kâr kaldı.
He matado más hombres que conejos y venados, pero esa historia se quedó conmigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]