English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kısa bir süre için

Kısa bir süre için traducir español

661 traducción paralela
Kısa bir süre için yanından ayrılacağım.
Bueno, estoy... Estoy va estar de vuelta en un poco para, eh...
Sen ise kısa bir süre için onun yerini alacaksın, sonra tekrar yükseleceksin, tıpkı benim yükseldiğim gibi.
Ocuparás su lugar durante unos instantes, y después te levantarás, como yo me he levantado.
Belki de kısa bir süre için benim odama gelmeniz daha iyi olur.
Entonces, venga a mi despacho y telefonee desde allí.
- Kısa bir süre için sadece. Elinizden geldiğince çabuk olun.
Apúrese lo más que pueda.
O halde kısa bir süre için sorduğumu varsay.
Entonces, por un instante, actúe como si le estuviera preguntando.
Olur da seni göremezsem bir yani kısa bir süre için. Sadece şunu söylemek istiyorum her anı çok güzeldi. Bütün o 50 sene.
Y por si no te veo en algún tiempo, sólo quiero decirte que todo ha sido maravilloso, cada momento de estos cincuenta años.
Sadece kısa bir süre için.
Sólo por un tiempo. Verán...
Otoku, kısa bir süre için Osaka'da olacağım.
Te quiero... y por fin somos marido y mujer. Para siempre. Viviremos siempre juntos.
Sanırım ben de kısa bir süre için batıya geri döneceğim.
Creo que me voy a volver al este.
Dr. Poirot'ın, kısa bir süre için burada çalışacak bir öğrencisini
Bueno, a una alumna del Dr. Poirot. Va a realizar un trabajo aquí por poco tiempo.
Kısa bir süre için, başka bir iş bulana kadar.
Sólo por un corto tiempo, hasta que encuentre otro empleo.
Kısa bir süre için daha bu şekilde devam edelim.
Dejémoslo así, un poco más.
Sadece kısa bir süre için uğradık.
- No podemos quedarnos mucho.
Sadece kısa bir süre için?
Por poco tiempo.
Kısa bir süre için Birleşik Devletler'e gitmen konusunda baskılar var.
Ha hecho presión para que se le envíe de vacaciones a los Estados Unidos una temporada.
Pekala, şöyle düşün, babalık kısa bir süre için benim misafirim olacaksınız.
Si quiere verlo así serán mis invitados por unas horas.
- Kısa bir süre için.
- Solo un momento.
Kısa bir süre için trapezcilere tekrar katılır mısın?
¿ La sustituyes con los trapecistas?
Burada, kısa bir süre için, onun ellerinin, sevdiği şehrin ve yaşadığı zamanın yeniden canlanmasını sağlayacaklar.
Por un momento, los pinceles volverán a sus manos, y él, su amada ciudad y su época, revivirán.
Çok üzgünüm ama Kardinal New York'u çok kısa bir süre için ziyaret ediyor.
Lo siento mucho, pero el cardenal está visitando Nueva York por poco tiempo.
Sadece birkaç dakika, kısa bir süre için.
Sólo unos minutos, un poco de tiempo.
- Muhtemelen senin evinde. - Bunda ne kötülük var? Sadece kısa bir süre için.
¿ Qué hay de malo en vivir un tiempo en mi casa?
Kontes'in kişiliğini elimden geldiğince iyi anlamaya çalışacağım ne var ki böyle kısa bir süre içinde anlamak için fazla sayıda gizemli zıtlıklarla ve inceliklerle dolu bir kişiliğe sahip.
Trataré de describir lo mejor posible a la condesa... cuya personalidad es ambigua y llena de misteriosos contrastes... como para dejarse contar en pocas palabras.
Kısa bir süre için.
Solo un poco...
Sadece kısa bir süre için.
Solo un poco...
Kısa bir süre için.
Por un tiempecito.
Kısa bir süre için, kaçma ve ölüm arasında tekrar asker oldular.
En ese momento, entre la fuga y la muerte, volvieron a ser soldados.
Kısa bir süre için ama.
Sólo un buen momento.
Savunma isterse, kısa bir süre için ara verebilirim. Belki bu şekilde mahkum da kendine hakim olmayı başarabilir.
Si la defensa lo desea, haremos un pequeño receso para que el acusado pueda calmarse y recobrar el control.
Yakında, kısa bir süre için, bir tutuklu kafilesi kasabanızda sıraya dizilecek.
Ahora mismo, al ratito, va a llegar una cuerda de presos que va a pasar por tu merito pueblo.
Ama Kısa bir süre için bile olsa, eğlenceli görünüyordu. Ve Teşekkür ederim.
Me gustó que alguien me cuidara... aunque haya sido por poco tiempo.
Kısa bir süre için birbirimizi görmesek iyi olur.
Prefiero que no nos veamos durante un tiempo. Es mejor.
Kısa bir süre için öyleydi, Komiserim.
En realidad lo hice. Pero sólo brevemente, Inspector.
Sadece kısa bir süre için yani.
Sólo por un tiempo.
Teşekkür ederim, çünkü kısa bir süre için bile olsa bana, yanımda beni koruyabilecek bir adam bulunmasının nasıl bir şey olduğunu hissettirdin beni sevebilecek birisinin olmasının.
Te doy las gracias, aunque solo hayan sido unos momentos he sentido la sensación de tener a mi lado a un hombre que me protegía y que me amaba.
Kısa süre önce gözlem için Bölge Hastanesi'ndeyken eyalet psikiyatrlarının muayenesini reddetmekle kalmadı, onlara şiddetli bir şekilde saldırdı.
Recientemente, estando bajo observación en el hospital del condado, no sólo se negó a que le examinaran los psiquiatras del estado, sino que les atacó violentamente.
Mantar yemeği ve kısa süre sonra bir başıma kalmıştım çünkü 2 saat öncesinde misket alabilmek için... 2... 4... 6... 8...
De la noche a la mañana un plato de setas, me deja solo en el mundo. Sólo, porque dos horas antes había robado ocho céntimos... Dos, cuatro, seis, ocho de la caja para comprar unas canicas.
O'nu ayarladım ve akşam yemeği için bir yer söyledim. Ve çok kısa bir süre sonra...
La invité a cenar conmigo, y no fue hasta mucho después...
Öykü 1939 yazında, çalışan, oynayan, çocuklarını büyüten, bahçelerinde uğraşan mutlu ve tasasız insanların yaşadığı ama kısa bir süre sonra hayatta kalmak için umutsuzca savaşacak olan İngiltere'de geçer.
cuando el sol brillaba sobre la feliz gente que trabajaba y jugaba criaba a sus hijos y cuidaba de sus jardines en una feliz Inglaterra que pronto se vería luchando desesperadamente por ese estilo de vida y por la vida en sí.
"Asıl üzüldüklerim onlar... "... çünkü kısa bir süre sonra benim için her şey bitmiş olacak... " "... ama onlar hayatlarının sonuna kadar bunu hatırlamak zorunda kalacaklar.
Por ellos es por quien siento lástima... porque dentro de poco, esto habrá terminado para mí... pero ellos tendrán que recordarlo el resto de sus vidas.
"Saat 8 : 00'den kısa bir süre önce, hapsi de... " işçi yaka kartı takan dört kişi... " gündüz vardiyası için gelen çalışanlara karıştı.
Poco antes de las ocho, 4 hombres que llevaban la placa de identificación de empleados se unieron al turno que entraba en la fábrica Prentiss.
Kısa bir süre sonra da durdular. Ama dinlenmek için değil.
Pararon enseguida... pero no para eso.
# Kısa bir süre için, artık o kadar da yalnız değildi.
Y durante un tiempo, ya no estuvo tan solo.
Hepimize olan bir şey. Samimiyet küçük görmeye sebebiyet verir. Biriyle koca bir hayat geçirmek için kısa süre sonra kaybolacak şehvete ihtiyaç duymazsın ihtiyaç duyacağın şey benzer düşünceler, benzer bir mizaç ve ruh halidir.
Uno sabe de sobras que esas cosas tienen que llegar, que el cansancio sigue a la posesión... y que para realizar la propia existencia junto a la otra persona... es necesario algo más que un brutal apetito físico, pronto extinguido.
Kısa bir süre önce biri sizin için bir paket bıraktı.
- Ha llegado un paquete del almacén... Takasjimaya, señora.
Kiliseye kısa süre için hepinizi ilgilendiren önemli bir haber vermek için çağrıldınız.
Habéis sido llamados a la capilla con breve aviso... para dar gracias por unas noticias muy buenas que os conciernen a todos.
Kısa bir süre sonra, öç almak için saldırdılar.
Al morir, juró que lo vengarían...
Kısa bir süre önce, suç işlenirken bir film seyretmekte olduğunu iddia etmesine rağmen filmin detayları hakkında kesin konuşamadığı için polisin şüphelenmesine neden olan masum bir adamın hikayesini okudum.
Hace poco, leí que un hombre inocente se vio ante serias dificultades porque aunque dijo que había estado viendo una película mientras se cometía el delito en cuestión la vaguedad de los detalles que dio de la película hizo que la policía sospechara.
Bayan McKenzie, kısa süre önce Ulusal Sağlık Sigortası Kurumu'na bir başvuruda bulundunuz mu? - İşitme cihazı için.
Bien, Srta. McKenzie ¿ es verdad que hace poco solicitó al seguro un audífono?
Avukatlarının da söylediği gibi, Vole, kısa süre sonra sana da kendini savunman için bir fırsat verilecektir.
Como le dirá su abogado, Sr. Vole muy pronto tendrá la oportunidad de declarar para defenderse.
Elbette dönebilirsin, bu kısa bir süre için.
Sólo por algunos minutos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]