English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kısa bir süre

Kısa bir süre traducir español

4,099 traducción paralela
Çocuk kaybolduktan kısa bir süre sonra ortadan kaybolmuş.
Desapareció de la faz de la tierra poco después de que el niño desapareciera.
Umarım kısa bir süre sonra görür.
En algún punto en el futuro cercano, espero.
Kısa bir süre önce mihrapta terk edildim.
Hace poco tiempo, fui abandonada en el altar.
Evet, üç yıl evvel kısa bir süre için Bay Beacham ile görüşmüştüm.
Sí, estuve viendo al Señor Beachman un tiempo hace unos tres años.
Biliyor musun, Gayle ve ben de kısa bir süre çift terapisine gitmiştik.
Gayle y yo, vimos a un terapeuta de parejas por un tiempo.
Kısa bir süre için desek?
¿ Solo por un instante?
Vanessa Kale'la Davis ailesiyle kalmaya başladıktan kısa bir süre sonra yakınlaşmış.
Vanessa se involucró con Kale poco antes de que ella fuera enviada a vivir con Davis.
Stadyuma nakliniz kısa bir süre sonra devam edecek.
El trayecto al coliseo continuará en breve.
Pekâlâ bu kısa bir süre için veya birkaç yıl olmayacak.
Bueno, no sería por mucho... otro año o dos.
Demek oluyor ki bundan kısa bir süre önce vurulmuş.
Lo que significa que probablemente le dispararan momentos antes.
Kısa bir süre içinde karaciğer nakli olursa yaşayabilirmiş.
Dicen que un trasplante es crucial para su recuperación.
Çok kısa bir süre.
- Solo brevemente.
Declan'ın odası bir güzel boyarız, halıları buharlı yıkamaya veririz büyükannemin sallanan sandalyesini çatıdan indiririz. Ucuz ve güzel, kısa bir süre için.
El cuarto de Declan, pintado, con alfombras limpias, y con la mecedora de mi abuela.
En sevdiğim grup olduklarını söylemiyorum ama üniversitedeyken kısa bir süre hepimiz bu şarkıya sarmıştık ve tamamen benim sayemdeydi.
Mira, no digo que sea mi grupo favorito, pero durante un tiempo en la universidad, a todos nos encantaba esa canción, y fue gracias a mí.
Kısa bir süre önce bu adam hayatta kazanamaz derdin ama şimdi bir şansı var gibi görünüyor.
Hace un tiempo, este tipo no tenia ninguna oportunidad. ahora tiene la oportunidad de ganar.
- Kısa bir süre içinde Wendy'ye kavuşacaksın.
- En poco tiempo te reunirás con Wendy.
ama sadece kısa bir süre olsa da, çok mutluydum.
Pero, aunque fue por un momento, me sentí feliz.
Ama Başsavcı Yardımcısı kısa bir süre sonra Adalet Bakanlığını ziyaret etmiş. Öyle mi?
Pero el fiscal realizó una visita al Ministro de Justicia poco después.
Beyninin yarısını kaybettikten kısa bir süre sonra aniden bir ressama dönüştü.
Bueno, cuando perdió parte de su cerebro se convirtió de repente... en un artista.
Polis, tekneyi limanda bırakmadan önce Emilie'nın kısa bir süre o yerde tutulduğunu söylüyor.
Dicen que ella estuvo allí brevemente, antes de que él abandonara el barco.
Kısa bir süre sonra bir ticaret gemisinin yanından geçtim.
Poco después pasé junto al costado del navío.
En sevdiğim grup olduklarını söylemiyorum ama üniversitedeyken kısa bir süre hepimiz bu şarkıya sarmıştık ve tamamen benim sayemdeydi.
Miren, no digo que son mi banda favorita pero por un tiempo en la universidad todos estábamos con esa canción, y todo gracias a mí.
Hey, eğer bu yoldan gidiyorsak bizim evde kısa bir süre için durabilir miyiz?
Si vamos por allí, ¿ podemos pasar por casa?
J kısa bir süre sonra burada olacak.
J llegará en breve.
Kısa bir süre sonra tekrar devam edeceğiz.
Continuaremos en breve.
İki ay önce Heathcliff'i yenip ölüm oyununu bitirdim. Çıktıktan kısa bir süre sonra... İçişleri Bakanlığının...
derroté a Heathcliff y completé aquel juego. intercambié información de SAO con las Fuerzas Especiales del
Kısa bir süre sonra benimle iletişime geçti, ve "Yeni bir solo albüm üzerinde benimle çalışmak ilgini çeker mi?" diye sordu.
Él se contactó conmigo no mucho después de eso. Él dijo, "Mira, ¿ estarías interesado en trabajar en un disco solista conmigo?"
Uçak kalktıktan kısa bir süre sonra bir olay olduğunu düşünüyoruz.
Tenemos razones para creer que hubo algún incidente poco después del despegue.
Kısa bir süre içinde rakip boylar tek millet ve birlikte at binen ve savaşan tek bir ordu haline dönüştü.
Y muy pronto, las tribus rivales estaban siendo fusiona en un solo pueblo, un ejército, equitación y luchando juntos.
Kısa bir süre için kendisini Hristiyan gibi hissetti... Kısa bir süre.
Consideró brevemente entregarse cristiana... brevemente.
Alemgir Şah, Babür İmparatorluğu'nu iflasın eşiğine getirdi. Güç kaybetmesi nedeniyle İngilizler, çok kısa bir süre sonra kapıları tekmeleyerek Hindistan'a girecek ve ülkeyi ele geçirecekti.
Aurangzeb trajo el imperio mogol hasta el mismo borde de la quiebra, lo que debilita, que luego después, los británicos fueron capaces de derribar la puerta y la India.
Louis'nin idamı Avrupa monarşilerini dehşete düşürdü ve kısa bir süre sonra Fransa'nın etrafı düşman ordularıyla sarıldı.
Francia y pronto fue rodeado por ejércitos hostiles.
Hepsi yanlış anlaşılma. Kısa bir süre önce Miami Havaalanı'nda, doktorumun yazdığı ilaçlardan dolayı tutuklanmıştım.
Esto es un error... fui arrestada en el aeropuerto de Miami... con algunas pastillas para sentirse bien de mi doctor de La Habana.
Sabah 6'da geldi ve kurbanımızı bundan kısa bir süre sonra buldu.
Llegó a las 6 : 00 de la mañana, y encontró a nuestra víctima poco después.
Görgü tanığına göre, son kararınızdan kısa bir süre sonra küplere binmiş.
Según los testigos, estaba enojado después de la charla contigo.
Evet ama kısa bir süre öncesine kadar morali bozuktu.
pero estuvo muy deprimido por un tiempo.
Kısa bir süre önce, araştırma ekibi 500 yıldan fazla yaşamış bir midye buldu.
Hace muy poco, el equipo de investigación encontró una almeja que había vivido desde hace más de medio milenio.
Kısa bir süre önce burada yepyeni bir hayat sunuldu size. Sonunda babanızın tüm arzularını yerine getirebileceksiniz.
No se lo di para que pudiera dejar todo a un lado... después de ser seducido por cualquier mujer.
Kısa bir süre için toparlanana kadar.
Solo hasta que os estabilicéis.
Kısa bir süre sonra elimizde olmayabilir.
Puede que no la tengamos por mucho tiempo.
Hiç bir şey çalmıyoruz, kısa bir süre için ödünç alıyoruz.
No voy a robar nada. Ellos me prestaron.
Kısa bir süre öyleyim sandım ama bana pek uygun değilmiş.
Por un minuto pensé que lo era, pero... Resulta que no es para mí.
Düşünüyordum ki bahsettiğin ekstra saatlerin hepsini alabilirim. Kısa bir süre için haftada birkaç kere fazladan mesaiye kalabilir miyim?
Estaba pensando, puedo tomar todas esas horas extra, y puedo trabajar unas cuantas horas esta semana?
Ray, onlarla kısa bir süre Ends!
¡ Liquídalos, Ray!
Epstein kardeşler, Casablanca'yı yazmışlardı. Kısa bir süre önce New Yorker'da okudukları gerçek bir öyküden hareketle. Goldwyn'e gittiler.
Los hermanos Epstein, que habían escrito'Casablanca', llegaron a Goldwyn con una idea para una película basada en un cuento corto que habían leído recientemente en el'New Yorker'.
Ondan kısa bir süre sonra SSCB, uzay gemisinin atmosfere çok yakın bir noktada ortadan kaybolduğunu duyurdu.
Al poco, la URSS anunció que una nave se había desintegrado en el límite de la atmósfera.
Evet, aynen Doug.Bu demek oluyor ki katil cinayeti uzun süre önce planlayıp bir avantaja çevirdi. Yani biriniz, ki kısa süre içinde kimliğini saptayacağım, soğuk kanlı bir komplocu.
Eso significa que el asesino tendría que haber planeado el homicidio por mucho tiempo antes así que algunos de ustedes, a quien identificaré muy pronto es un manipulador de sangre fría.
Çok kısa süre içinde çıkarılacak. Çıkarma operasyonuyla alakalı teknik bir sorun var. Ayrıntıları ben de bilmiyorum ama uzun sürmemesi gerekiyor.
Será traída muy pronto, hay varias técnicas de rescate, algo, no conozco muy bien los detalles, pero
Kısa süre sonra avukata otel zincirimizden Reinhardt'ın ifadesini güçlendiren bir bilgi gelmiş.
Poco después de vuestra conversación, ya tenía una. De nuestra cadena de hoteles.
Evet, kısa bir süre oldu.
¿ Aparte de eso?
Kısa süre önce kutup dairesinde gizli bir laboratuvar tamamen yok oldu.
Hace poco, un laboratorio ultrasecreto desapareció del Círculo Ártico.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]