English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kıskanç

Kıskanç traducir español

1,933 traducción paralela
çok kıskanç bir kocam var.
Tengo un esposo muy celoso.
Kocam çok kıskanç biridir.
Mi esposo es un hombre muy celoso.
Adam kıskanç. Karısının bir ilişkisi var.
Está celoso, su esposa tiene un amante.
Seni kıskanç, Majnu!
Él está celoso de mí! Majnu!
Beni kıskanç kocalarla karıştırmayın, tamam mı?
No soy un marido celoso, ¿ sí?
Ben kıskanç değilim.
- No estoy celosa.
Anfitrite, Poseidon'un kocası, birçok aşkı vardı. Böylece... Kıskanç ve kızgın oldu...
El esposo de Anfitrite, Poseidón, tenía muchas amantes ella se puso muy celosa y furiosa
Kıskanç olmadığını söylemiştin, Bayan Wint!
Dijiste que no te pondrías celosa.
Kurallara uygun dövüşeceğime ve daima güven yeminimi yapacağıma, ne kadar kıskanç...
JURO PELEAR JUSTO Y SIEMPRE RECONCILIARNOS JURO CONFIAR EN TI AUNQUE ESTÉ CELOSO
ve çok kıskanç olacak.
Y yo me pondré celosa.
Ama neden kariyerinin sonundaki aksi ve kıskanç bir üniversite hocasının size engel olmasına izin veriyorsunuz ki?
Lo que quiero decir es por que dejan que un celoso y amargado profesor les bloque su camino
'Kıskanç Koca'olmaz.
El marido celoso no.
Kıskanç Koca da yok Aklı Bir Karış Havada da.
Ni "El marido celoso", ni "El atolondrado", ni "El matador".
Beni kıskanç olmakla suçluyorsun, peki ama sadece benim olan ne var ki?
Me llama celoso, ¿ pero qué poseo que sea sólo mío?
Bize neden Paula'nın Sylvia'ya, kızgın ve kıskanç gözlerle baktığını söyleyebilecek misin?
¿ Puedes nombrar una razón por la cual Paula le daba a Sylvia esas miradas de celos y enfado?
Ben, kıskanç hissedeceğim, başka ne..
Sentiré celos ¿ qué más?
Kıskanç bir yapın mı var, Bård?
¿ Usted es del tipo celoso, Bård?
- Kıskanç biri olup olmadığını sordum sadece.
- Sólo le pregunté si era celoso.
Kıskanç. Paranoyak.
Celoso, paranoico.
- Kıskanç bir eş olabilir mi?
- ¿ Cónyuge celoso?
Ben gerçekten çok kıskanç biriyim.
Soy muy, muy celosa.
Kıskanç erkek arkadaş.
- Un novio celoso.
Başka adamların kız arkadaşına bakmasına ve dokunmasına dayanamayan kıskanç bir erkek arkadaşım.
Soy el novio celoso que no puedo soportar que otros miren a su novia o la toquen.
Hayır, kıskanç değilim. "F" neyin kısaltması onu düşünüyorum.
No estoy celoso, solo estoy pensando que significa la "F" en su nombre.
- Kıskanç değilim.
Yo no soy celoso.
Kıskanç değilim..
Yo no soy celoso.
Şey... ilişkilerim bazen kıskanç olabiliyor, özellikle de biri, diğerinden daha paralı olup, zamanımı tekeline alabiliyorsa.
A veces mis relaciones se ponen celosas especialmente cuando una con mucho dinero monopoliza mi tiempo.
Bu çok hoş, kıskanç.... değilsin.
Qué dulce que no estés celoso.
Listedeki ilk madde de şöyle olacak : "Kıskanç bir angut olma."
Lo escribiré el primer ítem podría ser : "No seas un imbécil celoso".
Yakınlaşırsınız. - Kıskanç bir angut olma.
No seas un idiota celoso.
Çok kıskanç biriyimdir.
Soy muy celosa.
Güzel güneş doğdu ve kıskanç ayı söndürdü... Kim hâlâ kederle hasta ve solgun.
¡ Surge, esplendente sol, y mata a la envidiosa luna, lánguida y pálida de sentimiento.
Kıskanç aşık rolünü mü oynuyorsun, Jake?
¿ Estamos jugando al amante celoso, Jake?
"Merhaba, ben kıskanç, baskıcı ve yumruk atmayı seven biriyim." "Kız arkadaşım olmak ister misin?" demedi ki.
"Hola, soy posesivo y controlador, y me gusta golpear gente ¿ quieres ser mi novia?"
Kıskanç biri değilim.
No tengo hambre.
- Şans. - Kıskanç.
- De casualidad.
Son zamanlarda oldukça kıskanç.
¡ Tiene celos de mí! ¡ Qué locura!
Kıskanç şefler... kötü eleştiriler... ona biraz fazla aşık olmuş hayranlar.
Críticos despiadados. Admiradores que estaban un poco más que enamorados de ella.
Çünkü o çok kıskanç biridir.
Porque estaba celoso. Todos amaban a Carly.
Kıskanç...
Celoso.
Neden bu kadar kıskanç olmak zorundasın?
¿ Por qué tienes que ser tan celoso?
Kıskanç.
Celoso.
İlaç kullanmazsa kafasını birine takar ve onu elinde tutamayacağını düşünürse aşırı kıskanç olur.
Sin medicación, se fijará en una persona y se volverá extremadamente celosa si cree que la está perdiendo.
Hayır, tam bir kahrolası, kıskanç kız arkadaş gibi davranıyorsun.
No, estás actuando como una novia celosa, así es cómo estás actuando.
Ayrıca sen de bilirsin ki, Lindsey kıskanç biri değildir.
Eso es todo. Además, ya sabes, Lindsey no es la típica celosa.
Kıskanç kızlar gibiyim, değil mi?
Sueno como una novia celosa.
Daha önce kıskanç yanını hiç görmemiştim.
Nunca antes te vi celoso.
Sinir hastası, güvensiz, paranoyak ve kıskanç biri olup çıktım...
Neurótica, insegura, paranoica, celosa...
Evet, ben onların Tanrı'sıyım... ve ben çok kıskanç bir Tanrı'yım... benden nefret eden ve beni sevip... emirlerimi uygulayan binlercesine... merhamet eden... üçüncü ve dördüncü nesil çocukların... atalarının günahları için geldim.
" Yo, el Señor, su Dios. .soy un Dios celoso. .y vengo la iniquidad de los padres sobre los hijos.
O sadece kıskancın teki.
Sólo está celoso.
Kıskanç birisi mi?
¿ Es celoso?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]