Kıskandın mı traducir español
741 traducción paralela
Kıskandın mı?
¿ Tienes envidia?
Kıskandın mı?
¿ Celoso?
Beni kıskandın mı, Lizzie?
¿ No te doy envidia, Lizzie?
- Kıskandın mı?
- ¿ Estás celoso?
Kıskandın mı? Bu zeminin altında bir havuzun olduğunu biliyor musun?
¿ Habías oído que hay una piscina bajo la pista?
N'ooldu yoksa kıskandın mı?
¿ Qué pasa, estás celoso?
Kıskandın mı, Joe?
¿ Celoso, Joe?
- Baron kıskandın mı? - Haydi git buradan!
Baró, ¿ te has puesto celoso?
Kıskandın mı, dostum?
- ¿ Celoso, amigo?
- O kadar kıskandın mı?
- ¿ Tantos celos tienes?
- Kıskandın mı? Bir kızın olmaması çok sıkıcı.
Es una carga no tener chica.
- Kıskandın mı? - Hayır.
- ¿ Estás celosa?
Hilary Carson'u kıskandın mı?
¿ Le tenías celos a Hilary Carson?
Kıskandın mı?
¿ Estás celoso?
- Ne o, kıskandın mı?
No estarás celoso, ¿ verdad?
Ne o kıskandın mı yoksa?
¿ Estás celoso?
Kıskandın mı?
- ¿ Celoso?
Kıskandın mı?
- ¿ Celosa?
Kıskandın mı Isis?
¿ Estás celosa, Isis?
- Kıskandın mı?
- Y pensaste : "¿ Por qué no yo?"
- Kıskandın mı?
- ¿ Estás celosa?
Kıskandın mı yoksa..
Parece que estás celoso...
Kıskandın mı yoksa?
¿ Qué te pasa? ¿ Tienes celos?
Kıskandın mı?
¿ Tienes celos?
Kıskandın mı?
- ¿ Celosa, tú? - Sí, imagínate.
- Kıskandın mı?
¿ Estás celoso?
Biraz alçaktan uçuyorum. Kıskandın mı?
Un poco de planeo. ¿ Estás celoso?
Bunu erkek arkadaşımın eski çıktığı kadını kıskandığım için istemiyorum herhalde.
No es porque tenga celos de una mujer de su pasado.
- Kıskandın mı?
- Siento celos.
- Hanımını kıskandığını düşünüyorum Nancy.
- Creo que estás celosa de tu ama. - ¿ De ella?
Ben sadece senin 19 yaşını kıskandım, ama geçti artık.
Tan sólo estaba celosa de tus 19 años. No son unos celos que duran.
Onun en ufak ilgisini bile kıskandığımı itiraf etmeliyim. Beni bağışlayacağınızı biliyorum.
Debo confesar que siento celos en cuanto me ignora en lo más mínimo.
Yaptıklarımın hepsi seni kıskandırmak içindi.
Y todo lo que hice fue para darte celos.
Bak Jo... İnanır mısın, incindiğim ya da kıskandığım için gelmedim buraya.
Si puedo hacerte creer que no estoy aquí porque esté herida o celosa.
Bir adamı kıskandığından mı ne ona bıçak atmıştın hani? Erkekliğini boğalara sakla.
Deja tu valor para los toros.
Ne o, kıskandın mı yoksa? Doğrusunu istersen pek anlayamadım.
- No lo entiendo.. soy tonto
- Kıskandın mı?
¡ Celosa!
- Kıskandınız mı? Bu yüzden mi?
¿ Estaba celosa, no?
Kıskandın mı?
¡ No me envidies!
Her durumda dövüşe ne derece istekli olduğumu... ve de... senin beni kıskandığını kanıtladım.
Que tengo ganado en libertad por el que estoy dispuesto a luchar. Y probé.... Y probé que tienes celos de mí.
Tüm bu zamanlar senin yaptığın işi kıskandım.
Todo este tiempo estuve celosa de tu trabajo.
Kıskandım mı sandın?
Piensas que soy celosa?
Başka kadın veya erkeği kıskandığımızdan mı?
¿ Por celos de un hombre o una mujer?
Buradan Pocatello'ya kadar tüm eksik etek sarışınların ve dar görüşlü tezgâhtarların Oregon Kid'i kıskandıklarını bilmek seni şaşırtır mı?
¿ Te sorprende que al Chico de Oregón le envidien todos los oficinistas de poca ambición y funcionarios desde aquí a Pocatello?
Seni, o taş canavarın üzerinde güneşte küçük bir oyuncak gibi parıl parıl parlarken Roma'ya ilk kez girerken gördüğüm anda Sezar'ı öyle kıskandım ki.
Cuando te vi por primera vez entrar en Roma sobre esa bestia monstruosa resplandeciendo al sol envidié a César.
Yaşlı bir denizci çapkını kıskandırmama kim yardım eder?
¿ Cuál de Uds. me ayudará a darle celos a un viejo marino?
- Siz onu hiç kıskandınız mı? - Hayır.
- ¿ Alguna vez ha tenido usted celos de ella?
- Arkadaşınızı mı kıskandı?
¿ Celoso de su amigo?
Sakın kıskandım deme bana.
¿ No me digas que estás celoso?
Çünkü eğer kıskandıysan sanırım bu küçük hapları satın alabilirsin belki bu sayede yatakta tıpkı benim gibi genç olduğun zamanlardaki enerjiyi bulursun.
Porque si lo estás puedes comprar esas pequeñas píldoras que te devuelven el vigor en la cama, el cual perdiste - cuando eras joven como yo.
- Bayım, Paris'in bütün kızlarını kıskandım
Señor, seré la envidia de todas las chicas de París.