Merak ediyordum da traducir español
717 traducción paralela
Merak ediyordum da...
Tengo algo que preguntarte.
- Merak ediyordum da...
- Me estaba preguntando...
Seni hak etmek için ne yaptım diye merak ediyordum da.
Me pregunto que es lo que he hecho para merecerte.
Merak ediyordum da Albay, gelecek hafta benim bölgemde başkanla bir toplantı ayarlasanız, çok hoş olurdu.
Quería saber, coronel... si puede presidir una reunión en mi distrito la próxima semana.
Merak ediyordum da, efendim. Bu iş bittikten sonra bu kontakt lensi alabilir miyim?
Señor, ¿ podré quedarme con la lente cuando haya terminado este trabajo?
Elya, tatlım, merak ediyordum da...
Elya, estaba pensando...
- Elya, tatlım, merak ediyordum da eğer...
Estaba pensando, querida...
Merak ediyordum da acaba bu adama biraz iyi davransan.
Pensé que quizás querrías ser amable con él.
Merak ediyordum da, Doktor beni bir hasta olarak kabul eder miydiniz?
Me estaba preguntando, doctor... ¿ me tomaría como paciente?
Merak ediyordum da, nedir bu? Colossus'un mizah anlayışı mı?
Me preguntaba, ¿ esto es lo que usted llama el sentido de humor de Coloso?
Hayır. Merak ediyordum da, General Marago Koyunda bulunan cesedi duydunuz mu?
No, me preguntaba, general si se enteró del cadáver que hallaron cerca de Marago Cove.
Yarın gelemem ki. Merak ediyordum da... kartımı bıraksam ben.
Pero puedo dejarle mi tarjeta.
Merak ediyordum da geçenlerde kayıt stüdyosunda demo albümü hazırlıyordum...
Estoy haciendo una maqueta en un estudio de grabación.
Merak ediyordum da eğer randevun yoksa, benimle gitmek istersin.
Um, me preguntaba, si usted no tiene una fecha ya, tal vez quieres ir conmigo.
Şey, merak ediyordum da -
Vera, me pregunto...
Merak ediyordum da burada kalabilirsem...
Me preguntaba si podría quedarme en este lugar.
Merak ediyordum da, sağlık departmanı ona bakmalı mı acaba.
Estaba preguntándome si el Departamento de Sanidad debería examinarla.
Ben, ben merak ediyordum da acaba, eski işlerimizi geri almak gibi bir şansımız var mı, efendim.
Yo, yo me preguntaba si existe... alguna probabilidad de recuperar nuestros trabajos, señor.
Bu geceki kutlamalarda yardım edip edemeyeceğini merak ediyordum da.
Quizá queráis ayudarme con la celebración de esta noche.
Merak ediyordum da.
Me preguntaba.
Merak ediyordum da yanaştıktan sonra bizi törenle mi karşılayacaklar?
¿ Planean una ceremonia para cuando lleguemos?
Merak ediyordum da...
Tengo una duda. - ¿ Sí?
Şey, merak ediyordum da... Beth'i dışarı çıkarmam senin için sorun olur mu diye.
Bueno, me preguntaba si no se molestaria si invitara salir a Beth.
Merak ediyordum da...
Estaba pensando...
Dinle, merak ediyordum da sömestr sonuna kadar astronomi ödevimi yapar mısın?
Oye, me estaba preguntando algo. ¿ Podrías hacer mi tarea de astronomía... por el resto del semestre?
Söylesene, merak ediyordum da, taht ya da diğer adıyla Kapatek-Anahuac...
Dime, me preguntaba si el trono de Kapatek-Anahuac...
Merak ediyordum da, acaba bana...
¿ Ha visto alguna otra salida...?
Merak ediyordum da bitki mitki kaynatarak onu bana döndürebilir misin?
Me preguntaba... si podías hacerlo volver, con yerbas o algo así...
Merak ediyordum da...
me preguntaba...
Merak ediyordum da...
Me preguntaba si algún...
Merak ediyordum da saçın biraz daha uzun olsaydı, veya yüzündeki iz olmasaydı nasıl olurdun.
Me preguntaba como te verías con tu cabello un poco mas largo y sin ese moretón en la cara.
Merak ediyordum da acaba bizi otoparkta 5 dakikalığına da olsa gezdirip, arabamızı aramaya yardım etmeniz mümkün mü diye soracaktım?
Me preguntaba si podrían llevarnos 5 minutos por el garaje para buscarlo.
Merak ediyordum da...
Me preguntaba...
Nerededir diye merak ediyordum da.
Me preguntaba dónde estaría.
- Merak ediyordum da...
- Me preguntaba...
Sadece bu açık devreler kaç volt diye merak ediyordum da.
Me preguntaba cuántos voltios pasan por ese circuito descubierto.
- Jean, merak ediyordum da...
- Jean, me preguntaba...
Merak ediyordum da senden imzalı fotoğraf alma şansım var mı?
me pregunto si hay posibilidad de conseguir un autógrafo tuyo.
Dinleyin, merak ediyordum da bir ara dışarı çıkmak ister misiniz, belki bir yemeğe.
Eres tú. Me preguntaba si querrías salir a cenar.
Merak ediyordum da dilinize onu niye taktınız acaba?
Por pura curiosidad : ¿ Por qué traes un arete en la lengua?
Merak ediyordum da, acaba önümüzdeki birkaç gün... Her şey yolunda mı?
Me preguntaba si, este, en los próximos días, si yo...
İkinci olarak da boş kafalı budalaların... nasıl davrandıklarını merak ediyordum.
Segundo, sentía curiosidad por ver cómo se comporta un puñado de imbéciles casquivanos.
Yukarıda hala bir savaş olup olmadığını, güneşi tekrar gördüğümde insanlığın var olup olmayacağını merak ediyordum.
Me pregunté si aún habría guerra encima de mí y si el hombre existiría cuando yo viera el sol.
Senin gibi iyi, temiz yüzlü genç bir adamın nasıl olup da bu kötü yola düştüğünü merak ediyordum.
¿ Cómo es posible que un joven tan formal y agradable como tú... haya llegado a ser presidiario?
Bu maddeyi analiz ediyordum da merak ettim ; Neden bizim plastik bölümü...
Estuve analizando esto.
Ben de acaba sen satın alır mısın ya da bana nereden geldiği konusunda bilgi verebilir misin diye merak ediyordum.
Me preguntaba si podrías pasar y ayudarme a descifrar de dónde provienen.
Evet.Bana eşlik eden bayan kaçırıldı mı ya da tutuklandı mı merak ediyordum.
Sí, no sé si arrestó o secuestró a la señorita que me acompañaba.
Sadece merak ediyordum, belki de sen giderken onları da götürmüş olabilir misin diye?
Quería saber si no te las habrías llevado.
Bayan Boggs, ben Chicago Globe'dan Sabrina Peterson geç saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim ancak merak ediyordum da Midrail'de çalışan Bay Boggs ile bir yakınlığınız var mı?
No hay nada que conseguir. Sra. Boggs, soy Peterson del Globe. Siento llamar tan tarde.
Merak ediyordum nasıl oluyordu da bazı insanlar bir insanın hayatında önemli bir parçayken. ... sonra da kolayca yok olabiliyordu.
Especulaba acerca de como alguna gente puede serte tan necesario un dia... y simplemente desvanecerse el próximo.
Merak ediyordum da, ne kadara malolurdu?
Disculpe. Me preguntaba cuánto cuesta.