Nasıl bir adam traducir español
2,097 traducción paralela
Nasıl bir adam?
¿ Cómo es él?
Evet, gençtik. Nasıl bir adam olduğumu ölçüp biçebilsin diye, ilk önce babasıyla konuştum. Ama ben saygılıydım.
Sí, pero yo fui respetuoso.
Nasıl bir adam başka bir adam almak istiyorsunuz?
¿ Qué tipo de hombre levanta a otro hombre?
Nasıl bir adam soygun için girdiği evin içinde sıçar?
¿ Qué clase de hombre caga en la casa que está robando?
Bilmiyorum. Nasıl bir adam böylesine yüksek baskı altındayken sıçabilir ki?
No sé. ¿ Qué clase de hombre caga en una situación de alta presión como esta?
Kong Qiu nasıl bir adam?
¿ Qué tipo de hombre es Confucio?
Böyle giyinerek nasıl bir adam bulacaksın?
¿ Cómo vas a conseguir un hombre vestida así?
Olmayı seçtiğim kişi nasıl bir adam?
¿ qué clase de hombre elijo ser?
Nasıl bir adam bakalım bu? Ed mi?
- Cuéntame de este sujeto.
- Bana nasıl bir adam olabileceğini gösterdiler.
Me mostraron el hombre en el que podrías convertirte.
Anlayamıyorum. Bu nasıl bir adam kaçırma?
No lo entiendo. ¿ Qué clase de secuestro es este?
Nasıl bir adam hamile eşinin tek başına ülkenin diğer bir ucuna taşınmasına izin verir?
¿ que clase de hombre deja a su esposa, su esposa embarazada, mudarse sola a tra ¡ ves del pais?
Sakıncası yoksa, nasıl bir adam için olduğunu sorabilir miyim?
Si me permite, ¿ para qué tipo de hombre es?
Ben nasıl bir adamım?
Porque el viernes por la noche...
Nasıl bir adam hayatını riske atarak cephedeki arkadaşlarına cephane yetiştirmek için savaş sırasında çıplak ayakla oradan oraya koşar?
¿ Qué clase de hombre arriesgaría su vida sin apenas munición avanzando y retrocediendo hacia sus amigos en el frente? - ¡ John!
Nasıl bir adam vatanını korumak için kendini ateşin ortasına atar?
¿ Qué clase de hombre avanza a un campo de fuego... en defensa de su país?
Nasıl bir adam, hem Filipinlerde öncesinde de Pearl Harbor'da savaşıp sonra kalkıp Pasifik adalarında Japonlara karşı da deniz piyadesi olarak savaşmak ister?
¿ Qué clase de hombre ya ha servido a su país... como soldado en Filipinas mucho antes de Pearl Harbor... y luego es voluntario para pelear contra los japos como marine... en las islas del Pacífico?
Nasıl bir adam, hayatını riske atıp gece savaşın ortasında yalın ayak geriye koşup, ihtiyaçları olan cephaneleri alıp, tekrardan arkadaşlarının yanına döner...
¿ Qué clase de hombre arriesga su vida... durante una noche de combate... corriendo descalzo, trayendo y llevando munición... a sus compañeros en el frente?
Nasıl bir adam gece siperinden hiç ses çıkarmadan, çıkar ki?
¿ Qué clase de tipo sale de su hoyo de noche y sin avisar?
Walter, bu adamın nasıl aniden akıllandığına dair bir teorin var mı?
Walter, ¿ tienes alguna teoría... de cómo este hombre, está cuerdo, de repente?
Bir adamı nasıl vurdun, o zaman?
¿ Cómo acabaste disparando a un hombre, entonces?
Nasıl buraya gelip de madalyalı bir askeri hem de bir din adamını kendi öz oğluna...
¿ Cómo se atreven a venir aquí y acusar a un marine condecorado... un reverendo, no menos..
... bina halen inşaat halinde, tepeye nasıl çıktığı bilinmiyor. Bir adam ölümle pençeleşirken biz burada oturuyoruz.
Dima, yo estoy sentada aqui contigo, y allá hay un hombre que puede morir.
Birkaç Soğuk Savaş Rus'unun o kutu için birbirlerini öldürmelerini anlarım ama üç okumuş adam nasıl böyle bir pisliğe bulaşır?
Entiendo que algunos rusos de la guerra fría se mataran por esa caja ¿ pero cómo se involucraron tres geólogos en algo como esto?
İşlerin nasıl yürüdüğünü bilen, içeriden bir adam lazım.
Necesito a alguien de adentro que sepa cómo operan.
Hemen şimdi. Burada bir sürü takım elbiseli adam bizim işleri nasıl yürüttüğümüzü sorup duruyor.
Hay muchas demandas aquí con preguntas de la gran ciudad sobre el modo en que nos manejamos.
Ve bir adamı bekleyen ölüm atalarının küllerinin ve Tanrılarının tapınaklarının korkulu tuhaflıklarıyla karşılaşmaktan daha iyi nasıl olabilir? "
Que enfrentándose a probabilidades terribles... Por las cenizas de sus padres... Y los templos de sus dioses? "
Peki lütfen biri bana anlatsın nasıl oluyor da dünyanın teknolojisi en gelişmiş ülkesinde bulunduğum halde bir tane adam gibi gözetleme kameram olmuyor?
Así que alguien podría decirme : Como puede ser que estemos en el país mas avanzado tecnológicamente del mundo... ¿ Y no tenemos una sola cámara de vigilancia decente?
ve nasıl benim gibi bir adam senin gibi bir kızı alır?
¶ Y, ¿ cómo un tipo como yo v ¶ consigue una chica como tú? ¶
O şerefsiz adamı bir yumrukla nasıl devirdiğimi düşündüm.
Se desmayó cuando pienso en ese hombre...
Bir turist karının yattığı her adamı vurduğunu nasıl bilebilir?
¿ Cómo podría un turista... saber que mataste a todos los hombres con los que tu esposa durmió?
Sigara içen kel bir adamı nasıl bulacağız?
¿ Cómo encontramos a un calvo que fuma?
Bunun gibi bir adamın yanında nasıl kendini güvende hissedebilirsin ki?
¿ Cómo no vas a sentirte cuidada y segura con un hombre así?
Bir adamın üzerine yeterince sert ve hızlı şekilde gidersen diğerlerini düşünecek zamanı yoktur, kendini düşünmeye başlar. Üzerine gelen bu öfkeden nasıl kurtulacağını düşünür.
Si vas hacia un hombre lo suficientemente serio y rápido éste no tiene tiempo de pensar cuántos hay con él, sólo piensa en si mismo y cómo librarse de la furia que está por caer sobre él.
Nasıl olur da bir kadın fahişe değilse bir adamı bardan alıp, evine getirir ki?
¿ Qué mujer levanta a un hombre en un bar y lo lleva a su casa si no es una prostituta?
İddialı, entelektüel ve klasik tip bir adam dersek nasıl olur peki?
¿ Qué tal un tipo pseudo artístico, intelectual, de medio siglo?
Nasıl bir egosu var bu adamın böyle?
¿ En qué mundo egocéntrico está?
Çünkü yemeğin nasıl bir tat verdiğini bilmezsin çünkü sanki günlerdir yememiş gibi yemezsin seni kurt adam.
Y tú, hombre, tú no sabes a que sabe la comida... Porque comes como lobo hambriento, como si no hubieras comido en días.
Bir adam var, önemli bir adam işine geldiği için, ulaştığı noktaya nasıl geldiğini unutmuş birisi.
Hay un hombre importante que convenientemente ha olvidado cómo llegó a ser tan importante.
Konumunun çok üstündeki bir adamı nasıl oluyor da alt ediyorsun?
¿ Cómo puedes seguir derrotando a un hombre de un status tan superior?
Stonehenge'in nasıl veya kim tarafından inşa edildiği konusunda hiç makul bir açıklama yapılamadı, biliyorsun der, Uzay Ajansı'nı Ay'da uzaylı bulduğu gerçeğini örtbas ettiği konusunda suçlayan adam.
Sabes que no hay una explicación aceptable... de como fue contruído Stonehenge ó por quien. Eso dice el hombre, que acusó a la agencia espacial... de encubrir el encuentro de extraterrestres en la Luna.
Nazik bir adamın, iyi biri olduğu halde bundan haberi olmayan adamın birini nasıl rahat ettireceğini öğrenmesi gerekiyordu.
Porque un buen hombre, un hombre bueno que no lo sabía, tenía que aprender a consolarla.
Bilinci yerinde olmayan bir adam nasıl kalkar ve kaybolur?
¿ Cómo un tío apenas consciente puede desaparecer?
Tek bir kurt 24 saatte 9 adamı nasıl yer?
Como un lobo mata a 9 personas en 24 horas?
Bir adamı takip edip öldürdüğünde yaşadığın adrenalin patlamasının nasıl olduğunu bilmiyorsun.
No tienes idea de la adrenalina que te da el localizar y matar a un hombre. Es como un rayo corriendo por la espina dorsal.
Bir adamı nasıl öldüreceğimi öğrenmeye ihtiyacım var.
Necesito aprender cómo matar un hombre.
O adamın nasıl bir eyleme kalkıştığını bilmen imkansızdı.
Tú no podías saber lo que iba a hacer ese hombre.
Etrafı kadınlarla çevrili senin gibi bir adam nasıl oluyor da hakkımızda bu kadar az şey biliyor?
¿ Cómo es que un hombre rodeado de mujeres sabe tan poco de nosotras?
Baba, gerçek duygularımı tam olarak nasıl dile getireceğimi bilemiyorum ama en azından bir adamın nasıl haklanacağını öğrendim.
Papá, yo no tengo las palabras correctas para decir cómo me siento por ti, pero al menos sé cómo darle una paliza a un tipo que si las tiene.
Nasıl bir göt herif, adamı vurur ki?
¿ Qué clase de idiota le dispara al tipo?
Bu adamın huzurunda olmak gün be gün, nasıl bir şey olmalı...
¡ Estar en la compañía de este hombre un día tras otro, debe ser increíble!
nasıl bir şey 94
nasıl biri 157
nasıl bir iş 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl bir yer 19
nasıl biriydi 103
nasıl bir şeydi 29
nasıl bir his 21
bir adam var 42
nasıl biri 157
nasıl bir iş 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl bir yer 19
nasıl biriydi 103
nasıl bir şeydi 29
nasıl bir his 21
bir adam var 42
bir adam 202
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir adam öldü 19
bir adam öldürdüm 17
adam 944
adamı 23
adama 80
adams 109
adamım 2484
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir adam öldü 19
bir adam öldürdüm 17
adam 944
adamı 23
adama 80
adams 109
adamım 2484
adamim 23
adamın 29
adam ol 18
adamlar 55
adamım benim 32
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam deli 37
adamın 29
adam ol 18
adamlar 55
adamım benim 32
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam deli 37
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adamı rahat bırak 23
adam değil 16
adam ölmüş 24
adamı duydun 40
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adamı rahat bırak 23
adam değil 16
adam ölmüş 24
adamı duydun 40