English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ N ] / Nefeş

Nefeş traducir español

25,031 traducción paralela
Gözlerini kapat, derin bir nefes al, bırak anılar canlansın.
Cierra los ojos. Respira profundo. Permite que lleguen los recuerdos.
Hızlı nefes almaktan öleceğini sandım.
Pensé que iba a hiperventilar hasta morir.
Nefes alamıyoruz!
No podemos respirar!
Nefes alamıyorum, uyuyamıyorum.
No puedo respirar, no puedo dormir.
Drake nefes darlığı çekiyor.
Drake no puede respirar bien.
Nefes al.
Inhala.
Nefes ver.
Exhala.
Yarışmacı eleme formundaki nefes alış düzenini ezberledin.
El que ha duplicado el patrón de respiración el agente de control de la concursante.
Nefes al. Tamam mı?
Respira, ¿ sí?
Yakasını açın da nefes alabilsin.
- Ábrele el cuello para que respire.
Nefes al. Nefes.
Sólo respira...
Bir nefes al.
Respira.
Lamaze. Acıyı hafifletmek için nefes alıp verdikleri şey mi o?
Lamaze. ¿ Es eso de respirar para que duela menos?
Önce hızlı sonra yavaş nefes alıp veriyorsun, şöyle yani...
Si respiras rápido y luego lento, más o menos así...
Nabız zayıf, kesik nefes alıyor.
Tiene el ulso débil, y apenas respira.
Ama atış boyunca nefes alıp vermeye devam etmek gerekiyor.
Pero debes respirar todo el tiempo.
Böylece Beni dokunun ve size bir nefes vereyim.
Así que, déjame entrar en el juego y darte un respiro.
Nefes al Norman.
Respira, Norman.
Nefes al.
Respira, Norman.
Nefes al iki üç. Nefes al.
Respira.
Derin bir nefes al.
Tome una respiración profunda.
Sadece nefes alışverişini dinle.
Sólo... escucha a sí mismo respirar.
Benim nefes alıp verişimi.
Mi respiración.
Harley nefes almaya çalışıyor.
Harley tiene problemas para respirar.
Nefes alamıyor!
¡ No puede respirar!
Nefes alamıyorum.
No puedo respirar.
- Onsuz nefes alamazdı.
No podría respirar.
Öyle hızlı nefes alıyordum ki orada sadece uzanarak orgazm olacağımı sandım.
Estaba respirando con tanta fuerza, Pensé que iba a tener un orgasmo allí acostada.
- Nefes alamıyormuşum gibi, anladın mı?
- Como si no pudiera respirar, ¿ sabes?
Pekâlâ. Burada derin bir nefes almalısın.
Aquí es donde respiras profundamente.
Hareket ediyor, nefes alıyor.
Se mueve. Respira.
Nefes almıyor.
Ella dejó de respirar.
Bu yüzden nefes darlığı çekiyor.
Es por eso que a ella siempre le falta la respiración.
Ağır nefes darlığı var. Değerleri 70'lerde.
Falta aguda de aliento. S.A.T.s en los años 70.
Benim için derin bir nefes alır mısın?
¿ Se puede tomar en una respiración profunda para mí?
Onu komaya sokacağız ve böylelikle tüple nefes almasını sağlayacağız.
Tenemos que ponerla en estado de coma Para que podamos poner un tubo de respiración en.
Nefes aldığında makine bunu hissediyor ve ciğerlerine hava vermeye yardım ediyor.
Cuando se inhala, la máquina se siente Y empuja el aire para ayudar a los pulmones.
Sakin ol, yavaş nefes al.
Christa : Fácil, respiraciones tranquilas.
- Nefes alabiliyorum.
Oh, puedo respirar!
- Derin nefes al.
respiraciones profundas.
Derin nefes al.
Tome una respiración profunda.
Ben de, nihayet yeniden nefes alabiliyorum sanki.
Yo también. Siento que puedo volver a respirar.
Müziği yaşa ve müzikle nefes al.
Vivir y respirar la música.
- Kesinlikle nefes kesici.
- Absolutamente impresionante.
Nefes almakta yaşıyorum.
Estoy teniendo dificultad para respirar.
Sen, nefes çeker her şeyin kaderini var böylece Ölüm Age başlar.
Has sellado el destino de todo lo que inspira, Así comienza la Era de la Muerte.
Eğer olsaydım daha fazla nefes alamazdın.
Si lo fuera, tú ya no respirarías.
Hâlâ başkalarının ciğerleriyle nefes aldığıma inanamıyorum.
Aún no me puedo creer que esté respirando con los pulmones de otra persona.
Hayatım boyunca beni kendine o kadar yakın tuttun ki sensiz nefes alamaz oldum.
Mi vida entera me has mantenido tan unido a ti que apenas podía respirar sin ti.
Bir nefes.
Una bocanada.
Hayır. Nefes almaya çalışmakla meşguldüm.
- No, estaba ocupada tratando de respirar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]