Olamazsın traducir español
8,646 traducción paralela
- Ciddi olamazsın.
- No eres serio.
Hem polis olup hem bu kadar saf olamazsın.
No puedes ser policía y ser un ingenuo.
Ciddi olamazsın.
- ¿ Qué? No habla en serio.
Eskiden olanlarla benim sunduğum teklifi karşılaştırıyor olamazsın.
Eso no se puede comparar con lo que estoy proponiendo.
- Ben ne istediğini... - Bunu yapıyor olamazsın. -... bilen biriyim.
Soy un hombre que sabe lo que quiere.
Polis olup bu kadar saf olamazsın.
No puedes ser un policía y ser este ingenuo.
- Hayatta olamazsın.
- Apuesto a que no. ¿ Cuál es tu tipo?
Ne kadar uğraşsan da asla tamamen onlardan biri olamazsın.
Por mucho que lo intentes, nunca serás uno de ellos.
Onun oğlun olduğuna emin olamazsın.
No puedes estar seguro de que sea tu hijo.
Güvenliğinizden emin olamazsınız.
No podéis estar segura de estar a salvo.
Bütün duyduklarından sonra onun yine ameliyata girebilecek duruma geldiğine inanıyor olamazsın.
No puedes creerlo competente después de todo lo que has oído. ¿ Cómo podría serlo?
Güneş doğmadan burada olamazsınız.
No puede estar aquí hasta el amanecer.
- Ciddi olamazsın.
- No puedes decirlo en serio.
- Bu kadar cani olamazsın.
- No podéis ser tan monstruo.
Artık hizmetçim olamazsın.
No puedes ser más mi sirvienta.
Hiçbir şeyden emin olamazsın.
Nada es seguro.
İkisine birden sahip olamazsın. Bu yüzden oyalanmayı bırakmalısınız, ve adli kanıtların nasıl hatalı olduğunu bize söyleyin, yalancı şahitlik, aşırı güçten suçlu olduğunuzu kanıtlaarı kurcalayarak,..... telkin edemezsiniz.
No pueden ser las dos cosas, así que debería dejar de andar por las ramas y decirnos como es posible que la evidencia forense sea incorrecta, y no comportarse de una manera que sugiere que es culpable de uso excesivo de fuerza, perjurio,
Ve hayır, olamazsın.
y, no, no puedes.
Hadi ama ciddi olamazsın.
Vamos. ¿ En serio?
Gerçekten de vejetaryen çorbalarının olduğundan emin olamazsın.
¿ No crees que tengan sopa de fideos vegetariana?
Ama oyuncu olup istediğin rolleri kapmak istiyorsan, eşcinsel olamazsın.
Pero no puedes ser actor y conseguir los papeles que quiero... y ser gay.
Sen kafamdaki kız olamazsın. Ve ben dergide kumsalda birlikte yürüdüğün adam olamam.
No puedes ser la chica de mi cabeza y yo no puedo ser el chico con el que paseas por la playa en un anuncio de revista.
Senin için vazgeçtiğim şeyleri şimdi anlamaya başlamış olamazsın.
¡ No podrías ni comenzar a entender las cosas a las que tuve que renunciar por ti!
- Birbirine iki zıt şeye sahip olamazsın, Amantha.
No puedes optar a las dos cosas, Amantha. ¿ Por qué no?
Ciddi olamazsın.
Usted no puede ser grave
Yani üçüncü dereceden kuzensiniz. - Ciddi olamazsın.
Lo que quiere decir que ustedes dos son primos terceros.
- Dediğin gibi ben izin vermediğim sürece Killjoy olamazsın.
Como dijiste, aún no eres un killjoy, no hasta que yo lo autorice.
Ciddi olamazsın.
No puedes hablar en serio.
Wayne Lowry'yi araştırıyor olamazsınız, değil mi?
¿ No estarás investigando a Wayne Lowry, o sí?
Elbette onu derken beni kastediyor olamazsın.
Seguramente no te referirás a mí al decir eso.
Ciddi olamazsın.
No puedes estar en serio.
Bundan emin olamazsınız Şerif.
No puede asegurarlo, Alguacil.
- Bunun bir anlamı oduğunu düşünüyor olamazsınız.
No pensarás que eso significa algo.
- Sen olamazsın Hans.
Tú no, Hans. ¿ Por qué no?
Karşımda böylece dikildiğin vakit orada gözüm kulağım olamazsın ki.
Bien, difícilmente puedes ser mis ojos y mis oídos ahí si estás parado en frente de mí.
Bunu yapmana izin vereceğime inanıyor olamazsın.
Honestamente, no puedes creer que yo permitiré una cosa así.
İkisi birden olamazsın.
No se puede ser ambas.
- Merlyn'e inanıyor olamazsın?
¿ De verdad no le crees a Merlyn?
Bu eşi olmayan medikal gelişme hakkında bir şeyler biliyor olamazsın, değil mi?
Por casualidad no sabe nada de este desarrollo médico sin precedentes,
Buna inanıyor olamazsın.
¡ No puedes creer en esto!
Ciddi olamazsın.
Tiene que ser broma.
Ama Barry ne kadar hızlı olursan ol, aynı anda her yerde olamazsın.
Pero, Barry, tan rápido como seas no puedes estar en todos lados a la vez.
- Ciddi olamazsın.
¡ ¿ En serio?
Her iki tarafa da dahil olamazsın, Brody.
No puedes estar en ambos mundos, Brody.
Çıplak baküs partilerine sahip olamazsın eğer sen...
No puedes tener orgías desnudas si...
Viktor, barış gücü birliklerini ben yönetmiyorum ve adamlarının hayatını kasten tehlikeye attığımı düşünüyor olamazsın.
Viktor, no superviso personalmente las fuerzas de mantenimiento de paz y no puede creer que hubo un intento deliberado... -... de hacer peligrar a sus hombres.
500 yıl önce gelen iki şeytan. Bunu uydurmuş olamazsın.
Dos demonios de hace 500 años, no podrías haberte inventado eso.
Haydi ama, ciddi olamazsın.
Vamos. No hablas en serio.
Ventura'yı bilmem ama burada bu kadar saf olamazsın.
Bueno, no sé nada de Ventura, pero no se puede ser tan ingenuo por aquí.
- Burada olamazsın.
- No, no puedes estar aquí.
Tekrar kullanıyor olamazsın.
No puedes hacer esto.