Olamaz mı traducir español
5,357 traducción paralela
Benim yaşımda kırmızı olamaz mıyım?
- ¿ A mi edad no puedo estar rojo?
Kahretsin, bir kez olsun normal olamaz mıyız?
¿ Podemos ser normales por una vez?
Belki de şu yardımcındır, olamaz mı?
Bueno, tal vez es que nuevo subdirector de la suya. Hm?
Başka bir kadına yazılmış olamaz mıydı?
Puede ser que... Fuera para otra chica.
Başka bir şey demek olamaz mı?
¿ Puede significar algo más?
Tiffany, biraz sakin olamaz mısın!
Tiffany, podrías calmarte por un segundo!
Baba... benim de bir köpeğim olamaz mı?
Papá, ¿ por qué no puedo tener un perro?
Bu dünyada hiç arkadaşım olamaz mı?
¿ No me dejan tener un amigo en el mundo?
Babasının ölümü onu tetiklemiş ve buraya babasının işini bitirmek için geri gelmiş olamaz mı?
Que la muerte de su padre lo afectó, y volvió aquí a terminar el trabajo de su padre.
Onu ölü gösteren ama öldürmemiş bir zehir buna yol açmış olamaz mı?
¿ Sería un veneno que no...? ¿ Que la hizo parecer muerta?
- Sadece parayla mutlu olamaz mısın?
- ¿ No puedes ser feliz con el dinero?
O yüzden, en azından kuzeybatıya dönmeyi düşünmüş olamaz mı? Sahili izleyip, bizi karanlıkta bırakmayı?
Así que, ¿ no habrá considerado quizás dirigirse al noreste para seguir la costa y perdernos en la noche?
Veya geçip gitme ihtimalimizi düşünüp doğuya dönmüş olamaz mı?
¿ O seguir hacia el este con la esperanza de que pasemos de largo?
Yani, eve geliyorum, daha önce adını hiç duymadığım biri yüzünden beni sorguya çekiyorsun. Sana yanlış bilgi vermiş olamaz mı?
Es decir ¿ Llego a casa y me empiezas a cuestionar porque un tipo del que nunca he oído te estuvo dando información falsa?
Biraz daha net olamaz mısın?
¿ No podrías ser un poco mas preciso?
- Araba farı olamaz mı?
- Son las luces del cuarto, ¿ no?
Bir iki kere karamsar olamaz mıyız?
Una o dos veces no podemos estar malhumorados?
Daha saygılı olamaz mısınız?
¿ No puedes ser más respetuosa?
Sence kendime hakim olamaz mıyım?
¿ Crees que no puedo ocuparme sola?
- Olamaz mı bu?
- ¿ No podría pasar eso? - No.
Bunu yapmak için programlanmış olamaz mı?
¿ No puede ser programada para hacer eso?
Aman Tanrım, olamaz.
- Dios mío... ¡ No!
Olamaz. Mıknatıs.
¡ Ay, no!
- Aman Tanrım! - Olamaz!
¡ Oh, Dios mío!
- Sanırım az önce ayrıldık. - Olamaz.
- Creo que acabamos de terminar.
Tanrım ılık, yavan bir şampanyadan daha iğrenç bir şey olamaz.
Dios, no hay nada más repugnante que la champaña sosa y caliente.
5 hafta mı? Hayır, bu doğru olamaz.
¿ Hace 5 semanas?
- Olamaz, bütün patlamış mısırları yemiş.
- No, se comió todas las palomitas.
Olamaz, Tanrım!
¡ No! ¡ Dios!
Olamaz, kırışıklıklarım var!
¡ Una arruga!
Böyle görünen, bu kadar parası olan bir kız gerçek olamaz, tamam mı?
Una chica así, con tanto dinero, no puede ser genuina.
Herkes zengin olamaz karıcığım.
No todo el mundo puede ser rico, querida.
Merhametli Tanrım, hayır, olamaz.
Oh, Dios misericordioso, no, no.
Olamaz! Evladım. Hayır!
¡ No, no, no!
Tanrım, olamaz.
¡ Dios mío!
Tanrım bu olamaz.
Cielos.
Tanrım, olamaz!
¡ No!
Başarısız olman söz konusu bile olamaz yoksa bütün gecemiz bok olur, anladın mı?
Bajo ninguna circunstancia falles en este encargo o toda nuestra noche será nula y vacía, ¿ entendido?
Tanrım olamaz.
¡ Dios mío, no!
demek istediğim hayatlarımız ve en sonunda ölümlerimiz bir japon balığının dünyada bıraktığı etkiden fazla olamaz.
Nuestras vidas, nuestras muertes no serán diferentes a las de un pez dorado.
Değil mi? "Olamaz! Tanrım!"
Sí, ¿ verdad? " ¡ No!
İki türlüde olamaz mıyız?
¿ No podemos tener ambas cosas?
- Aman Tanrım, olamaz.
- Oh Dios mío, no.
Oh, olamaz sıçıyım!
¡ Oh, no me digas!
- Olamaz, adamım. - Evet.
- De ninguna manera, el hombre.
Tanrım, olamaz.
¡ Dios mío, ella no!
Olamaz, karım arıyor...
¡ Ah, por favor, mi mujer!
Ve sigara içen bir başkan yardımcımız olamaz.
Y no podemos tener un vicepresidente que fuma.
Aman Tanrım, olamaz!
¡ No puedo ver!
Amına koyayım, dostum. Herkes sen kadar iyi olamaz, kardeşim.
No todo el mundo puede ser tan bueno como tú, hermano.
Ben kıçımı hissedemiyorum olamaz.
No puedo sentir mi trasero.