English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ O ] / Olduğumu

Olduğumu traducir español

54,475 traducción paralela
Bir zafiyet olduğumu söylemiştin ama zayıf değildim.
Dijo que era débil. Se equivocaba, no soy tan débil.
İngiltere'den giderken deli olduğumu düşünürdüm. Ancak bana nasıl kullanacağımı öğrettikleri için bu artık bir armağan.
Cuando me fui de Inglaterra, creía que estaba loco, pero me enseñaron cómo usarlo.
- Meşgul olduğumu göremiyor musun?
¿ No puede ver que estoy ocupado?
Avukatım, toprak yasası gereği Horace Delaney'in dul eşi olarak bu evin yarısına sahip olduğumu garanti etti.
- Mi abogado me asegura que, como viuda de Horace Delaney, de acuerdo con el derecho natural, esta casa me pertenece al 50 %.
Benim çok tehlikeli bir adam olduğumu bilmelisiniz.
- ¿ Sabes que soy muy peligroso?
Kim olduğumu bile bilmiyorum ama!
¡ Ni siquiera sé quién soy!
En son ziyaret ettiğimde kim olduğumu bilmiyordu...
No sabe quién soy cuando lo visito...
Nasıl olduğumu düşünüyorsun?
¿ Cómo crees que estoy?
Kim olduğumu biliyorum.
Yo sé quién soy.
Lütfen üzgün olduğumu bilin.
Por favor, sepan que lo siento.
Ama benim nasıl olduğumu sormadın.
Pero no te molestaste en preguntar... como eran los tiempos para mí.
Ama senin ne kadar zengin olduğumu anladığımda...
Pero cuando descubrí lo rico que eras...
Daha var olduğumu bildiğini bile sanmıyorum.
Ni sabe que existo.
Arden'ın partisine gideceğim için heyecanlı olduğumu söylüyorum.
Que estoy emocionado de ir a la fiesta de Arden.
Ve benimle geldiğin için ne kadar memnun olduğumu.
Y que... me gusta que vayas conmigo.
Ne kadar çaresiz durumda olduğumu biliyordun.
¡ Lo desesperado que estaba!
Okul dağılırken çocuğunu almaya gelen bir annenin küçük bir canavar olduğumu söylediğini duydum.
A la salida oí a una madre decir que yo era un pequeño monstruo.
Benim kim olduğumu biliyor musunuz?
¿ Acaso no saben quién soy?
Ne kadar kötü halde olduğumu uzun süre fark edemedim... Austin'den ayrıldım ve bir şişe viski ve buz kovası alıp kendimi tuvalete kilitlemeye başladım.
No me di cuenta de lo mal que estaba... hasta que me fui de Austin... y empecé a encerrarme en el baño con una botella de whisky y un balde de hielo.
- Herkes, bana kim ve ne olduğumu söyleyip duruyor.
Todos me dicen quién y qué soy.
- Güvenilmez ve rezil olduğumu biliyorum.
Sé que he sido una deshonra, una vergüenza.
Kim olduğumu anlamak için gelmedim.
No estoy aquí para averiguar quién soy.
Sarah'ya evliliğimizi resmen bitirme niyetinde olduğumu söylediğim zaman ne gibi sonuçları olacağını bilmiyordum.
Cuando informé a Sarah de mi intención de acabar formalmente con nuestro matrimonio, no sabía cuáles serían las consecuencias.
Daha yeni tanıştığım iç çamaşırlı bir adamla sarılmadığım için mi homofobik olduğumu düşündün?
¿ Crees que soy homofóbico por no abrazar a un tipo? ¿ En ropa interior que acabo de conocer?
Üzgün olduğumu söyledim.
Dije que lo siento.
Ne kadar memnun olduğumu anlatamam.
No sabes cuánto te lo agradezco.
Şimdi anlıyor musun neden yapmak zorunda olduğumu?
¿ Ahora entiendes por qué tuve que hacerlo?
Kim olduğumu bilmiyorsun.
No sabes quién soy.
Ne kadar soğuk olduğumu anladın mı?
Mire, estoy helada.
Kanser olduğumu bilse gitmezdi.
No se marcharía si supiera que tengo cáncer.
Ya da ne mal olduğumu anlayabilir filan.
O darse cuenta de cómo soy o algo.
Çoğu zaman seviyorum. Çünkü camın kırıldığını ve dışarıda olduğumu hayal edebiliyorum.
Casi siempre me encanta... porque imagino que el cristal desaparece y estoy afuera.
Niye ev hapsinde olduğumu düşünüyorsun?
¿ Por qué piensas eso?
Bütün günü hamile olduğumu düşünerek mi geçirdin?
¿ Acaso vives pensando que estoy embarazada?
Benim komik, zeki ve güzel olduğumu düşünüyor.
Cree... que soy graciosa, inteligente y bonita.
Eğer birileri sorarsa, nerede olduğumu bilmiyorsun.
Y si alguien te pregunta... no sabes dónde estoy.
Acı içinde olduğumu biliyorum.
Sé que me duele todo.
Ne olduğumu hala biliyorum.
Todavía sé lo que soy.
Hepiniz sizin gibi olduğumu sanıyorsunuz.
Se creen que soy como ustedes.
En güzeli o benim burada olduğumu bilmiyor.
Mejor que él no sepa que estoy aquí.
Ne olduğumu biliyor musun?
¿ Sabes lo que soy?
Kim olduğumu biliyor musun?
¿ Sabe quién soy yo?
Bunca yıldır sana kızgın oldum, Ve sonra senin gibi olduğumu öğrendim.
A lo resentida que estuve todos estos años para descubrir que soy igual que tú.
Sizinkiler benim siyahi olduğumu biliyor mu?
¿ Saben... Saben que soy negro?
Sinirli gözükmediğim için kızmadığımı veya bir plansız olduğumu sanma.
No pienses que porque no perdí la paciencia no estoy enojado o carezco de un plan.
Ben, başından beri kim olduğumu biliyormuş.
Ben sabía quién era yo desde el inicio.
Affedersin, ben... Yalnız olduğumu sanıyordum.
Lo siento, pensé que estaba sólo.
Yaptığım işleri kabul etmeliyim, bu işte geçirdiğim yılları, nasıl istekli olduğumu.
Tengo que aceptar a lo que me expuse. Y la cantidad de años, que he estado.
Tabii bir de, herkes kim olduğumu biliyor.
Es el daño colateral, todo el mundo sabe quién soy.
Ben kim olduğumu biliyor musun?
¿ Siquiera sabes quién soy yo?
Haklı olduğumu biliyorsun.
Sabes que tengo razón.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]