English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ O ] / Ona söyledim

Ona söyledim traducir español

6,020 traducción paralela
Ona söyledim.
Le conté.
- Ona söyledim ve gitti.
Le dije y se fue.
Evet, ona söyledim. - Başka kim?
Sí, se lo he dicho yo.
Ona boşanma davası açtığımı söyledim.
Le dije que estaba presentando el divorcio.
Ona da söyledim.
Ya se lo dije.
Ona oraya gelirse bırakacağımı... söyledim ve blöf yapmadığımı bilir.
Le dije que si va renuncio. Y sabe muy bien que lo haría.
Ona eskiden savunma görevlisi olduğunu söyledim ama nedense hizmetimi kabul etmedi.
Le he dicho que yo era abogado de oficio pero por algún motivo, ha rechazado mis servicios.
Ona bunun kadın işi olduğunu söyledim, fakat beni azarladı.
Le dije que eran cosas de chicas, casi me suelta una bronca.
Ona hemencecik eve gelemeyeceğimi söyledim, çünkü dükkanı kapatmak için beklemem gerekiyordu.
Le dije que no podía volver a casa en ese momento, porque me tenía que quedar para la clausura.
- Buradan çıkamayacağımı söyledim ona.
- Le dije que no puedo irme.
Neely, söyledim ona.
Neely, se lo dije.
Ona babamla yüzleşmek zorunda olduğunu söyledim.
Le dije que tenía que enfrentar a mi papá.
Sana söylemem gereken şeyi ona da söyledim.
Dije algo que debí habértelo dicho.
Tam onu tokatlamadan önce ona şunu söyledim.
Eso es exactamente lo que le dije... justo antes de abofetearle.
Kargaların bize konser vermesi için o muhteşem şarkıcıyı getirdiklerinde ona beni bulmaya gelmesini söyledim.
Cuando los cuervos nos trajeron esa magnífica cantante para actuar para nosotros, le dije que me encontrara...
Ona bencil olduğunu ve benim için her şeyi mahvettiğini söyledim.
Le dije que era egoísta y que lo había arruinado todo para mí.
Ona beklemenin benim için sorun olmadığını söyledim.
Le dije que me parecía bien esperar.
Karşısında durup insanlığa inancını yıkabilecek bir şey söyledim ona.
Aqui estoy, contandole algo que podria destruir su fe en la humanidad.
Ben de ona bir sürtük olduğunu ve herkesin sevgilisiyle takıldığını söyledim.
Le dije que era una zorra y que toda la ciudad se había tirado a su novio.
Ona bu kadını Stockport Market'ten tanıdığımı söyledim kocası savaşta ölmüştü sinirleri çok bozulmuştu ve yetimhanede bir küçük çocuk vardı.
Le dije que conocía a esta mujer del mercado de Stockport, que su marido había muerto en la guerra y que estaba mal de los nervios y que había un niño en un centro de acogida.
O Catherine Durant'a ona Dışişleri Bakanlığı'nda ihtiyacımız olduğunu söyledim.
Le dije a ella que la necesitábamos en el Departamento de Estado.
Ona babamın ünlü tavuk Cacciatore'sinden yapacağını söyledim.
Y le dije que papá estaba haciendo su famoso pollo cacciatore.
Aceleci davrandım, ona Shado ve Sara arasında seçim yapmasını söyledim.
Le dije que elegir entre Shado y Sara.
Ona bıraktığımı söyledim.
Le dije que lo había dejado.
Evi ilaçlanıyor ve bir gece boyunca evine giremeyeceği için ona burada kalabileceğini söyledim. Senin burada ne işin var?
Están fumigando su apartamento, y está trabajando de noche para cubrir a un tipo, así que le dije que podía quedarse aquí. ¿ Qué estás haciendo tú aquí?
Babam sürekli oynardı, çok tatlıydı. Ama bir gün babamı çağırdım ve nedendir bilmem ona, hayali arkadaşımın bana dokunduğunu söyledim.
Mi padre siempre me siguió el rollo hasta que un día me senté y sin saber porqué le dije que mi amigo imaginario me había tocado.
- Ona söyledim, kendi seçimi.
Se lo dije, es su elección.
Sana söyledim, Ingrid ona güçleri konusunda yardımcı oluyor. Artık hepimiz aynıyız ;
Te lo dije, Ingrid le ha estado ayudando con sus poderes.
Ona cadı olduğumuzu mu söyledim?
- ¿ Le dije que eramos brujas?
Donusunun ilk uc gununde benimle birlikte olursa ona bir canavar dogurabilecegimi soyledim.
Le dije a Ragnar que si me lo imponía en los primeros tres días de su retorno, le daría un monstruo.
Ve ona Bon Jovi için iki biletim olduğunu söyledim.
Y le dije que tengo dos entradas para ver a Bon Jovi.
Arayıp ona söyledim.
Lo llamé y se lo dije.
- Ona çıkmasını söyledim.
Le dije que saliera.
- Ve ona bekleyeceğimi söyledim.
- Y le dije que esperaría.
Ama şimdi Emma yeniden birlikte olmak istiyor ama Jesus ona Hayley'den bahsetmedi çünkü Haley'i kandırıyordu, ben de Emma'ya söyledim.
Pero ahora Emma quiere volver y él no iba a contarle lo de Hayley para poder tenerla de reserva o algo así, así que se lo conté yo.
Ben de ona artık gerçek bir laboratuvarım olmadığını söyledim.
Le dije que ya no tengo un laboratorio real.
Sana söyledim, beni rahat bırakmıyordu. Ona hala aşık mıydın?
Te lo dije, no quería dejarme en paz.
Ama dürüst olmak gerekirse, daha geçen sene burayı kiralaması gerektiğini söyledim ona.
Pero para ser honesta, llevo un año diciéndole a tu marido que debería alquilar este sitio.
Ben bunları ona da söyledim.
Diciéndole esas cosas.
Daha geçen sene burayı kiralaması gerektiğini söyledim ona.
Le he estado diciendo a tu marido durante el último año que debería alquilar este espacio.
Ona hemen bu işi istemediğimi söyledim,... ve öne çıkarmak istediğim adayın sen olduğunu söyledim.
Le he dicho que no quería el empleo, y que tú eres el candidato que yo elegiría.
Bak, ona gelebileceğini ben söyledim.
Mira, le dije que viniera.
Dönüşünün ilk üç gününde benimle birlikte olursa ona bir canavar doğurabileceğimi söyledim.
Le dije que si me forzaba en los primeros tres días de su regreso, le traería un monstruo.
Ona, senin militan değil, şair olduğunu söyledim.
Le dije que eras un poeta, no un militante.
Ona, senin günlüğünü okumasını söyledim.
Le dije que leyera tu diario.
Ona sadece bir saat vaktim olduğunu söyledim... eğer bir fiyasko çıkarsa... yakın zamanda dönerim.
Le dije que solo tenía una hora, así que si es un inútil, volveré pronto.
Onun yüzüne Pisco Sour fırlattın. Ona durmasını söyledim.
Así que le tiró un Pisco Sour a la cara.
O geceki postacı adamı aradım ona FBI için çalıştığıma dair beyaz bir yalan söyledim..... biletleri kimin imzaladığını tarif etmesini istedim. - Barmen.
He llamado al repartidor del turno de noche le dije que trabajo para el FBI, una mentirita, y le pedí que describiera a la persona que firmó el recibo de los pasajes.
Ona binaları dikkatlice gözetleyen, saldırmadan önce birkaç kez oraları ziyaret eden birinin peşinde olduğunu söyledim.
Le dije que estaba buscando a alguien que inspecciona los edificios cuidadosamente. Los visita unas cuantas veces antes de actuar.
Ona bizi unutmamasını söyledim.
Le dije que no nos olvide.
Kendimizi tanıttık, ona bir içki ısmarladım onu sevdiğimi söyledim.
- No lo sé, nos presentamos, le invité un trago, le dije que la amaba...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]