English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ O ] / Onu yakaladın

Onu yakaladın traducir español

826 traducción paralela
Bilmek istediğim tek şey bu. Onu yakaladınız mı?
Es lo que quiero saber.
- Onu yakaladınız mı?
- ¿ Le habéis cogido?
Onu yakaladınız mı?
¿ Le habéis pillado?
Onu yakaladın işte.
Ahí te ha pillado.
- Demek onu yakaladınız.
- Así que Ie tiene usted.
Sam, Bundles'ı yakaladın mı? Onu yakaladın mı Sam?
¿ Sam, ya tienes al gato?
Onu yakaladınız mı?
¿ La alcanzaste?
- Onu yakaladınız mı?
¿ Lo habéis cogido?
Onu yakaladın Nelson.
¡ Lo tienes, Nelson!
Onu yakaladın Stoker!
Lo tienes, Stoker.
Onu yakaladın! Yakaladın.
¡ Ya es tuyo!
Böylece onu yakaladın, Richard.
Así que lo atrapó, Richard.
Onu yakaladınız peder.
¡ Ya lo tiene, Padre!
Onu yakaladın ama o da seni yakaladı.
Usted lo tiene a él, y él lo tiene a usted.
Onu yakaladın! Onu yakaladın!
Ya lo tienes.
Onu yakaladın mı?
¿ Le tienes? Sujétale.
Gözüme toz kaçtı. Onu yakaladın mı?
Sólo polvo en los ojos. ¿ Le has dado?
Onu tam zamanında yakaladınız.
Le ha pillado justo a tiempo.
Nunheim, kadını öldürürken onu yakaladı, onu da öldürdü.
Y Nunheim le pilló, por eso también le liquidó.
Üç ay önce... Wynant seni Julia'nın evinde yakaladığı gece... sevgilisinin onu aldattığını ve başka bir adamla kaçacağını keşfetti.
Hace tres meses, la noche en que Wynant le pilló en el apartamento de Julia, Morelli, descubrió que Julia lo estafaba y que había otro hombre.
Onu yakaladınız mı?
¿ Lo tenéis?
Yakaladığımızda onu, sizin armanızın olduğu gümüşlerle bulduk.
Lo atrapamos y vimos que tenía vajilla con su emblema.
İki yıldır onu arıyorduk, sonunda siz yakaladınız.
Llevamos dos años intentando pescarla y la coge usted.
Onu et dükkanının önünde Dr. Lehman'ın çalıntı arabasının içinde yakaladık.
Lo atrapamos estacionando un auto frente al mercado. El auto del Dr. Lehman.
Yanlış bir şey yapacağımı sanmıştın ama bak onu yakaladım.
Arreglé todo. Creíste que hice una tontería pero lo agarré.
Yakaladın mı onu?
¿ Lo encontraste?
Onu Chickenfoot'un geçen hafta çalınan atının üstünde yakaladık.
Montaba el caballo robado a Chickenfoot la semana pasada.
Onu kulaklarından yakaladın.
Le tienes cogido por las orejas.
Ya Renaldo'yu? Onu akvaryumda yakaladınız, değil mi?
Y a Renaldo en el acuario, ¿ verdad?
Herhalde Gruber onu yakaladı fakat onu satın alamadı.
Al parecer, Gruber lo descubrió pero no se dejó sobornar.
Onu yakaladın sandım.
Pensé que la tenías.
- Demek onu yakaladın.
¿ La has recuperado?
Sonra Teallach'ın tepesine çıktık ve şansa bak ki tilkiyi bulduk ve olaya bak ki onu yakaladı!
Subimos hasta Tullock. ¡ Y por Dios que encontró al zorro y por Jesucristo que lo cazó!
Peki onu nasıl yakaladın, nasıl eminsin?
¿ Pero cómo han podido pillarle ustedes?
Hatta belki haberlerde dünyaya onu nasıl yakaladığını anlatırsın.
Hasta te sacarían en cine para el noticiario.
Onu bu kez yakaladın mı?
¿ Lo has cogido esta vez?
- Haydi T.C. onu yakaladın!
- De acuerdo, T.C. ¡ Dale una buena!
Onu şimdi yakaladın!
¡ Ya es tuyo!
- Yakaladım onu! - Hayır, yakalamadın.
- ¡ Te ahogaré!
Muhafızlar Tina'yı yakaladı! Onu kurtarmak için yardımın gerek!
- Ayudadme a salvar a Tina.
Eğer evlenmezsen, sen onu yakalamadın, o seni yakaladı.
Si no, no le has cazado, es él quien te caza.
Ona daha az çekici bir kadın seçmesi gerektiğini söyleyin ayrıca onu sık sık karıma bakarken yakaladım muhakkak onun hırsızlık yaptığından hiç şüphelenmedi.
Dígale que debería haber elegido una mujer menos atractiva. Añada que le he visto mirar a la mía sin pensar que él la sospechase de un robo.
Smiley Bitters? Öyle. Ölmeden önce onu sen mi yakaladın?
Veía todas las caras que se rascaban, empujaban y mordían, y luego la neblina desaparecía y todas esas caras eran la mía.
Sence onu yakaladılar mı? Sadece ölmüş olmasını umuyorum.
¡ No podré, no sé que decir!
onu pantolonuna yakaladığınızda çok utandım.
Sí, le molestó que la vieras con pantalones.
Onu yakaladıklarını sanabilirler fakat bunu kendi safına çekebilir.
Quizá les hizo pensar que lo doblegaron pero descubrirán que él puede sacarle provecho a esto.
Yetkililer onu suç üstü yakaladıklarını düşünürken ortadan kayboldu, birdenbire.
Cuando las autoridades creían tenerla atrapada desapareció.
Onu kendim yakaladım. Hemen ahırın yanındaydı.
Lo agarré en el granero.
Onu en yakın arkadaşımla suçüstü yakaladım.
Lo descubrí con mi mejor amiga.
Yakaladın onu!
¡ Eso es!
Ve fırsatını yakaladığımız an, onu kullanmalıyız.
Y aprovechar cualquier oportunidad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]