Onu yakalayacağız traducir español
522 traducción paralela
- Onu yakalayacağız!
- ¡ Lo atraparemos!
Şu an arkamızda bile olabilir. Ama o da bir insan ve onu yakalayacağız.
Tal vez esté entre nosotros ahora, pero es humano y lo atraparemos.
Bu sefer onu yakalayacağız.
Esta vez, le atraparemos.
Yavaş izle. Onu yakalayacağız.
No lo pierdas de vista.
Sen otele döndüğünde hayatına karşı bir girişimde bulunacak ve biz onu yakalayacağız.
- No se tome la justicia por su cuenta. En cuanto vaya al hotel atentará contra su vida y le cogeremos.
Aşağı kata inmeliyim, haydi, Blore çabuk! Onu yakalayacağız.
¡ Vamos abajo, Blore, lo atraparemos!
Onu yakalayacağız, mümkünse canlı, ama bir şekilde yakalanacak.
Lo atraparemos, vivo si es posible, pero debemos atraparlo.
- Onu yakalayacağız.
- Lo agarraremos.
Ama biz de onu yakalayacağız.
¡ Pero la cogeremos!
Onu yakalayacağız.
Le cogeremos.
Meslektaşım diyor ki.. .. mahkum şayet bu sabah kaçtıysa.. .. onu yakalayacağız.
Mi compañero dice... que si realmente el prisionero se ha evadido esta mañana, lo capturaremos.
- Onu yakalayacağız!
¡ Le cazaremos!
Ve fare deliğinden güvenlice çıkabileceğini düşündüğünde onu yakalayacağız.
Y cuando esa rata decida que ya es seguro salir de su agujero la atraparemos.
Oğlunuza söyleyin, onu yakalayacağız, her zaman olduğu gibi.
Dile a tu hijo que lo atraparemos, como hacemos siempre.
Öte tarafa doğru kayarak onu yakalayacağız.
Iremos por el otro lado y los atraparemos en ese momento.
Tam o anda ortaya çıkıp onu yakalayacağız.
Entonces lo golpearemos y libraremos al mundo de ese monstruo.
Yarın onu yakalayacağız.
Mañana lo atraparemos.
Onu yakalayacağız
Lo atraparemos.
Ama endişe etmeyin, onu yakalayacağız!
Pero no huirá, quédese tranquila.
Onu yakalayacağız.
Lo atraparemos.
Onu yakalayacağız.
Lo cogeremos.
- Onu yakalayacağız.
- Lo cojeremos.
Onu yakalayacağız.
Peinaremos el área.
Onu yakalayacağız diyorum.
Lo encontraremos.
Onu yakalayacağız.
Lo pillaremos.
Onu yakalayacağız.
¡ A éste lo pillamos!
Onu yakalayacağız, kurşunu da kalmadı.
Lo pillaremos, no le quedan balas.
- Bu sefer onu yakalayacağız.
- Esta vez lo cazaremos.
Hayır, yok. Ama onu yakalayacağız. Söz veriyorum.
Nada. pero lo atraparemos lo prometo.
Biz onu istiyoruz. Ve onu yakalayacağız.
Y vamos a atraparlo.
bu akşam onu yakalayacağız, endişelenme yoldaş Gane.
Esta noche le atraparé. No te preocupes, camarada Gane.
Bilemiyorum. Ama onu yakalayacağız.
No sé, pero la atraparemos.
Onu nasıl yakalayacağımız asıl mesele.
Cómo atrapamos a esa persona, esa es la clave.
Evet, işte onu yakalayacağımız yer, bu küçük işaretin yakınları.
Sí, es el lugar para atraparlo, cerca de esta pequeña marca
Polis mi? Asla! Onu biz yakalayacağız!
No. vamos a ese tipo nosotros mismos
Onu kendimiz yakalayacağız!
Debemos atraparlo nosotros mismos
Eninde sonunda onu yakalayacağımızı söyleyin.
Diga que lo sacaremos aunque se caiga el edificio.
Artık endişelenmeyin. Yakalayacağız onu.
No se preocupe, le agarraremos.
- Onu yakalayacağız.
Le cogeremos.
Onu her hâlükârda yakalayacağız zaten.
Lo atraparemos de todos modos.
Onu yakalayacağız.
Le daremos alcance.
Ama şu tünel, işte onu yakalayacağımız yer orası.
Tenemos que ocuparnos en serio de la guarida.
Bir merdiven sarkıtacağız. Aşağıya inip onu yakalayacağım.
Echaremos una escala y bajaré a buscarle.
Bir gün onu üniformasız yakalayacağım ve...
Un día de éstos lo agarraré sin uniforme y...
Şimdi bu durumda, düşünmek zorundayız.. Eğer kanun onu yakalamazsa biz yakalayacağız.
Hmm, en ese caso tenemos que pensar como atrapalo y lo haremos...
Profesör, şimdiye kadarki suçlarınızı kayda almayacağım. Fakat bu yaratık gemimde. Ve ben onu yakalayacağım.
Profesor olvidaré los cargos actuales pero la criatura está en mi nave y la atraparé o tendré su pellejo, o las dos cosas. ¿ Dónde está?
Kendi başınızasınız, Bayan Hudson, ve onu sizin aracılığınızla yakalayacağım.
Está por su cuenta, Srta. Hudson y yo voy a atraparlo a él a través de usted.
Onu yakalayacağız.
Lo encontraremos.
Onu sadece yakalayacağız.
¡ Sólo tenemos que encontrarlo!
Adamımız bu, Başkomiser. Onu yakalayacağım.
Él es nuestro hombre, Capitán.
Chris, onu yakalayacağız.
Escucha, Chris, vamos a llegar hasta él.