Oğlunuz traducir español
3,575 traducción paralela
Benim bir evladım, oğlunuz için savaşırken öldü.
Perdí un hijo peleando junto a tu hijo.
Ona dokunamazsınız! - Bayım, oğlunuz bunu yapmayı sürdüremez.
Señor, su hijo no puede seguir haciendo esto.
Mali sorunlar oğlunuz büyüdükçe daha da artacaktır.
Los desafíos financieros solamente crecerán mientras su hijo vaya creciendo.
Bay Bohm, oğlunuz her şeyi görüyor.
Sr. Bohm, su hijo lo ve todo.
Biliyor musunuz, Bay Torrance? Oğlunuz dışarıdan birini partiye getirmeye, buraya çekmeye çalışıyor.
¿ Sabía, Sr. Torrance, que su hijo está intentando traer a un extraño a esta situación?
Oğlunuz gibi.
Como su hijo.
Efendim, oğlunuz bu mu?
Señora, ¿ es ese su hijo?
Alınmayın, bayan oğlunuz çok ürkütücü biri.
No se ofenda, señora, pero su hijo da escalofríos.
Oğlunuz kötü düşmüş.
Tu hijo ha tenido una mala caída.
O parayı aldıkları anda, oğlunuz kaçıranlara bir yük olmaya başlayacak.
En cuanto tengan el dinero, su hijo se convertirá en un lastre para sus secuestradores.
Katılmıyorum, ama bu sizin oğlunuz.
Bueno, no estoy de acuerdo, pero es su hijo.
- Hatırlatmam gerek mi bilmem Sir Roland oğlunuz William ateşten ölmek üzereyken başında beklemiştim.
- Siguiente solicitud. - Necesito recordarle, Sir Roland, cuidé a su hijo William cuando estuvo a punto de morir de fiebre.
Bu oğlunuz Danny mi?
¿ Es este su hijo Danny?
Kusura bakmayın Bay Davis ama oğlunuz bu hastalıkla savaşırken, yanında ben vardım. Tam üç yıl boyunca ve Roger da hep oğlunuzun yanındaydı.
Bien, con... con el debido respeto, Sr. Davis, he visto a su hijo luchar contra su enfermedad durante tres años, y Roger ha estado a su lado.
Oğlunuz zihinsel bir rahatsızlık geçirdiği için üzgünüm.
Lamento que su hijo sea un enfermo mental.
Oğlunuz bir an evvel ölmek istiyor ama muhtemelen bunu zaten biliyorsunuzdur.
Dije que su hijo se está muriendo para aumentar la urgencia, pero probablemente ya lo sabía.
Ona dedim ki oğlunuz düğününde geleneksel bir ata binmesin 560 beygirlik bir şey sürsün.
Yo estaba confundida y le dije... En lugar de montar en un caballo tradicional... Que monte en 560 caballos.
Oğlunuz intihar mı edecek?
¿ Su hijo se suicidó?
Oğlunuz nerede?
¿ Dónde está tu hijo?
Eğer oğlunuz sahte belge verdiyse, bu dolandırıcılığa girer...
- Si su hijo lo falsificó, eso sería un fraude...
Üzgünüm fakat oğlunuz diğer öğrencilerin dikkatini dağıtıyor ve davranışları daha da kötüye gidiyor.
Lo siento pero su hijo distrae a los otros estudiantes y su actitud empeora.
Üzgünüz, Bayan Cartman. Oğlunuz kendine ait olmayan şeyleri aldı.
Lo siento, señora Cartman, pero su hijo se llevó algo que no le pertenecía.
O sizin oğlunuz.
Es tu hijo.
Üzgünüm ama oğlunuz Timothy bir kaza geçirdi.
Lo siento, pero su hijo Timothy ha sufrido un accidente.
Oğlunuz duydu zaten!
¡ El hijo lo escuchó!
Peki ya oğlunuz?
¿ Qué hay de su hijo?
Oğlunuz onlar için sadece hayattayken değerli.
Sólo les vale vivo.
Siz ve oğlunuz ne iş yapıyorsunuz?
¿ A qué negocios se dedican ustedes y su hijo?
Sanırım ikimizde biliyoruz ki oğlunuz kendini- -
Creo que los dos sabemos que está intentando llegar a algún...
Sizin oğlunuz oyuna bağımlı.
Su hijo es adicto al juego.
Mira, Kevin,... belki meşgul olacaksınız,... ama aileniz,... kızınız, oğlunuz,
Meera... Kevin... Tal vez estén muy ocupados...
Oğlunuz Tanner'ı aradığım için buraya geldim.
Vine porque estoy buscando a su hijo Tanner.
Oğlunuz ya da kızınız bugün okula gelmedi.
Su hijo o hija no acudió a la escuela hoy.
Ve yakında üvey oğlunuz.
Y pronto tu hijastro.
Oğlunuz Lordum, O yaşıyor.
Vuestro hijo, mi Señor. Vive.
Hiç bilmediğiniz oğlunuz.
El hijo que vos nunca conocisteis.
Mikkel veya sizin oğlunuz.
Mikkel. Y están sus hijos y sus hermanos.
Bence bu gece gelen konuk listesini görseydiniz çok etkilenirdiniz. Hepsi oğlunuz sayesinde geliyor.
Creo que van a quedar muy impresionados cuando vean la lista de invitados que asistirán esta noche, y eso lo consiguió su hijo.
Oğlunuz sokağa atılmayacak.
No echarán a tus hijos a la calle.
Esther Rachel oğlunuz hakkında sizinle konuşmak istiyorum...
Esther Rachel, Quiero hablarte sobre el comportamiento de tu hijo Shmuley hoy
Oğlunuz olduğunu söyleyen bir kart, bir telefon?
¿ Ni carta o llamada diciéndole de su hijo?
Size oğlunuz hakkında birkaç soru sormalıyız.
Necesitamos hacerte algunas preguntas sobre tu hijo.
Sizin... oğlunuz, Shane, hayat sigortası poliçemizde sizi varis göstermiş.
Su hijo, Shane, le nombró beneficiario de un gran seguro de vida cuando lo contrató.
Oğlunuz onun için çok önemliydi.
Su hijo era importante para él.
Sizi ve oğlunuz Diego, onun yat kulübü mezuniyetindesiniz.
Usted y su hijo diego en su graduación en el club náutico.
- Bay Randol, oğlunuz Julian nerede?
Sr. Randal, ¿ dónde está su hijo Julian?
Ama yine de, o hala 16 yaşındaki büyük oğlunuz Sam.
Pero aún así, mira bien su cara y acuérdate de tu hijo de 16 años, Sam.
- Onun oğlunuz olduğunu kim söyledi?
- ¿ Quién te dijo que es tu hijo?
- Oğlunuz kaç yaşında?
- ¿ Cuántos años tiene el niño?
Oğlunuz, değil mi?
- Es su hijo, ¿ verdad?
Oglunuz mu?
¿ Su hijo?