Romantica traducir español
2,424 traducción paralela
Sana bakınca romantik bir kelime geliyor aklıma.
Cuando te miro Recuerdo una frase romántica.
Romantik yemek ha?
Una cena romántica, ¿ no?
Bence süper oldu.
¿ Te comparo con un día de verano? - Qué romántica. - Rex...
Havalı bir yerde romantik bir akşam yemeğinden sonra mı?
¿ Después de una cena romántica en un sitio lujoso?
Bence gayet romantik.
Bueno, yo creo que es romántica.
Çok amatörce bir romantizm.
Romántica para los aficionados.
Bu kadar romantiklik yeter.
Ya basta con la novela romántica.
Romantik ve eşsiz bir evlenme teklifi almak.
Tener una propuesta de casamiento romántica y única.
- Romantik bir yürüyüşe çıkmayı düşündüm.
- Pensaba dar una caminata romántica.
Böyle romantik tatlı bir şeyi nasıl unutabilirsin?
¿ Cómo has podido olvidar una idea tan romántica y dulce?
Kötü bi kitap gibi
- No, es una novela romántica.
Çok güzel, romantik bir akşam geçireceğiz.
Tendremos una encantadora y romántica noche.
Ben bunun romantik bir aşk hikayesinin başlangıcı olduğuna inanmak istiyorum.
Quiero estar en una historia romántica que supere la prueba del tiempo.
Ayrıca güven bana, ateşli randevum yok.
Y creéme, no tengo ninguna cita romántica.
Aslında doğruyu söylemek gerekirse son zamanlarda aşk hayatımız epey iç karartıcıydı.
Aunque para ser honesta, hemos estado atravesando un poco de sequedad romántica ultimamente,
Romantik bir kaçamak olacaktı.
Era una escapada romántica.
Kayıtlara göre eğer bu bir romantik komedi filmi olsaydı bunu çok etkileyici bulurdun.
Para que conste, si esto fuese una comedia romántica, encontrarías esto completamente encantador.
Birden bire, romantik bir akşamdan anladığımız eşofmanlarla oturup, Çin yemeği yiyip konuşmamak oldu.
De repente, una noche romántica era ver la tele en chándal comiendo comida china, sin hablar.
Ona baktığın için ona karşı bir yakınlık hissediyorsun ve bunu romantik bir bağ sanıyorsun.
Estás cuidando de él y sientes una intimidad que estás malinterpretando como una conexión romántica.
Bunlar, okyanusun sesi eşliğinde balkonumuzda yiyeceğimiz romantik bir akşam yemeği içindi fakat artık yan odamızdan gelen ve iki koca adamın üçüncü bir küçük adamla sevişiyormuş gibi çıkardığı seslere katlanacacağız.
Iban a ser para una cena romántica en nuestro balcón mientras el océano nos daba una serenata. Pero nos conformaremos con lo que sonaba con un tercer hombre muy pequeño.
Evet, öldürülen, romantik bakışlı, bir kardeşi vardı.
Tenía un hermano de apariencia romántica que fue asesinado.
Geçmişte yaşadıkları duygusal ilişkileri nedeniyle.
- Bueno, dada su relación romántica pasado.
Dedektif, bunu açıkça söylemekten başka bir yol bulamadım. Julia'yla duygusal bir ilişki yaşadığınızı fark ettim.
Detective, no sé cómo decir esto que no sea de manera directa, pero llegó a mi conocimiento que usted y Julia tuvieron una relación romántica.
Romantik bir hazine avı.
Es una búsqueda del tesoro romántica.
Romantik bi kadın istemiyor musun?
¿ No quieres a una mujer que sea romántica?
Justin, nişanlına harika, romantik bir gecede yemek pişireceğini söyleyip, sonra da önüne bir tabak spagetti koyamazsın.
Justin, no le puedes prometer a tu novia una hermosa y romántica cena casera, y luego servirle un plato de espaguetis.
İçeri girip garsona, romantik bir sevgililer günü yemeği için bir masa örtüsü ve mum istediğimi söylediğimde, neredeyse ağlayacaktı kadın.
Cuando entré y le dije a la camarera si podía prestarme un mantel y una vela para una romántica cena de San Valentín, casi le corrieron las lágrimas.
Lütfen yukarı çıkıp... Eğer yukarı çıkıp romantik bir akşam yemeği için hazırlanacağımı sanıyorsan, bunu bir kez daha düşün derim.
¿ Puedes ir arriba y empezar... si crees que voy a arreglarme para una cena romántica, necesitas que te examinen la cabeza.
Masaj yağı, kokulu mumlar, romantik müzik.
Aceite caliente, velas perfumadas, música romántica.
Arayayım da romantik kaçamağımızı mahvettiğimizi sansın öyle mi?
¿ Y dejarle pensar que está arruinando nuestra escapada romántica?
O kediler bu gece romantik bir akşam yemeği yiyecek.
Esos gatos tienen una cena romántica esta noche.
"Romantik bir akşam."
Noche romántica...
En son George böyle duygusal bir olay yaşadığında neler olmuştu?
¿ Y qué ocurrió la última vez que George atravesó una debacle romántica?
Romantik bir tatil için biraz genç duruyor o.
Parece un poco pequeña para una escapada romántica.
Tamam. Eski arkadaşım Reuben'ın önerdiği bir romantik komediydi.
De acuerdo, era una comedia romántica que me recomendó mi ahora ex-amigo Reuben...
Yok edicilerin romantik bir aile görüşü vardır. Doyle yetimdi.
Los aniquiladores tienen una visión romántica de quién es su familia.
Romantik bir tren yolculuğu yapacağız.
Tiene esta idea romántica de llevarme de viaje en tren.
Reese Witherspoon ve Patrick Dempsey'nin oynayacağı bir romantik komedi.
Era una comedia romántica, con Reese Witherspoon y Patrick Dempsey.
Evet, sadece... Hayat ucuz bir aşk romanı değil.
Es sólo... ¿ La vida no es una novela romántica barata, sabes?
- Romantik biri değilimdir.
- No soy una romántica.
Hayır, aslında hoş olabilir.
Una cita romántica, organizada por mi madre, la pedófila. No, podría ser adorable, realmente.
Ama ona filmlerdeki tarzda romantik bir hoşçakal vermek istemez miydin?
¿ Pero no quieres darle una de esas grandes despedidas al estilo película romántica?
Bana hep romantik biri gibi geliyordu.
Siempre me pareció una persona romántica.
Benim için bu gibi durumlarda bayan yada erkek memurlarla eğlenceli, romantik ilişkiler uygun olmayan durumlardır.
Podría ser inapropiado que yo disfrutase de una relación romántica con una agente o un agente, ya puestos.
Seni artık tanıyamıyorum.
Oh, guau. - ¿ Tienes un minuto? - ¿ Tengo elección? No soy una persona romántica.
Biraz araştırma yaptım ve düşünüyordum da adliye sarayında evlenmek oldukça romantik olabilir en azından yeni bütçemize göre.
Así que estaba haciendo una pequeña investigación y pensé que una boda en los juzgados podría ser de alguna forma romántica, o por lo menos, estar dentro de nuestro nuevo presupuesto.
Şirketimiz bir de romantik türden bir film çekecek.
Nuestra compañía va a producir una película romántica.
Claudia, ben bu mesleğin ve ilerlemiş yaşım gereği romantik bir birliktelik bulamayacağım gerçeğiyle oldukça barışığım.
Dado mi trabajo y mis avanzados años, había hecho la paz con el hecho de que no encontraría... una relación romántica.
Ben... aşk romanımı okur musun diye soracaktım da.
Estaba solo... preguntándome si habías leído mi novela romántica.
Düşündüm de, hoş, romantik bir gece geçirebiliriz.
Yo pensé que podríamos pasar una noche bonita y romántica fuera.
Romantik bir randevu için mükemmel.
Perfecto para una velada romántica.