Sen olduğunu bilmiyordum traducir español
121 traducción paralela
- Mac, sen olduğunu bilmiyordum.
- Mac, no sabía que eras tú.
Gelen misafirin sen olduğunu bilmiyordum.
En realidad no sabía que el invitado eras tú.
O odada Burroughs'un yanındakinin sen olduğunu bilmiyordum.
No me di cuenta de que eras tú la que estaba con Burroughs.
Üzgünüm, sen olduğunu bilmiyordum.
Disculpe, coronel. No sabía que era Ud. Saliendo.
- Oh, ama sen olduğunu bilmiyordum, amigo.
No sab ¡ a que erastú.
Sen olduğunu bilmiyordum.
No sabia que era usted
Ah, ja, Dorf'tan bana bahsedildi. Ama onun sen olduğunu bilmiyordum.
Ah, ja, me hablaron de Dorf, pero no sabía que era usted.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
- No sabía que eras tú.
Sen olduğunu bilmiyordum.
No sabía que eras tú.
- MoII. Üzgünüm bebek.Sen olduğunu bilmiyordum.
Perdón, muñeca, no sabía que eras tú.
Benim sıram Molly. Sen olduğunu bilmiyordum.
No sabía que eras tú.
Üzgünüm, sen olduğunu bilmiyordum.
Lo siento, no sabía que eras tú.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
- No sabía que era usted.
Sen olduğunu bilmiyordum.
No sabia que fueras vos
Daha önce sen olduğunu bilmiyordum.
Pero no sabía que era usted.
- Tony, sen olduğunu bilmiyordum.
- Tony, no sabía que eras tú.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
No sabía que eras tú.
Sen olduğunu bilmiyordum.
Sabía que serías tú.
Onun sen olduğunu bilmiyordum. - Ama sanırım bu mantıklı geliyor.
No sabía que eras tú pero creo que tiene sentido.
Özür dilerim, sen olduğunu bilmiyordum.
¡ No sabía que eras tú! Suerte que fue tu cabeza.
Ryan olduğunu biliyordum, ama o Ryan'ın sen olduğunu bilmiyordum.
Sabía que era Ryan, pero no que era este Ryan.
Özür dilerim, sen olduğunu bilmiyordum.
Perdón, no sabía que era usted.
Sen olduğunu bilmiyordum!
¡ No sabía que era usted!
Bunca zaman boyunca sen olduğunu bilmiyordum.
Nunca, en un millón de años, conoceré a alguién como tú.
Vic, sen olduğunu bilmiyordum.
No sabía que...
Sen olduğunu bilmiyordum.
No te he reconocido.
Borçlu olduğu kişinin sen olduğunu bilmiyordum.
No sabía que te debía el dinero a ti.
Şey, sen olduğunu bilmiyordum, kağıtta Alexis Garret yazıyordu.
No sabía que eras tú La hoja decía "Alexis Garret."
Oh, tanrım. sen olduğunu bilmiyordum.
Oh, dios. no sabía que eras tú.
Beni affet, İlk Peder, sen olduğunu bilmiyordum.
Perdona, Primer Padre, no sabía que eras tú.
Tanrım, Lana, sen olduğunu bilmiyordum.
Dios mío, Lana, no sabía que eras tú.
Sen olduğunu bilmiyordum!
No sabía que eras tú.
"Bu küçük ayımın hala sen de olduğunu bilmiyordum!"
"¡ No sabía que aún tenías mi osito!"
Sen olduğunu bilmiyordum.
No sabía que era usted.
"Bu küçük ayımın hala sen de olduğunu bilmiyordum!"
¡ No sabia que todavia tenias ese viejo oso mio!
Hey, bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum... ta ki sen şu kapıdan girene kadar, Larry.
Hey, no sabía que era tan importante... hasta que cruzaste esa puerta, Larry.
- Sen olduğunu kesinlikle bilmiyordum.
Ni yo que fueras tú.
Sen sahneye çıkana kadar müzik menajeri diye bir şey olduğunu bile bilmiyordum.
No tenía ni idea de que existiera algo así... ¿ Quién lo iba saber?
Şöyle diyelim, bu geceye kadar sen ve Ben'in yolculuk için yaptığınız planlara Julie'nin kulak misafiri olduğunu bilmiyordum.
Digamos que hasta esta noche... nunca me di cuenta que Julie te había oido a ti y a Ben... conspirando para hacer su viaje.
Ama hayatım kusura bakma da olumsuz görevlerimden birinin de sen sorumsuzca davranırken seni uyarmamak olduğunu bilmiyordum.
Pero, querida, si me lo permites, no sabía que uno de mis deberes fuera no avisarte cuando llevabas tu imprudencia demasiado lejos.
Sen olduğunu hiç bilmiyordum.
No sabía que fuera Vd.
Sen benim erkek arkadaşımı da alıp "senin olduğunu bilmiyordum." dersin.
- Puedes tomar mi novio también..... y dirás, "No sabía que era tuyo."
- Orada arka oda olduğunu bilmiyordum.Sen, Tuck?
- No sabía que había uno ¿ Y tú, Tuck?
Çılgınca, ani bir saçmalıkla, senin eğildiğini görünce ayrıca sen olduğunu bilmiyordum, geçmiş günlerin hatırına...
Tuve un impluslo tonto.
Bir buket çiçeğin yeterli olacağını mı sanıyorsun? Sen ne sanıyorsun? - Randevumuz olduğunu bilmiyordum.
- No sabía nada.
Sen ve Trafik Kontrol'deki Kitty'nin şey olduğunu bilmiyordum.
Escucha, yo no sabía que tú y Kitty de Control de Tráfico eran cosa.
Hani sen bana şunları ye demiştin, ama ben ne olduğunu bilmiyordum sende ozaman dudağını yaladın, karnını ovaladın
Como la vez que me dijiste que me comiera eso, y no me dijiste lo que era.
Sen olduğunu bilmiyordum, Lorraine.
No sabía que eras tú, Lorraine.
Sadece onun sen olduğunu bilmiyordum.
Siempre has estado ahí. Sólo que no lo sabía
Doğruyu söylemek gerekirse, sen olduğunu bile bilmiyordum.
La verdad, es que ni si quiera estaba seguro de que eras tú.
Onun evli bile olduğunu bilmiyordum. Sen biliyor muydun?
Ni siquiera sabía que estaba casado. ¿ Tú sí?
sen olduğunu biliyorum 29
sen olduğunu biliyordum 24
bilmiyordum 699
sen öyle san 131
sen oku 28
sen osun 16
sen öyle diyorsan 53
sen öldürdün 24
sen olmasaydın 39
sen orada kal 30
sen olduğunu biliyordum 24
bilmiyordum 699
sen öyle san 131
sen oku 28
sen osun 16
sen öyle diyorsan 53
sen öldürdün 24
sen olmasaydın 39
sen orada kal 30
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen o 37
sen öleceksin 19
sen öldün 179
sen ölüsün 79
sen öyle zannet 20
sen ona bakma 16
sen öyle diyorsun 17
sen o değilsin 21
sen otur 63
sen o 37
sen öleceksin 19
sen öldün 179
sen ölüsün 79
sen öyle zannet 20
sen ona bakma 16
sen öyle diyorsun 17
sen o değilsin 21