Sen verdin traducir español
2,560 traducción paralela
Benim yerime sen verdin.
- No puedo. Decidiste por mí.
Bak, 9 milyonu bize sen verdin, hepsini geri veriyoruz.
Mira, son las 90 mil rupias que nos diste, Te las devuelvo.
Gitme kararını sen verdin. O kararda ben yoktum, biz yoktuk.
Tú tomaste la decisión de irte, no fui yo, no fuimos nosotros.
Yani, Önce istifanı sen verdin.
Debe usted realmente le gusta esto?
Charlie'yi kasanın şifresini sen verdin, değil mi?
Fue usted. Le dio a Charlie la combinación de la caja fuerte, ¿ no?
Hayır, bunu bana sen verdin.
No, tú me la diste.
Bu doğru. Seyahat etmesi için izni sen verdin.
Tú le diste permiso para viajar.
Bana gücümü sen verdin.
Tú me diste el poder.
Pekala, çünkü şey, kesin şeylere ihtiyacım olan zamanlardı, komfor, ve saygı ve duygu ve hepsini bana sen verdin.
Está bien, porque, bueno, fue un tiempo de mi vida en el que necesité cosas certeras, como seguridad, respeto y sensación de que valía la pena, y me las diste.
Bana söz verdin, ama sen de ötekiler gibisin.
Usted me lo prometió pero es igual que los demás.
Bekle. Yeni adresimi ona sen mi verdin?
Espera. ¿ Tú le diste mi dirección nueva?
Sen Azir'e hayat verdin, cüzzamlıya dokundun...
Diste vida a Lázaro, tocaste al leproso...
Teknik olarak, çizgi romanı sen bedavadan verdin, yani ayrılması gereken benim.
Técnicamente, fuiste tú el que lo ha regalado, así que sería yo el que tendría que largarse.
Başın sağ olsun. William, sen de Margaret'a sahip olamayacaksan onu öldürüp suçu erkek arkadaşının üstüne atman gerektiğine karar verdin ki bu da "neden zıpkın tüfeği?" sorusunun cevabıdır.
Así que usted, William, decidió que si no podía tener a Margaret, la mataría e inculparía a su novio por el asesinato, lo que al final contesta a la pregunta, ¿ por qué un fusil submarino?
Ve sen de onu anlaşılmış hareket zincirinden ayrılmasına izin mi verdin?
Lo que le permitió apartarse de los movimientos acordados.
Pardon. Sen mi gitmeme izin verdin?
Perdona. ¿ Me has dejado ir a una reunión?
Şu anki durumda senin uzmanlığına sahip bir kadın için... Nefes kesici güzelliğinden bahsetmiyorum bile çok büyük talep olurdu, ama sen kendini dünyadan dışlamaya karar verdin.
En el clima actual, una mujer con tu experiencia, por no mencionar el atractivo, hubiese tenido una alta demanda, pero decidiste apartarte del mundo.
Ama ebeveyni olarak buna sen izin verdin.
Pero tú eres la madre.
Sen de öylece verdin mi yani?
¿ Y estuviste bien dispuesto a dárselas?
- Sen onu ele verdin diye.
- Porque le tendió una trampa.
Benim sana Bainbridge belgelerini verdiğim zaman verdin ki sen de bitiremedin.
Al tiempo que yo te di mis informes sobre Bainbridge, que no has acabado.
Sırf sen Nate'in bu ailenin geleceği olduğuna karar verdin diye mücadele etmeden her şeyden vazgeçmemi mi?
¿ Qué renunciara a todo sin luchar solo porque decidiste que Nate era el futuro de esta familia?
Sen hiç verdin mi, Nance?
¿ Alguna vez hiciste el oreo, Nance?
Ve sen de ona izin verdin.
Y tú le dejaste.
Peki sen niye bana oto kulüp kartı verdin?
¿ Entonces para qué me diste la tarjeta del club de autos?
Sen bu adama para verdin mi yoksa vermedin mi?
¿ Tenías o no que pagar dinero a este hombre?
Kilo mu verdin sen?
¿ Has adelgazado?
Liam, sen bana verebileceğin her şeyi verdin, bundan kesinlikle eminim.
Liam, me has dado todo lo que puedes darme. Des esto estoy seguro.
Sen ne sipariş verdin? Yeni sınırlı sayıdaki üçlü ördek burger.
El nuevo sándwich de pavo relleno, con pimientos solo por tiempo limitado.
Sen ona bir hediye verdin.
Le diste un don.
Bizim kendi işimiz kötü gidiyor ve sen ona borç para mı verdin!
¿ El negocio se está yendo a la mierda y le prestas dinero?
Sen de gitmesine izin mi verdin?
¿ Y lo dejaste salir caminando de aquí?
- Ama sen bana kalmam için bir neden verdin.
Pero tú me has dado una razón para quedarme.
Neil'ın telefonuna sen cevap verdin, yani büyük ihtimalle bu sizi büyücüler yapıyor.
Tú contestaste el teléfono de Neil así que eso os debe hacer hechiceros.
Sen bana sevgini verdin sadece karşılığı veriyorum.
Tú me trajiste amor ; y yo te devuelvo el favor.
Kilo mu verdin sen?
Tienes que engordar un poco.
Hayır, sen karar verdin.
No, vos los decidiste.
Ve sen de harika bir karar verdin.
Y tú has tomado una gran decisión.
Kül tablası gibi kokmuyorsun ve sen ona verdin. *
Tú no sabes como un cenicero, y tu te has abierto de piernas.
Sen de herşeyin onunla ölmesine izin mi verdin?
¿ Así que has dejado morir todo lo demás junto con ella?
Sen bana ilham verdin...
Me inspiraste.
Aslına bakarsan, iletişim kurulmadan önce herkesin ayrılmasına sen izin verdin.
De hecho, todo lo que han dejado de separar... antes de que la comunicación se han establecido.
Güvenli evde ona usturayı sen mi verdin?
¿ Le pasaste una hoja de afeitar en el piso franco?
- Evet, ve sen kaçamaklı cevaplar verdin.
- Sí, y fuiste evasivo.
- Akademide bir buçuk yıl geçirdi, sen de ölü bir katille şehir boyunca araba sürmesine izin verdin.
- ¡ Lleva un año... y medio fuera de la Academia, y la tienes manejando, por la ciudad con un asesino muerto en el coche!
Unuttun mu, tatlım? Gecikiyorduk, sen de uşağa verdin.
Recuerda, llegábamos tarde y fuimos con el aparcador.
Altı yıl önce düzgün bir ölümü hak ediyordum ama sen bana acınası bir hayat verdin.
Seis años atrás, merecía la muerte de un guerrero. En cambio, tú me diste compasión.
Tatlım sen zaten yeterince evde ara verdin. - Sus artık!
Cariño ya has roto suficientes cosas en la casa ya... - ¡ Basta!
Sen kendin verdin.
Tú se la diste.
Sen de milyon dolarların onun hakkı olmadığına karar verdin öyleyse?
Así que supusiste que no disfrutaría de todos esos millones.
Sen kararını verdin Victoria.
Has tomado tu decisión, Victoria.
verdin mi 17
verdin 23
sen ve ben 703
sen varsın 46
sen var ya 26
sen ve ben mi 22
sen ve sen 59
sen ve o 27
sen ve 22
verdin 23
sen ve ben 703
sen varsın 46
sen var ya 26
sen ve ben mi 22
sen ve sen 59
sen ve o 27
sen ve 22