English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ S ] / Sert adam

Sert adam traducir español

714 traducción paralela
Sert adam!
¡ Qué cabezota es!
- Sert adamı oynuyorsun, öyle mi?
- Es un hombre duro ¿ eh?
Çık dışarı. - Sert adam, ha?
- Un tipo recio, ¿ eh?
Dışarıdan yumuşak, ama içinde sert adam.
Sentimental por fuera y duro por dentro.
Sert adam diye bir şey yok mudur?
¿ No existen los tipos duros?
Sert adam nedir ki?
¿ Qué es un tipo duro?
Üstünlüğü olmadan, o sert adam falan değildir.
Sin ventaja, no se es un tipo duro.
O hayatımda gördüğüm en sert adam,... beni de Box H'ten kovdu.
Es el vejestorio más echador que nunca he visto, me echó de la Caja H.
- Sert adam.
- Un hombre duro, ¿ verdad?
Bu sert adam işini çok ileri götürüyor.
No podrá seguir mucho tiempo de hombre de hierro.
Gördüğün en sert adam O'muydu?
¿ Es el hombre más duro al que ha visto?
- Gördüğünüz en sert adam kimdi?
- ¿ Quién es el más duro al que ha visto?
- Tanıdığım en sert adam O.
- Es el más duro al que conozco.
O sert adam.
Hablas de miedo.
Artık ortalıkta sert adam kalmadı.
Ya no quedan tipos duros.
Koca, sert adam ha!
¡ Eres un duro!
Liberty Valance, Güney Picketwire'nin en sert adamı. Benden sonra.
Liberty Valance es el hombre más duro al sur del Picketwire, junto a mí.
Sert adam.
Un tipo duro.
- Sert adamı oynamak zorunda değilsin Alan
No tienes que ser el chico duro.
Sert adamı oynayabileceğini sanıyorsan, yanılıyorsun.
Si piensa que puede hacerse el listo se equivoca
Düşünme işi benim. Sert adamı oynama işi senin.
Yo pienso y tú finges ser malo.
Sert adam.
Eres un duro.
Çok sert adam, değil mi?
Un tipo duro, ¿ verdad?
Bana sert adamı oynamak zorunda değilsin.
No tienes que hacerte el duro conmigo.
{ \ 1c00FFFF } Haydar Reis babası gibi, sert bir adam.
El Jefe Haidar es un hombre duro, como su padre.
Ama bu adamın sert kalbinde intikam isteği olabileceğini unutmuyor musun?
¿ Pero no esta olvidando... que un corazon amargado puede buscar venganza?
Burayı yöneten adam. Sen daha ne olup bittiğini anlamadan... ne kadar sert olduğunu göstermek istiyor.
El tipo que dirige la prisión... quiere mostrarnos lo duro que es... sin siquiera darnos una oportunidad.
Adam güçlü ve sert. Onların tek düşündüğü de bu.
Es un tipo duro y fuerte, y supongo que sólo pensaron en eso.
Evdeki sert disiplinli adamın derman olamamasında bir yanlış yok.
No seria necesario si hubiera la mano firme de un hombre en tu casa.
Mike tam bir kahraman, bayağı sert bir adam.
Mike es todo un héroe, un tipo duro.
- İyi bir adam, ama sert.
- Es un buen tipo, pero es duro.
Sert bir adam değilmişsin.
¿ Sabe? No es tan duro.
Adam bana çok sert vurup geri tepince düşmüş olmalı.
¿ Sabes algo? Ese chico debió golpearme tan fuerte que me quitó todo el dolor.
Yani, bir adamı sert şekilde kırbaçlanırken izledikten sonra kendimi biraz keyifsiz hissettim.
No me siento muy alegre, después... de ver unos latigazos tan severos.
85 silahlı adam, bizden yedi kat sert vurabilir.
Ochenta y cinco hombres. Tiene siete veces más fuerza que nosotros.
İri bir adam, 1.85 boyunda, 90 kilo, sert görünüşlü.
Un tipo grande, casi dos metros, 90 kilos, aspecto duro.
- Hayır, aramıza giren o değil. Buzdaki en sert ve en zorlu on iki adam.
¿ Son los doce hombres más poderosos del hielo.
Ölü adamı ayağa kaldırır. Bu yeni getirdiklerim çok sert.
Cuando estás cansado, es bastante fuerte.
Bu olay Chicago'da yaşansaydı muhtemelen sert melon şapka giyen bir adam için gölü kazarlardı.
Si esto fuera Chicago, estarían dragando el río... en busca de un hombre atado a una piedra.
Atik, sert konuşan lumbagodan mustarip binlerce ünlüden biri. Bu endemik hastalığı en iyi tanıyan adam Dr. Emile Konig. Doktor, cerrah, anüs uzmanı ve insan acılarının özverili savaşçısının kapı zili, bu akşamki kahramanımızınkinin üzerindeydi.
Uno de los varios cientos de famosos que padecen lumbago... una enfermedad sobre la que nadie sabe tanto como este hombre... el Dr. Emile Koning, médico, cirujano, proctólogo... y luchador contra el sufrimiento humano... vemos el timbre de su puerta sobre el del héroe de hoy... el contralmirante Humphrey De Vere.
Sert bir adam mı?
¿ Es un tipo duro?
Ne sert adam ama!
Vaya...
Adamım, nasıl oluyor da siz beyazların bu kadar sert kıçları oluyor?
¿ Por qué los blancos no tienen ritmo?
Adam her iki ayağı ile üzerine bastı ve sert bir darbe indirdi : Krak!
Entonces se apoyó sobre... los dos pies y le dio un golpe.
Evlat, bu adam gerçekten çok sert, sana söylemiştim.
Salta a la vista que no es un tipo muy amable.
Hatırlayın, hafızam beni yanıltmıyorsa iddia makamı şunu demişti... "Eğer bir adam kanlı askeri geçmişimize karşı bu kadar öfkeli ve sert olabiliyorsa neler yapmaz ki?"
Y por eso, si la memoria no me falla, la acusación dice que si un hombre puede ser tan mordaz sobre nuestro pasado militarista,
Ben kendim, sert bir sinirli bir adamım.
Yo soy un tipo duro porque tengo nervio.
Erica, bir erkeğin sert kabuğu altında.. evcimen bir adam vardır... Televizyon seyretmekten, çekirdek çıtlatmaktan hoşlanan.
Bajo este cascarón que ves de un hombre angustiado y motivado... vive un hombre hogareño y cariñoso al que le gusta ver la tele y comer castañas... mientras la mujer a la que ama termina de leer una buena novela.
Paçalanmayacak kadar sert bir adam!
¡ Es una nuez dura de romper!
Bak, ben sert bir adam değilim.
Mira, no soy un tipo duro.
Tamam.Ben sert bir adam değilim.
Está bien. No voy a ser duro contigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]