Silahı al traducir español
4,599 traducción paralela
Silahı al.
Agarra el arma.
Silahı al Marco.
Coge el arma, Marco.
Silahı al.
Agarren el arma.
Alabildiğinizce silah alıp 17. Cadde ile JFK'in kesişimine getirmenizi istiyorum. Belediye Konağı'na yürüyeceğiz.
Así que quiero que consigais todas las armas que podais comprar y las traigais a la decimoséptima con JFK, y vamos a marchar hacia el ayuntamiento.
Tek yapman gereken, Brandon, tek yapman gereken silahını atmak ve ellerini kaldırarak yavaşça verandaya çıkmak.
Todo lo que debes hacer, Brandon... Todo lo que debes hacer es soltar el arma... y salir lentamente al porche con tus manos arriba.
Dinle bir daha dünyanın sonu geldiğinde bir silah al.
Escucha, la próxima vez que se acabe el mundo, coge una pistola.
Silah ateş alır, at ürker, kaçırır..
Suena el disparo, el caballo se asusta, arranca a correr.
Dün gecenin çoğunu Dion Stavros adlı silah tacirini araştırmakla geçirdim.
Pasé la mayor parte de la noche, poniéndome al día con un traficante de drogas llamado Dion Stavros.
Claire'e hemen güvenlik önlemlerini artırmasını söyle. Tetikte kalın, yanınıza biraz da silah alın.
Dile a Claire que aumente la seguridad en la casa ahora mismo, atrancad las puertas, tened armas preparadas.
Dion Stavros, dokuz yıldır Madrid'den silah taşımacılığı yapıyordu. En azından son zamanlara kadar. Evet, bunlar bildiğim şeyler.
Dion Stavros traficó con armas fuera de Madrid durante los últimos nueve años, al menos hasta hace poco.
Stavros ALC'ye silah satmak istiyordu.
Stravos quiere venderle armas al ALC.
O günden sonra çocuk bir daha kendine gelemedi. Eline bir silah alıp okuldaki bütün arkadaşlarını öldürmüş. Hem de hepsini.
El muchacho no fue el mismo después de eso acabó volviéndose loco matando a todos sus compañeros del seminario a todos, luego a sí mismo.
Ceneviz sırasında en az % 87 oranında silahı imha etti...
Al momento de "Génova", llevábamos destruido sólo el 87 %...
Banka'da silahınızı ateşlemeden önce, şüpheliyi uyardınız mı, Ajan Carlisle?
CUARTEL CENTRAL FBI ¿ Advertiste al sospechoso...? ¿ Antes de descargar tu arma en el banco, Agente Carlisle?
Kayanın yanında mala asılmaktan tutun sik yalar gibi silah yalamasına kadar günümüzün Jimmy Stewart'ı sensin.
Desde masturbarte al lado de un bloque a chupar una pistola como si fuera un pito. Verdaderamente eres el Jimmy Stewart de esta época.
Silah şovuna hoş geldiniz.
Bienvenido al show del cañon.
Bir görgü tanığı seni silahı Long Island Sound'a atarken görmüş. Biz de araştırdık.
Un testigo te vio arrojarla al estrecho de Long Island, así que lo dragamos.
Alımdan önce üstümüzün aranması ihtimaline karşı silah saklayacak bir yer bulalım.
Vamos, encontremos un lugar donde guardar el arma por si nos registra antes de la compra.
Hayatımı mahveden Senatör Terrence Pratt'i vurarak öldürdüm Peter Burke'ün silahını kullanarak.
Yo le disparé y asesiné al Senador Terrence Pratt... el hombre que arruinó mi vida, usando el arma de Peter Burke.
Olay yerine gideceğiz cinayet silahını bulacağız ve akbabaya akbabalık yapacağız.
Volvemos al escenario del crimen, encontramos el arma homicida, ¡ y le quitamos la carroña al buitre!
Silahını at ellerini başının arkasına koy ve yere yat!
¡ Suelte el arma! ¡ Ponga las manos detrás de la cabeza y tírese al suelo!
Bu yüzden Denny'nin silahını alıp ateş ettim.
Así que tomé la pistola de Denny y disparé.
Sorudaki söz konuzu silah Yüzbaşı Denny'ye aitti bana makul gelen kendini korumak için bizzat eteş ettiği.
Como el arma en cuestión pertenecía al capitán Denny, me parece totalmente plausible que él disparara... en defensa propia.
Bir silah mı? Gücünü Hulk'un gama enerjisinden alıyor.
Se trata de utilizar la energía gamma de Hulk para encenderlo.
Silahını yere at!
¡ El arma! ¡ Tírala! ¡ Al suelo!
Peter Burke'ün silahını kullanarak senatör Pratt'i vurup öldürdüm.
Yo disparé y asesiné al senador Terrance Pratt usando el arma de Peter Burke.
"Annie silahını al ve izleyicilerin acısına son ver."
Annie Saca Tu Arma... y haz que la audiencia deje de sufrir ".
Morozov, ona hırsız dediğimde, bana silah çekmek gibi bir hata yaptı.
El viejo Morozov cometió un error al sacar un arma cuando lo llamé ladrón.
Phil ile V-Lin'i silah deposuna gönder.
Envía a Phil y a V-Lin al almacén de las armas.
İyi. Çünkü sen, elinde silah olan adamı azarlamadan önce iyi gidiyordum.
Bien, porque me estaba yendo bien sin que reprendieras al hombre con un arma en su mano.
Onun sadece silah zulasına gelene kadar sakince durup çenesini kapatması gerek.
Él sólo necesita sentarse tranquilo y callarse hasta que lleguen al alijo de armas.
Ruh Alıcı kılıç sadece bir silah değil.
La Espada Soultaker no es solo un arma.
Özel müfettişim, Bayan Byrne'ün Count of Aquino olayında kullanılan silahı Byz-lats ile Sons of Anarchy'ye bağlayabileceğine inanıyordu.
Mi investigador especial creía que la Srta. Byrne podía vincular a los Byz-lats y a los Sons of Anarchy al arma que se usó en el tiroteo de Count of Aquino.
Oha. İşe silah getirmemen gerektiği konusunda oldukça eminim.
Vaya, estoy bastante seguro de que no deberías traer un arma al trabajo.
O çocuğun eline silahı veren şeytanı bulmak istediğini biliyorum.
Sé que quiero encontrar al demonio que puso el arma en la mano de ese niño.
Adama silahını geri ver.
Regrésale su arma al hombre.
Balistik inceleme sonucunda silahın yakın zamanda bir silahlı soygunda kullanılan bir Ruger 9mm olduğu ortaya çıktı. Soygunla ilgili daha kimse gözaltına alınmamış.
Los de balística han llegado hasta una Ruger de nueve mm. usada recientemente en una serie de atracos a mano armada.
Astsubay Wells'i öldüren silah, 15 yıl önce senin soygun davandaki silahla aynıymış.
El arma que mató al contramaestre Wells es el mismo arma de tu caso de robo de vehículo de hace 15 años.
- Zorla giren saldırgan geniş kalibreli bir silah kullanarak önce robotu öldürmüş.
Un solo tirador, entró por la fuerza, disparando un arma de gran calibre, primero le dio al agente judicial.
Ya bu silah, elektriksel kapasitesinin eşiği geçmesi için beyni aşırı yükleyip elektrik akımının boşalmasına sebep oluyorsa aynı elektromanyetik darbe gibi?
¿ Y si esta arma sobrecargó al cerebro más allá del umbral de su capacidad eléctrica, causando su descarga, como un pulso electromagnético?
İşte bu yüzden, ihtilaflı sınırdan fark edilmeden gizlice geçecek, bölücülerin kalesine girecek ve silahı 24 saat içinde etkisiz hale getirecek iki kişilik bir takıma ihtiyacım var.
Por eso necesito un equipo de dos hombres para infiltrarnos en la frontera en disputa entrar al fuerte separatista y neutralizar el arma, en las próximas 24 horas.
Suçluları hapisten kaçır ellerine silah ver- - al sana hazır ordu.
Tiene sentido. Permiten que se fuguen unos criminales, les dan armas... y tienen un ejército al instante.
Sanırım silahı var.
Ha estado mirando al senador. Creo que lleva un arma.
Sonra bıyıklı adam keklerin hepsini yiyor ve bayan bir silah alıp kafasına dayıyor ve şöyle diyor...
Y entonces, la familia con bigote vio los pasteles y entonces, la señora sacó una pistola y se la puso en la cara y le dijo...
Bu sürenin sonunda, silah alınamayacak. "
Y al final de ese año, no consigues un arma ".
Ben onu atmak, bir silah ile geldi.
Así que lo tiré al suelo, y llevaba una pistola.
Yani, kürsüde, Ben tanıklık davalı durdu onu gözlemledikten sonra elini koy ne çıktı bir silahın kabzası.
Así que en el estrado testifico que detuve al acusado después de observar cómo ponía su mano en lo que parecía ser la culata de un arma.
Ward, silah al.
Ward, toma un arma.
- Cinayet silahını sonunda teşhis edebildim.
- Al fin identifiqué el arma asesina.
- Al silahı.
- Toma la pistola.
Bu silah, Decatur yapımı, 38 kalibre Lobera,... yanlışlıkla ateşlendi ve müvekkilimin kocasını öldürdü.
Esta arma, una Decatur.38 Lobera, herró en el tiro y mató al marido de mi cliente.
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043