Sonuç olarak traducir español
2,515 traducción paralela
Sonuç olarak, çok sağlıklı seksüel merağı vardır.
En conclusión, tiene una sana curiosidad sexual.
Sonuç olarak demek istediğim, sence Alice ile iyi bir çift olur muyuz?
Así que supongo que lo que digo es, ¿ crees que Alice y yo haríamos buena pareja?
Sonuç olarak Rodriguez e dair bişey yok.
Miren, la conclusión es, no tenemos nada de Rodríguez.
Sonuç olarak bu konuda Robin'e katılıyorum.
Así que en conclusión, apoyo a Robin en esto.
Sonuç olarak, beni hindi yapacaksın, bir hafta içinde, bu kadar olacağını biliyoruz.
En pocas palabras, vamos a lograr que quede embarazada y en una semana, sabremos si lo logramos.
Sonuç olarak ülke büyük bir tehlike altında.
Como resultado, el país está en grave peligro.
Sonuç olarak, halka danışmak sonuç değil.
Esta idea de consultar a la gente, no esta funcionando.
Sonuç olarak, bu konuda yapılabilecek bir şey yok değil mi?
- Después de todo, no hay nada que hacer al respecto de eso, ¿ no? - No, señor.
Sonuç olarak da metro projesine karşı çıkmasına epey destek buldu. Cornwall her yeni fikri reddediyor.
Como resultado, ha ganado un apoyo importante por su oposición al proyecto del metro, también.
Yani, biliyorum büyük olay yaptım.. .. şu bütün yeni yılı son tarih yaparak.. .. ama geldi geçti ve sonuç olarak hala birlikteyiz.
Ya sé que di mucha importancia a lo del plazo de año nuevo, pero, bueno, ha pasado y todavía estamos juntos.
Sonuç olarak, Faso davasına tekrar atandın.
Como resultado, has sido reasignado al caso de Faso.
- Sonuç olarak çocuk kontratı imzaladı ve Railton alacağını sandığı 100 bini harcamaya başladı. ama Coleman çoktan bir çakallık yapmıştı, değil mi?
Así que el chaval firmó y el Railton empezó a gastarse las 100 mil libras que pensaban que habían obtenido por el traspaso, pero Coleman, había añadido una claúsula.
Sonuç olarak Coleman 5 bin pound kazandı ve bu Railton'a 100 bin pound'a mâl oldu.
Así Colemán consiguió 5 mi libras y le hizo perder 100 mil al Railton.
Sonuç olarak, Schultz'un 500 bin açığı var.
Resumiendo lo de Schultz ha ascendido hasta el medio millón de libras.
Sonuç olarak hep arkadaş oluyoruz. Sevişme bittiği anda.
Sí, y al final se terminó y acabamos siendo amigos.
Onlara hiç umut vermedin. Bak, Bayan Cobb bu tedavinin kocasına faydalı olabileceğini düşünürse kocası ile daha yakından ilgilenecektir ve sonuç olarak çalışmamızın başarı şansı da artar, anladın mı?
No quisiste darles ninguna esperanza, Mira, si la señora Cobb piensa que esto va a darle a su marido una oportunidad mejor, ella será una mejor cuidadora, y al final, tendrá una mayor probabilidad de éxito. ¿ De acuerdo?
Sonuç olarak Angelo bunları uzaktan izlemek zorunda kaldı.
Como resultado, Angelo fue forzado a observarlos de lejos.
Sonuç olarak Amerika istikrarını kaybeder, savaştan çekilir...
El resultado... América se desestabiliza y se retira de la guerra.
"ve sonuç olarak şahinler, diğer yırtıcılara kıyasla" " güvercinlerin korkulu rüyasıdır diyebiliriz..
Y, como resultado, las palomas sienten auténtico terror por los halcones, mucho más que a cualquier otra ave de presa.
Sonuç olarak Nimr şahsına münhasır bir canlı, gökyüzündeki en hızlı yaratık, Saatte 280 kilometre ile havadan avına dalabilir.
Después de todo, ella es un halcón peregrino... la criatura más veloz de los cielos, capaz de alcanzar los 280 kilómetros por hora en un descenso en picado.
Sonuç olarak doğayla başlıyor teknoloji ile devam ediyoruz, doğayla birlikte çalışıyoruz.
Por lo tanto, basándonos en la naturaleza y luego, utilizando la tecnología, trabajaremos con la naturaleza, en equipo con la naturaleza.
Havada 3 helikopterim var, yerde atvler ( 4 tekerli motorlar ) ve atlar var, Bir sığır izdihamı var, sonuç olarak, gerçekten, büyük bir baskı.
En tierra tengo un equipo con quads y caballos, tengo estampidas de ganado, aunque, en realidad, la mayor presión, creo que fue la seguridad de todo el equipo.
Sonuç olarak bir kapı kapanır, başka bir pencere açılır. Bazen o pencere kapanır,... ilk kapı tekrar açılır.
Así que resulta, que cuando una puerta se cierra y un ventana se abre, a veces esa ventana se cierra de golpe, y entonces la primer puerta se abre de nuevo.
Sonuç olarak giremedim.
Se acabó, no puedo.
Sonuç olarak, çok şanslı.
Después de todo tuvo bastante suerte.
- Sonuç olarak :
- Para concluir :
- Ve? Sonuç olarak birbirimizden nefret ederiz.
El resultado es, que nos odiamos unos a otros.
" Sonuç olarak Emily Prentiss birlikte çalıştığım en iyi ajan.
" Para concluir, nunca había trabajado con un agente mejor que Emily Prentiss.
Sonuç olarak bir an önce yeni bir CJ bulmam gerekiyor.
Mira, lo importante aquí es que necesito un nuevo CJ rápidamente.
Biliyorum ve sonuç olarak işte buradayız.
Lo se y justo al final, pero ahí estamos.
Juan Borgia sana boynuz taktı ve sonuç olarak sen de karın Nannia'yı öldürdün.
Juan Borgia, os convirtió en un cornudo... y como resultado, vos mataste a tu esposa, Nannia.
Bir zamanlar bir ilişkin vardı, aşıktın ama kötü sonuçlandı ve sonuç olarak derinden yaralandın.
Tuviste una relación, te enamoraste, pero acabó mal, y estás muy herido por eso.
Sonuç olarak atölyenizin kredi seviyesini yenilemeye karar verdik.
Estamos listos para renovar la línea de crédito de su astillero.
Sonuç olarak, çözülmemiş bir olay bir yıl önce işlenmiş bir cinayet.... ayarladığından şüpheleniyor ama ellerinde kanıt yok.
Bueno, en resumen, es un caso muerto. Un homicidio de más de un año sin resolver. La Policía sospecha que la víctima fue elegida...
Sonuç olarak karşıma çıkan her yarışmacı bir sorun anladın mı?
En consecuencia, todos los competidores son unos obstáculos molestos, ¿ entiendes?
Sonuç olarak günlük basit işlevleri yerine getirmek mümkün olmaz.
Al final no conseguirá realizar las acciones cotidianas más básicas.
Sonuç olarak ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer?
Sonuç olarak onları zorlarsan bunu yapmayı bir daha göze alamazlar.
Después de todo lo que tú les has quitado no se lo pueden volver a permitir.
Sonuç olarak aramıza bir şeyler girdi.
Al final, algo se interpuso entre nosotros.
Yani, sonuç olarak, Verd Agra'nın ana kazanç kapısını tehdit ediyorsun.
Y, claramente, en el fondo amenazas a Verd Agra.
Sonuç olarak oradan ayrılmak zorunda kaldım.
Entonces tuve que dejar a mis suegros.
Sonuç olarak, eğer Ian bir zombi değilse başka biri onu taşıdı.
Así que, a menos que estemos diciendo que Ian es un zombie, alguien movió el cuerpo.
Sonuç olarak ucu ucuna yetişebileceğiz!
A duras penas lo hicimos.
Sonuç olarak gerçeklik tahmin ettiğimizden daha da tuhaflaşıyor.
Así que la realidad resulta ser más extraña de lo que nunca imaginamos.
Sonuç olarak sıradan bir kuantum bilgisayarı bile tüm evren büyüklüğündeki klasik bir bilgisayardan yüzlerce kez daha güçlü olabilir.
Como resultado, incluso un diminuto computador cuántico con unos cientos de bits cuánticos podría ser más poderoso que un computador clásico del tamaño de todo el universo.
Ama sonuç olarak, gerçekliğin en iyi tanımı şu : sorular sorduğumuz müddetçe devam edecek olan, evrenle ettiğimiz zekice bir sohbet.
Pero al final, la realidad tal vez es mejor definida que continuará mientras hagamos preguntas.
Ama sonuç olarak sen de göreceksin ki yaptıkları şey sana hiç yardımcı olmamış.
Lo que hicieron está mal.
Herneyse, sonuc olarak benim coktan odedigim faiz borcun tamamindan daha fazla.
Bueno, lo que importa es que el interés que he pagado ya ha pagado de sobras el préstamo
Yani, sonuç olarak boşanmadım.
Significa que, después de todo, no estoy divorciado.
Konu, ailenin duygusal olarak sonuç ne olursa olsun, buna hazır olması. Ne dedi?
Es sobre como de preparada emocionalmente está su familia para tratar con lo que venga, con lo que sea que venga.
Yani sonuç olarak onu da biz ödeyeceğiz.
O sea que al final lo pagamos nosotros.