Sonuçlar traducir español
14,199 traducción paralela
Hata yapıyorsun, o sonuçlar benim değil.
Cometió un error, esos no son mis resultados.
Yaptığın her seçimin sonuçları olacak.
Habrá consecuencias por cada elección que tomes.
Kendi işini kendin yap yoksa sonuçlarına hepimiz katlanırız.
Levantas tu propio peso o todos pagamos las consecuencias.
Şimdi neden ve sonuçları düşünmeye başlamanız için iyi bir zaman.
Ahora sería un buen momento para empezar a pensar en causa y efecto.
İtaatsizliğin sonuçlarından bahsetmiştim.
Quise decir lo que dije acerca de las consecuencias del incumplimiento.
Bunu ne kadar söylesem az. Sonuçları...
Las consecuencias podrían ser...
Şu geminin tarama sonuçlarını göster.
Deme un holoescaneo de esa nave.
Ken Mersey'nin sonuçlarına katlanmayacağını söyleyemem.
No te voy a decir que Ken Mersey no tenía merecidas las consecuencias.
İnsanların, umutsuzluğun sonuçlarını görmeleri için.
Para que las personas puedan darse cuenta de cómo puede terminar una persona indefensa.
Biyopsi sonuçlarınız çıkmış.
Pero tengo estos resultados aquí de su biopsia.
Eylemlerinin olumsuz sonuçlarını düşünmede yetersiz.
No puede calcular las potenciales consecuencias negativas de sus acciones.
Emin ol ki bunun sonuçları olacak.
Te lo prometo, habrá consecuencias.
Daha iyi sonuçlar istiyorum.
Necesito mejor trabajo.
Senden, hepimizden daha iyi sonuçlar istiyorum.
Necesito mejor trabajo de ti, de todos nosotros.
Küçük Roger Wood, tekne motorlarından bir prevane ucu kopardı çocuk Niagara şelalesinin ucuna gittiğinde, üzerinde bir can yeleği ve yüzme takımından başka bir şeyi yoktu hiç çizik bile almadı tekne şoförü yıpranmış ve boğulmuştu harika hikaye aynı yolculuk, farklı sonuçlar
El pequeño Roger Wood... un pasador en la hélice deshace el motor de su embarcación. El muchacho se acerco al borde de las Cataratas del Niagara... con nada más que su chaleco salvavidas y su traje de baño. Ni un rasguño.
Bunlar annenin bazı test sonuçları.
Estos son los resultados de los exámenes de tu madre.
Sonuçların onunla üstünden geçtik.
Fui por las consecuencias con él.
Ya sonuçlar aynı çıkarsa?
Y ¿ si muestran los mismos resultados?
Sakın hislerimle oynama genç adam çünkü bunun sonuçları olur.
No juegues conmigo, joven, por que habrá consecuencias. No, vamos a terminar el cuarto del bebé.
Sonuçların bu ülke için, halkım için ne anlama geleceğini biliyor musunuz?
Sabe lo que significaría un descubrimiento para este país para mi pueblo.
Endişeli kalabalık Piccadilly Meydanı'nda toplandı sonuçlar tek tek işaretlenip ilan edilecek.
Las multitudes ansiosas se reunieron en Piccadilly Circus mientras, uno por uno se determinaron los resultados y fueron anunciados.
Genetik değiştirme çalışmalarının feci sonuçları oldu.
Las alteraciones genéticas tuvieron consecuencias desastrosas.
Hislerini anlıyorum ama yapacağın şeyin, dünyadaki herkes için sonuçları olacak.
Entiendo cómo te sientes, pero lo que estás por hacer... tiene repercusiones para la gente de todo el mundo.
Deneyecekleri bir şey daha var, üstelik bu seferki ilacın çok iyi sonuçları var.
Solo hay una cosa más para intentar y es un tratamiento que tuvo muy buenos resultados.
30 megatonluk nükleer bombayı yanlış bir yere koysaydım bunun sonuçları olacağının farkında olurdum.
Si perdí dos misiles de 30 megatones puede estar seguro de que habrá consecuencias.
Sonuçlar?
¿ Consecuencias?
Sonuçları olacağından emin ol.
Claro que habrá consecuencias.
"Sonuçlar"?
¿ "Consecuencias"?
Hareketlerinin sonuçlarını düşün, lütfen.
Por favor considera las consecuencias de tus actos.
Bay Owens, harika sonuçlar bekliyorum.
Sr. Owens, espero grandes cosas de usted.
Sınav sonuçlarım için çağırdıysanız...
Si esto es sobre mis exámenes...
Şey... - Sınav sonuçların değil Conor.
No es sobre tus exámenes, Conor.
Hiç durma, ama yaparsan... sonuçlarına katlanmaya hazır olun.
- Adelante. Pero si lo haces, prepárate para sufrir las consecuencias.
Böyle hissetmezsin, geri çekilmen lazım Çünkü buradaki sonuçların çok ince.
Sabes que no es así, necesitas relajarte porque las consecuencias son serias.
Arthur, laboratuar sonuçları üzerinde oynadı. - Çünkü FDA'nın onaylamayacağını biliyordu.
Arthur hizo cambios a los resultados internos de laboratorio porque sabía que la FDA no los aprobaría.
İlaç denemelerinin gözlem ve sonuçlarını bilerek değiştirdiler.
Cambiaron a sabiendas la observación y conclusión de las pruebas de la droga.
Ve bu adamı, ilaç sonuçlarını değiştirmekle mi suçlayacaksın?
¿ Y lo acusara de manipular las pruebas de la droga?
Sonuçlar az çok yerinde. Gerald Ashborne'nin olayında ise, yayılma kaybı var.
Los resultados son un tanto chocantes... y en el caso del difunto Gerald Ashborne, un fallo bastante estrepitoso.
Sonuçlar bu sabah geldi.
Los resultados llegaron esta mañana.
Roddy'nin sonuçlarına bir göz attım.
Revisé los efectos personales de Roddy.
Kene hastalığı dahil tüm sonuçlar negatif. Toksoplazmoz, kriptokokus, verem ve daha daha fazlası.
Todos los resultados salieron negativos, incluyendo la enfermedad de Lyme, toxoplasmosis, criptococos, linforeticulosis, tuberculosis, y muchas, muchas más.
Tomografi sonuçlarınıza baktım.
He echado un vistazo a los TAC.
Ama bunun sonuçları korkunç olacak.
Pero habrá graves consecuencias.
Diğer insanların hayatlarından sorumlu olmanın ne demek olduğunu hiç bilmiyorsun. Çünkü sonuçların olmadığı ve kimsenin zarar görmediği bir hayal dünyasında yaşıyorsun.
No tienes ni maldita idea... lo que es tener la responsabilidad de la vida de otros, porque vives en una tierra de cuentos de hadas, donde no hay consecuencias y nadie saldrá herido nunca.
Evde kalmanın sonuçları çok ağır olabilir.
El riesgo es muy alto si se queda en casa.
New York Eyaleti'nin anket sonuçları geliyor.
Las encuestas indican que Nueva York y otras ciudades...
Ve bana karşı itaatsizliğin sonuçlarının farkındasın.
Y sabes lo que les pasa a los que me desobedecen.
Sonuçlar.
Los resultados.
- Hastanın sonuçları geldi.
- Aquí están los resultados del dos.
- Mamografi Test Sonuçları
URGENTE
Mümkün olduğunca çabuk sonuçlar hakkında bilgi vereyim.
Avísame de los resultados lo antes posible.