English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ T ] / Tavsan

Tavsan traducir español

6,280 traducción paralela
... yoksa İngiliz basının tabir ettiği şekilde Tavşan Jessica mı?
O "Jessica Rabbit", según fue descrita... por los medios de comunicación británicos.
Sally de aynı annesi gibi tavşan yahnisi yapar.
Y Sally prepara un estofado de conejo igual al que su madre preparaba.
Bir gün tavşan avlamaya gideriz.
Iremos a cazar conejos algún día.
Her yere tavşan topakları atıyordu.
Arrojando estiércol de conejo por todas partes.
- Tavşan yuvasına girmeye hazır mısınız?
Muchachos listos ir por el hoyo del conejo?
Tavşan, sincap, geyik,
Conejos, ardillas, venados...
Tavşan kakası olsa gerek.
Yo diría que son de conejo.
Daha önce tavşan pişirdin mi?
¿ Habías cocinado un conejo alguna vez?
ben çok nadir kan gördüm, tavşan, keçi, geyik dışında.
Yo miro siempre escasos en la sangre, pero la de las liebres, cabras, y la carne de venado.
Geç kalmış bir tavşanın aceleyle koşturmasını izledi,
Busca a un conejo que llega tarde a alguna parte.
Çok üzgünüm, tavşan suratlım.
Lo lamento, carita de conejo.
Şu an erkek erkeğe konuşmanın zamanı mı bilmiyorum. Nerdeyse geldik, tavşan suratlı.
No se si es el tiempo de un hombre a hombre.
Dayan, tavşan surat, tamam mı?
Ahora, tu aguanta ahí, conejito, ¿ De acuerdo?
Nerdeyse geldik, tavşan surat.
Casi estamos, conejita.
Sonra tavşanın içine at.
Y ahora le tiraremos el conejo.
Hayır, tavşan değil!
¡ Conejo no!
Onlar burada tavşan yemiyor. Evcil hayvan olarak besliyorlar.
No, conejo no comen, aquí, los tienen de mascota.
Arka bahçesinde tavşan yetiştirdiği bir kafes vardı.
Tenía un corral en su patio trasero donde criaba conejos.
Victor Olson'dan bir tavşan daha mı kaçtı?
¿ Otra carrera de conejos para Victor Olson?
Orada daha çok tavşanım var.
Tengo más conejos dentro.
Ben şanslı tavşan ayağımı getirdim.
Traje mi pata de conejo de la suerte.
Tavşan ayağımsın.
Mi pata de conejo.
"Ama tavşan yeleğin cebinden saati alırken Alice sessizce durup onu izliyordu."
"Sin embargo, cuando el conejo sacó un reloj " del bolsillo del chaleco, " Alice se quedó en silencio, mirándolo
- Müşterilerle aynı zamanda. - Bizim tavşan yemeği yememizi mi bekliyorlar?
- Lo mismo que los clientes. - ¿ Esperan que comamos comida para conejos?
Bu tavşan yemeği değil.
No es comida para conejos.
Bu doğru tatlı tavşanım.
Bueno, es la verdad, conejito. Espera.
Hatta ondan daha muhtaçsın. En azından tavşan tek başına yaşayabiliyor.
Peor aún, al menos un conejo puede sobrevivir solo.
- Hâlâ duruyor mu o tavşan?
- ¿ Todavía tienes ese conejo?
- Tavşan deliği o.
- Es una búsqueda tonta.
Buraya yaptığın işleri bilerek gelip sen yapmayasın diye şapkadan tavşan çıkarmamı umdun.
Llegaste aquí sabiendo lo que tenías que hacer, con la esperanza de que hiciera algo sorprendente así no debías hacerlo tú. Conozco a la chica.
Bu tavşan olayı, harika.
Esto de conejo, fantástico.
Tilki, tavşanın çığlığını duyunca koşarak gelir.
Cuando un zorro escucha el grito de un conejo, llega corriendo.
Bir tavşan, iki tavşan.
Un conejito, dos conejitos.
Tavşan suratı yap bakayım.
Pon cara de conejo.
I II o tavşan deliğinden aşağı gitmiyor söyledi.
Dije que no iba a bajar a la madriguera del conejo.
Tavşan ayağı, üç yaprak gonca ; bunlar şans içindir.
Eso da buena suerte.
Ben tavşan mıyım, Jillian?
¡ No soy un conejo, Jillian!
Merhaba, tavşan.
Hola, conejo.
Aşk tavşanım?
¿ El conejo del amor?
Tavşanım, neredesin? Vuh. En sevdiğin kıyafeti giydim.
¿ Dónde estás, conejito? Llevo tu conjunto favorito.
Ian, aşk tavşanım...
Ian, mi conejito del amor...
Tavşanım? Aaaa! Hey!
¿ Conejito? Dios.
Tavşanım?
¿ Conejito?
- Yaban tavşanı falandır Jake. - Yaban tavşanı mı?
Sólo es una liebre, Jake.
Tavşan çaldığı için onu öldürecek misiniz?
¿ Ustedes lo mataran por robar unos conejos?
Tavşan gibi be.
Vamos. Ahí va.
Tavşan bana ait.
Colita de algodón me pertenece.
O elindeki tavşan benimdir, oğlum.
El conejo que sostienes... ha sido reclamado, niño.
Senin dışındaki kimse boktan bir tavşanın yarısıyla ilgilenmiyor.
No había nadie más por aquí... interesado en un maldito colita de algodón, excepto tú.
Tavşanını aldın mı, Daryl?
¿ Tomaste su conejo, Daryl?
Daryl tavşanın yarısını almadığını söylüyor.
Daryl dice que no tomó la mitad de tu conejo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]