Tavşan mı traducir español
1,220 traducción paralela
Başka bir zaman. Birkaç tavşan mı getirdiniz bana?
Vamos, Jessup, nos vamos.
- Tavşan mıydı?
- ¿ Un conejo?
Tavşan mı? Çok güzel!
Conejo, ¡ qué bueno!
Ne getirdin, tavşan mı?
Colqhoun, ¿ qué tienes?
Tavşan mı?
¿ Con conejo?
Haziran tavşanı yakaladınız mı hiç?
Atrapaste algún escarabajo hoy?
Tanrım, büyük bir tavşan rock festivali gibi.
La manera en que lo veo...
Ortalıkta koşuşturan birkaç yüz tavşanımın olmasını çok isterdim.
¿ vinieron por la nueva carretera? No, dimos un rodeo por Yemen del Sur.
Sürüyle tavşanımız var! Üzgünüm Ted.
De todos modos, antes de que veamos el zócalo
İster eski kafalı de... ama ben tazıların tavşan peşinden koşması yaklaşımını tercih ederim.
Yo no salté por la ventana. Lo hiciste. Saltaste por la ventana.
Harvey Keitel'mi? Tanrım, Dougal nasıl olur da bir tavşan...
Bueno, se me ocurrió que era un poco increíble.
Benim bombalarımı mı yoksa tavşan gülümü mü?
¿ De bomba o de tierna?
Cuma için tavşan yahnisi hazırladım.
Caliéntalo media hora a 180 grados. Te he hecho conejo en salsa para el viernes.
"Çok tavşanımız var."
'Tengo muchos conejos'.
Evet, ben lanet Energizer pilleri tavşanıyım da ondan.
Soy como el conejito de las pilas.
Beni tutuklayacak mısın, tavşan?
¿ Me vas a arrestar, conejito?
Tavşan alır mısınız?
¿ Se quedará a comer?
Beni merak etmeyin. Sanırım tavşan yüzünden...
No se preocupe por mìì, habrà sido el conejo.
Katil hala peşinde - evet o tavşanı bi daha bulacağımızı sanmıyorum - o tavşan değil, Hare
- Una persecución genial. - La mejor. - No volveremos a ver a ese conejo.
Eskiden küçük bir yavru tavşanım vardı.
Sabes, hace mucho tiempo yo tuve un pequeño conejito.
Loretta, tatlım, sihir istiyorsan öne eğil de kıçından bir tavşan çıkarayım
Loretta, querida, si buscas magia, Inclínate ahí. Y yo mismo sacaré un conejo de tu culo.
Şaka mı yapıyorsun be? Bunu Paskalya Tavşanı mı yaptı?
¿ El conejo de Pascua te hizo esto?
Yok efendim, tavşanımız var.
- No, señor. Sólo un conejo.
Şifreyi kırmak için 45 dakikan var, anlaşıldı mı? Çocuk oyuncağı Tavşan.
Tienes 45 minutos para descifrar la clave. ¿ Entendiste?
Gelecek sefer kulağından tavşan çıkaracağım.
- ¿ Reglas?
Küçük bir çocukken benim de tavşanım vardı.
Tenía un conejo cuando era pequeño.
Bir çift tavşanımız var. Siyah ve beyaz. Derileri dışında aynılar.
Tenemos una pareja de conejos blancos y negros, si les quitas la piel, seguirán iguales.
Tavşanımı rahatsız etmeyi kes! Zengin babana geri dön.
Oye, eso no se hace, mi conejo.
O tavşanı yakaladın mı? Yakaladın mı?
¿ Atrapaste a ese conejo?
O çiti o kadar derin yaptığım zaman, tavşan zaten içerdeydi.
Cuando construí la cerca nueva, ya estaba dentro.
Pekala, tavşan, Kahraman dostlarını topla bakalım.
Bueno, conejo, junta a tus amigos de los Looney Tunes.
Ne o, paskalya tavşanı mı bekliyordun?
¿ Esperabas al conejito de Pascuas?
Kedi kendine düşüyorsun, "ne yapayım, bilmiyorum, dostum. Tavşanı nasıl öldüreceğimi bilemiyorum". Bununla, tavşanı nasıl öldüreceğini bilmiyorsun.
Y piensas, "No se lo que voy hacer, no se como matra al conejo" Con estas, no sabes como matar a un conejo.
- Kariyerin önce gelir tavşanım.
Tu carrera es lo primero, Pooky.
Erkek dostu lezbiyen mi, erkek düşmanı lezzo mu Noel Baba mı, yoksa Paskalya Tavşanı mı?
¿ La lesbiana amigable con los hombres? ¿ La tortillera que odia a los hombres? ¿ Santa Claus o el conejo de pascua?
Tavşanı kutuya koysan olmaz mıydı?
¿ Porqué no pudiste guardar el conejo en la caja?
Bir keresinde rüyamda, şu mekanik televizyon tavşanıydım.
Tuve uno donde era ese conejo mecánico de la TV.
- Tavşan kıçımı öpsün.
- Ese conejo puede besar a mi asno.
- Ben bir tavşanım!
Soy un conejito.
Tavşanımı gören var mı?
¿ Alguien ha visto un conejo?
Kadife Tavşan! Aman Tanrım.
¡ The Velveteen Rabbit!
Burada da, tavşanlar ile balıkları birleştirerek, küçük tavşan balıkları yaptım.
Conejos con peces, para hacer conejitas acuáticas.
Düşünüyordum da, ana karakteri tavşan yapalım.
Estaba pensando, hacemos que el personaje principal sea un conejito.
- Tavşan daha önce kullanılmadı mı?
No ha sido hecho la cosa del conejito, ¿ en serio?
Senin bir fikrin yok, tatlım, yani tavşan olsun, tamam?
No tienes nada, cariño, por lo que va a ser un conejito, ¿ de acuerdo?
Tavşanı seni istiyorsun diye seçtim, Tamam mı?
Utilicé el conejito por ti, ¿ de acuerdo?
Sanırım Koç Klein, sonunda şapkasındaki tavşanı çıkardı.
El entrenador Klein tiene trucos en la manga.
O bir tavşan ayağı mı?
Bobby : Es que el pie de un conejo?
Tavşanımı yer mi?
- ¿ Se comerá a mi conejito?
- Ona Gardens'ta olacağımı söyledim. Gitmeden tavşan ayağımdan kullanmanı istiyorum.
Antes que te vayas,... quiero que uses de mi raíz de John, el conquistador.
.. benim sıcak tavşanım...
Lindo conejito...