English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ T ] / Tuttum onu

Tuttum onu traducir español

545 traducción paralela
Tuttum onu Ben
¡ Agárralo, Ben!
Tuttum onu.
Qué tontos.
Oh, Tuttum onu!
- ¡ Lo tengo! ¡ Sí!
Kilitli tuttum onu sürekli. Nereye koymuştum onu?
Por si acaso, lo dejé bajo llave.
Devam edin! Tuttum onu.
Ala, meta la velocidad.
- Tuttum onu.
- Lo tengo.
Tuttum onu.
Ya lo tengo.
Tuttum onu.
Le tengo.
Tuttum onu.
- Le tengo.
Tuttum onu.
- Bien, lo tengo.
- Tuttum onu?
- Ya la tengo.
Yakaladım, tuttum onu.
Ya lo tengo.
Tuttum onu!
Lo tengo!
Tamamdır. Tuttum onu.
Lo tengo.
Tuttum onu!
¡ Lo tengo!
- Kapıyı beklemesi için tuttum onu.
! - Lo he contratado de patovica.
Tüm gece kollarımda tuttum onu sisli, sırılsıklam çiğden uzak tuttum onu.
La abracé toda la noche para protegerla del rocío brumoso.
Onu tuttum!
¡ Lo tenemos!
Tut onu, Jeff. - Tuttum, tuttum.
Sostenlo, Jeff.
Onu tuttum.
¡ Ya lo tengo.!
Küçük yaşta başladım. Onu hep kendimden önce tuttum.
Empecé pronto y lo veo todo ante mí.
Sakin olun. Onu tuttum, Bay Caldwell.
Ya está, ya lo tengo Sr. Caldwell.
Ben onu tuttum.
Yo la contraté.
O kiralık balık teknesinde... onu ne kadar tuttum bilemiyorum, fakat sonunda herşeyi yumurtladı.
No sé cuánto tiempo fue el que tuve que dejarle allí... Yendo a la deriva en un barco de pesca rentado... pero al final dejó caer todo.
Onu zor evde tuttum. Ne zaman savaştan haber gelse homurdandı.
Despotricaba y deliraba cuando había noticias de un combate
- Alan, onu çocuklarım için tuttum.
- Alan, la contraté para mis hijos.
Onu tuttum, fakat kaydı ve küçük kızım sele kapıldı.
La cogí, pero resbalé y el río se llevó a la niña.
Onu tuttum.
Te tengo.
- Onu ben tuttum.
Es una empleada.
Onu sadece bir sebeple hayatta tuttum :
¿ Por qué sólo le interesa el mexicano? Vi como lo miraba.
Onu istediğimi kafama koyar koymaz hamama gidip mis kokulu bir sabunla kendimi yıkadıktan sonra onun evinin yolunu tuttum.
Una noche, decidí seducirlo. Me di un baño y usé jabón perfumado. Y me fui a su casa.
Onu içerde tuttum.
Y la mantuve dentro de la cabina.
Sözümü tuttum! Onu öyle mutlu ettim ki bu gece benim adıma bir parti veriyor!
Hice lo que les prometí, le ha gustado tanto que va a dar una fiesta para mí esta noche.
Onu sıkıca tuttum, elimden bırakmadım.
Me aferraba fuertemente a tu carta.
Catherine'i ben tuttum ve sen... onu kendine yardımcı olarak işe aldın.
Me decanto por Catherine aún y ella escuela primaria vicio para ti.
Mario, onu tuttum!
Mario, ¡ Lo tengo!
Onu tuttum.
¡ La recuperé!
Sonra onu böyle tuttum!
¡ Y le torcí el brazo así!
Zordu, ama onu orasından tuttum...
Ella era resistente. Pero yo la apresé en el viejo...
Onu burada saklı tuttum.
La mantuve oculta aquí.
Onu bu şekilde canlı tuttum!
¡ La mantuve viva de esa manera!
Ve ben onu tuttum ve karım da sıkıca bağladı.
Y lo agarré y mi esposa lo ata bien.
Bir gün onu hızlıca yakalayıp tuttum.
Entonces un día lo levanté rápido y lo sostuve.
Ben onu tuttum!
¡ Lo tengo, señora!
Onu bu yüzden tuttum.
Para eso la tengo.
Onu tuttum.
Ya lo tengo.
- Onu tuttum.
- Bien, ya lo tengo.
- Onu tuttum.
- Ya la tengo.
Sar onu! - Bir tane tuttum!
- Sácala, sácala.
Onu burada tuttum, biliyorsun, tam burada, çok uzun süre. Ve şimdi... Kolumu nasıI indireceğimi bilmiyorum.
La he apartado... así así durante tanto tiempo que ahora no puedo sacar la mano.
- Onu tuttum efendim, tamam!
Lo tengo, señor, Lo tengo. Solo suéltelo, por amor de Dios.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]