English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ U ] / Unutmazsın

Unutmazsın traducir español

370 traducción paralela
"Umarım SEN de bunu unutmazsın!"
"¡ y espero que TÚ tampoco lo olvides!"
Artık unutmazsın.
Recuérdalo.
- Unutmazsınız, değil mi?
- ¿ No olvidará eso?
Gördüğün gibi, bunu artık unutmazsın.
No lo olvides.
Hayatım, bundan sonra her sabah portakal suyu olacağını unutmazsın, tamam mı?
¿ Podrás recordarlo, querida? Zumo de naranja, todas las mañanas.
- Sulamayı unutmazsınız, değil mi?
- ¿ Les darán agua, no?
Unutmazsın, değil mi?
No lo olvidarás, ¿ verdad?
Eşyalarını hemen buraya bırakacağım böylece giderken unutmazsın.
Dejaré sus cosas aquí para que no las olvide.
Bunu unutmazsınız değil mi?
¿ Podrían recordar eso?
Sizi uyradığımı unutmazsınız değil mi?
- ¿ No olvidará que le advertí? - Váyase.
- Unutmazsınız değil mi, hakim?
- No se olvidará, ¿ verdad, Juez?
Güreşçiyseniz unutmazsınız.
Una vez se es luchador, nunca se olvida.
Ama şu altını unutmazsın değil mi?
- Sí, pero el oro no.
Pekâlâ, yemek tarifini unutmazsın, değil mi?
- No se olvide de la receta.
- Purolarımı unutmazsınız değil mi?
- ¿ No te olvidarás de esos cigarros?
Şimdi unutmazsın.
Ahora ya no puedes olvidarte.
- Böylece, arkadaşın olduğumu unutmazsın.
Así no olvidarás que soy tu amiga.
Ablamı bir kere gördüyseniz, asla unutmazsınız.
Una vez que la ve, no la olvida jamás.
Bunu unutmazsın, değil mi?
No lo olvidarás, ¿ verdad?
Piyanonun tozunu almayı unutmazsın, değil mi, Francie?
No te olvidarás de limpiarlo, ¿ verdad, Francie?
Umarım bu yeminini unutmazsınız.
Bien, espero que no lo olvide.
Olur. Artık beni de unutmazsınız, Değil mi?
Sí, y algún día de estos acuérdate de mí.
Aynı şeyin senin için de geçerli olduğunu unutmazsın umarım.
Vd. también, o le encerrarán a Vd.
Tamam. Ne kadar perişan bir halde olduğumu unutmazsın umarım.
Bien, pero recuerde que estoy débil.
Ben şükrederken sen de görevlerini ve gözetmenliğini unutmazsın umarım.
Mientras yo doy gracias, espero que tú no olvides tus deberes de vigilante.
Anlaşmamızı unutmazsın, değil mi?
¿ No olvidarás nuestro acuerdo?
- Unutmazsın değil mi?
- ¿ No lo olvidará?
Unutmazsınız değil mi?
No se olvidará, ¿ verdad?
Yarın geceki oyunu unutmazsın değil mi?
¿ No olvidará el juego de mañana?
Onun ki gibi bir ağız gördüğünde hiç unutmazsın değil mi?
Una cara así, si la hubiera visto, la reconocería, ¿ eh?
Beni unutmazsın değil mi?
¿ No me olvidarás?
- Unutmazsın, değil mi?
- No te equivocas, ¿ eh?
Tabii ki unutmazsın Matt Amca.
Claro que me conoces, tío Matt.
Bu benim küçük işimi, umarım asla unutmazsın.
Pero ese es mi pequeño trabajo, asegúrame de que nunca lo olvides.
Arkadaş olduğumuzu unutmazsın, değil mi?
Luego no olvides que somos amigos.
- Unutmazsın değil mi tatlım?
- ¿ Tratarás de recordarlo, querida?
İyiliği unutmazsın, ha? Sağ kolun ta buraya kadar, ha?
¿ Conque no olvidas un favor, tu brazo derecho hasta aquí?
Oh, Sen bunu asla unutmazsın, Waldo.
No te creo, Waldo.
O mektubu unutmazsın, değil mi?
No se olvidará de la carta.
- Unutmazsın değil mi?
- ¿ No te olvidarás?
Büyük harf J ile korunuyorsun Bunu asla unutmazsın seni gönderene kadar
Estás marcado con una J mayúscula que no olvidarás hasta que te llegue el final.
- Unutmazsın ya?
- ¿ No lo olvidará?
Eğer parayı bulursan, dostlarına da bunu söylemeyi unutmazsın, değil mi?
Si por casualidad encuentras la pasta no te olvidarás de comunicarlo a tus compañeros ¿ verdad?
Umarım o zaman senden istediğim şeyi unutmazsın.
Espero que no hayas olvidado lo que te pedí entonces.
ve iplik istiyorum, mavi iplik, unutmazsın değil mi.
Y quiero hilo, hilo azul, no vayas a olvidarte
Umarım unutmazsınız. Köpekler nasıl?
- ¿ Cómo están los perros?
Bütün cesaretimle söylüyorumki... Amerikan çölündeki böyle bir geceyi de unutmazsınız... Clendennon Kalesindeki bu akşam yemeğini.
Oso decir que una noche, de aquí unos años se acordará de otra noche extraña en el desierto americano cuando cenó en Fort Clendennon.
Anneye bir şey söylemeni istiyorum. Unutmazsın, değil mi?
Quiero que le digas algo a mamá para mí. ¿ Te acordarás?
Hiç unutulur mu? Sen unutmazsın.
Qué te vas a olvidar.
- Artık unutmazsın.
- Ahora, recuérdalo.
Unutmazsın değil mi?
Te lo pensarás?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]