English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ U ] / Unutmus

Unutmus traducir español

2,878 traducción paralela
Onlar kim olduklarını unutmus ama ben unutamadım.
1060 ) } Supongo que ellos han olvidado. 1060 ) } Supongo que ellos han olvidado. 1060 ) } Yo no puedo.
0 kahrolası minibüsü kilitlemişim Ahmak herif o tenekeyi kulüpte unutmuş olmalı.
Tal vez él se olvidó esa basura en el club.
Sizinle tanıştığımızı unutmuş olamayız.
No creo que hubiéramos olvidado haberte conocido.
Sen de Lifetime'ın Futbolcu Ninja Anne filminde oynadığımı unutmuş gibisin.
Olvidas que hice mis propias escenas de especialista en Locos en Alabama.
Sanki bilmemkim i çoktan unutmuş.
Es como si ya se hubiera olvidado de "¿ cuál-es-su-nombre?"
Birisi kurutma makinesinde bozuk para unutmuş gibi.
Suena como si se hubieran dejado calderilla en la secadora.
Şapkasını arabada unutmuş.
Olvidó su gorro en su coche.
Bayan Veronica, kemanınızı unutmuş görünüyorsunuz.
Señorita Verónica, me parece que olvida usted su violín.
Hepiniz beni unutmuş.
Olvidaros de mí
Sanırım devlet buranın var olduğunu unutmuş.
Pienso que nuestro gobierno olvidó que este lugar existía.
Anlaşılan kolej çocuğu elektronik el frenini indirmeyi unutmuş.
Parece que al universitario se le olvidó poner el freno. Que lastima.
Dave ile buluşmak için geldim. Aynı zamanda saatini benim dairemde unutmuş bir adam. Harika.
Estoy aquí para encontrarme con Dave.
Anahtarlarını arabada unutmuş, ona yardım ediyordum.
Encerró sus llaves en el coche y lo estaba ayudando.
Unutmuş olabilirim.
Puede que me haya olvidado de hacer eso.
Geceyi arkadaşın Barney'le geçirdim fakat cep telefonunu yanlışlıkla dairemdeki çöpte unutmuş.
Pasé la noche con tu amigo Barney y accidentalmente se dejó su teléfono en mi apartamento, en la basura
Çok fazla içirdiğimiz için kendilerini kaybedip her şeyi unutmuş olmalılar.
- Les dimos demasiado. Perdieron el conocimiento y la memoria.
Monique kamerasını unutmuş. Almak için süite çıktı.
Monique olvidó su cámara, así que subió a la suite para cogerla.
- Dün gece unutmuş muyum?
¿ Lo olvidé anoche?
Parayı istememin nedeni, ben ve Eldridge,... hasteneye, bir arkadaşımızı ziyarete gittik. Ama kitabını otobüste unutmuş. Ben de kendiminkini ödünç verdim, ama ne yaparsın, onu da kaybetmiş.
Los necesito porque Eldridge y yo fuimos a ver a un amigo al hospital pero él olvidó su libro en el autobús entonces le preste el mío, pero, ¿ sabes qué?
Hayır, masada unutmuş. Çok teşekkür ederim.
No, las olvidó en la mesa, muchas gracias.
Bunu evde unutmuş ben de ne kadar otoriter olduklarını bilirim.
Olvidó esto en casa, y sé lo estrictos que son.
Gazlan unutmuş adam antika resmen.
Gazlan lo olvidó, es anciano.
Connera ailesinden 9 kilo uyuşturucu almaya çalışırken yakalandığını unutmuş sanırım.
Creo que olvida que trató de comprar 20 libras de metanfetaminas de la Familia Connera.
Yunan tanrılarından biri Zeus'tan Tithounusu ölümsüz yapmasını istemiş, ama sonsuz gençliği söylemeyi unutmuş.
Una de las diosas griegas pidió a Zeus que hiciera inmortal a Titono, pero olvidó pedirle la eterna juventud.
Unutmuş olmalıyız.
Supongo que lo olvidamos.
Eminim Emily unutmuş geçmiştir ve biz de aynını yapmalıyız.
Estoy seguro de que Emily ha pasado página y deberíamos hacer lo mismo.
I.N.S. ofisinde unutmuş olmalıyım, o aptal formaları doldururken.
He debido dejarmela en la oficina de Inmigración mientras rellenaba esos estúpidos formularios.
Bulmaca editörleri nasıl yazı yazılacağını unutmuş.
Los editores de crucigramas han olvidado cómo deletrear.
Bir arkadaşı ile konuştum, Ama bazılarını unutmuş olabilirim.
He hablado con un montón de sus amigos, pero puede que haya echado de menos a algunos.
Adını unutmuş olamaz.
Pero no puede haber olvidado su nombre.
Acaba dün burada birileri bir fotoğraf makinesi unutmuş mu, biliyor musunuz?
Perdona. ¿ Sabes si ayer alguien se dejó aquí una cámara?
Kapatmayı unutmuş olabilirim
No se puede cerrar unutmuþ - Entonces?
Pekala gizemli olay yeri incelemecimiz, mekanın iç kısmını incelerken muhtemelen eldiven takıyormuş ama dış kısmı incelerken bir şeyi unutmuş.
Entonces, nuestro misterioso investigador de la escena del crimen probablemente llevara guantes mientras procesaba el interior, pero olvidó algo en el exterior.
Tanrım, kalemi unutmuş olamam.
Oh, dios mio, he olvidado traer un bolígrafo.
İşin aslı, Leydim, Bayan Crawley buranın eviniz olduğunu unutmuş ve günlük idare işleri için bir dosta ihtiyacımız var. Çünkü Bayan Crawley dalkavuklarından birini olayların başına getirirse siz daha ağzınızı açamadan burnunu her işe sokacaktır.
La verdad es, milady, que la Sra.Crawley ha olvidado que ésta es su casa y que necesitamos a un amigo al mando de la dirección diaria, porque si la Sra. Crawley hace que uno de sus pelotas dirija las cosas,
Yıllar sonra öldüğünde bacaklarına sahip olmanın nasıl olduğunu unutmuş olacaksın.
Y morirás después de muchos años, habiendo olvidado qué se siente al poder estirar las piernas.
Beni unutmuş olmanın ziyanı yok.
No me importa que me hayas olvidado.
Rosie unutmuş olmalı.
Rosie debe de habérselos olvidado accidentalmente.
Dün gece öğretmenin ağzını burnunu dağıtırken bunu unutmuş olmalı.
Qué pena que se olvidara de eso anoche cuando le dio una paliza a ese profesor.
Evde unutmuş olmalıyım.
Lo siento, debo haberla dejado en casa.
Bunu hiçbir şey değiştiremez sevişmiş ve sonrasında unutmuş olmamız bile, tamam mı?
Nada va a cambiar eso, ni siquiera el que hayamos tenido sexo y nos hayamos olvidado de ello, ¿ bien?
Baypas ameliyatının ortasında ameliyatı nasıl yapacağını unutmuş.
En medio de un bypass cuádruple, y se olvidó como hacer una cirugía.
Çıkarmayı unutmuş olmalıyım.
Debo haber olvidado quitármelas cuando...
Yerini unutmuş gibisin.
Parece que podrías haber olvidado cuál es tu lugar.
Bir süre sonra neyi beklediğini unutur. Umarım biz işten gelene kadar Mel'i tamamen unutmuş olur.
De aquí un rato, se olvidará de lo que está esperando, y luego, con suerte, para cuando volvamos del trabajo, se habrá olvidado por completo de Mel.
Birileri tabletin güvenliğini mi unutmuş?
¿ Alguien se olvido de asegurar su tableta?
Bazen Tanrı bizi unutmuş gibi gelir.
A veces parece que Dios se ha olvidado de nosotros.
Dinlemeyi çok isterdim ama Joey'le merkeze dönmemiz gerek. Arabanızda bir şey unutmuş galiba.
Me encantaría seguir escuchando pero Joey y yo tenemos que regresar a la estación y creemos que pudo haber dejado algunas cosas en su auto.
Bu evdeki herkes nasıl selamlaşacağını unutmuş.
Todos en esta casa se han olvidado de cómo se saluda.
Beni aradı ve "Warwick, olan bitenlerle uğraşırken ruhani hayatınla ilgilenmeyi unutmuş olabilir misin acaba?" dedi.
Y me llamó y me dijo, "Warwick, con todo lo que está pasando ahora mismo, " ¿ has estado descuidando tu vida espiritual? "Y dije," Sí la he descuidado "
Fark ettiniz mi bilemiyorum ama bazı küçük detayları söylemeyi unutmuş. Restoranda, insanların önünde sandalyeden düşüp, masadaki her şeyi devirip kıracağımı mesela.
Dijo pocos detalles... no sé si os distéis cuenta... nada sobre mí cayéndome de la silla y tirando todo lo de la mesa, rompiendo vasos frente a un restaurante lleno de gente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]