Uyumam traducir español
1,486 traducción paralela
Sekiz saat uyumam lazım.
Necesito dormir ocho horas diarias.
Annemin söylediğine göre ona söyledikten sonra bütün gece uyumamış ve hastalanmış.
Sabes, mamá me dijo que él estuvo levantado toda la noche cuando le dije, enfermo como un perro.
Arılarda biri uyumamış mı?
¿ Una de las abejas no tiene sueño?
Bu gece seninle uyumamı ister misin?
¿ Me quedo a dormir contigo? No es posible.
Uyumam gerek.
Necesito dormir.
Bunty'yle birlikte uyumam.
No dormiré con Bunty.
Bu gece zincirlenerek uyumam lazım.
Átame la manos en la cama esta noche...
Uyumam lazım.
Ahora necesito dormir, OK?
Aslında neredeyse hiç uyumam.
De hecho casi no duermo en absoluto
Öyle görünüyor.Anladığıma göre saldırıdan beri uyumamışsınız.
Eso parece. Creo que no ha dormido desde el ataque.
Sesi günlerdir uyumamış gibi geliyordu. Bu üç gece önceydi.
Parecía que hacía días que no dormía.
Uyumam gerektiğini mi düşünüyorsun?
Delinda : Sí. ¿ Crees que debería tomar una siesta?
Uyumam çok hoşunuza giderdi, değil mi?
¿ Le amor por mí para tomar una pequeña siesta, ¿ no es cierto?
- Sağol... bütün gece hapisanede uyumamı sağladığın için.
Gracias... por dejarme dormir una noche en la cárcel.
- Sanırım biraz uyumam gerekiyor.
Supongo que sólo necesito dormir algo.
Peki, tamam, hepimiz burada kalacağız, ama şimdi uyumamız gerek!
¡ Bueno está bien, todos nos quedaremos aquí, pero vamos a dormir ahora!
Artık uyumam gerektiği için, rüyaların tanımı konusuna ilgi duymaktayım.
Como ahora necesito dormir, he desarrollado un interesante concepto de los sueños.
- Uyumamı imkansız kılacak kadarını.
Suficiente para no poder dormir.
Korkunç fırtınalarda yatağında uyumam için ısrar eder onu korumam için Ve tenis toplarını atmaya bayılır.
En las tormentas eléctricas, insiste que suba a la cama con ella para protegerla. Y a ella le encanta arrojar una pelota de tenis.
Zaten genelde fazla uyumam.
De todos modos, no duermo mucho.
Sesleri bastırıp uyumamı sağlıyor.
Ahuyenta las voces así puedo dormir.
Ben burada uyumam.
No pegaré ojo.
Uyumam lazım.
Tengo que ir a la cama.
- Uyumam lazım, lütfen.
Necesito dormir, por favor.
Şimdi seni yalnız bırakıyorum. Reuben ve Irv aşağıda limuzinde beni bekliyorlar ve yarınki şov için biraz uyumam gerekiyor.
Me marcharé ya que tengo a Reuben y a Irv esperando abajo debo descansar para el espectáculo de hoy.
Ben asla uyumam.
Yo nunca duermo.
Sanki hiç uyumamışım gibi.
Es como si no hubiera dormido nada.
- Önce uyumam lazım.
- Debo dormir, primero.
Olur ama önce uyumam lazım.
Está bien, pero necesito dormir primero.
Haydi. Hayır, ben o odada uyumam.
No, no dormiré allí.
Bu evde uyumamı mı bekliyorsunuz?
¿ Esperan que duerma en esta casa?
- Evet, sadece biraz uyumam gerekiyordu.
- Si, yo solo tomé una siesta.
Olukta uyumamı mı istiyorsun?
¿ Quieres que duerma en la calle?
Uyumam lazım.
Debo dormir.
Biraz uyumam gerek.
Necesito dormir un poco.
- Gerçekten biraz uyumam lazım.
- Ahora lo que necesito es dormir. - ¿ Estás segura?
Oh! Yoruldum. Uyumam gerek...
¡ Oh, qué cansancio!
Yani yatakta uyumamın bir anlamı yok... çünkü seninle kanepede uyuyamazdım.
No sirve de nada que duerma en la cama... porque no podria dormir contigo en el sillón.
Uyumamışsın.
No te has acostado.
Seoul'e taşındığımdan beri bu kadar iyi uyumamıştım.
Desde que me mudé a Seúl, no puedo dormir bien.
- Uyumam lazım.
- Me voy a dormir.
Günlerdir iyi uyumamış gibisin.
Parece que hace días que no duermes bien.
Haklı olabilirsin. Ama biraz sigortam olsa geceleri rahat uyumamı sağlar.
Bien, puede que tengas razón pero algún seguro de vida me ayudaría a dormir mejor esta noche.
Daha uyumamıştır.
No creo que esté dormido. ¿ Sabes, Stan?
Üç gün idrar söktüren şeyler içmiş. Uyumamış. Yemek yememiş.
Bebió diuréticos durante tres dias, sin dormir sin comer.
Benim iyi uyumam sizin rahatsızlığınıza mal oldu.
Haberlo hecho a costa de su comodidad.
İyi uyumamıştım.
Estaba muy cansada.
- Hayır, yarın için iyi uyumam çok önemli.
No, es importante que duerma bien para mañana.
Biraz uyumamız gerek.
Debemos dormir un poco.
Nasıl uyumamı bekliyorsun?
¿ Cómo puedes esperar que pueda dormir?
- Kalıp uyumamı istemedin mi?
- ¿ No me pediste que me quedara?