English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ U ] / Uçu

Uçu traducir español

2,546 traducción paralela
"Ucu keskin", "Kapak olsun" veya "Uçuk" terimlerini kulllananları.
La gente que usa el término "de vanguardia", "en tu cara" o "extremo".
334. loto bileti ucu açık bir delik olmayacak. O bizim ikramiye biletimiz,
Entonces, ya que ganamos, no le prestarán atención al billete 334.
Seni göndermeden önce ucu sana dokunan bağlantıları kontrol etmezler mi?
¿ No investigan los vínculos antes de enviarlos?
Bize nerede olduğu hakkında ip ucu verebilirmi.
Nos debería de dar una pista de dónde está.
Ama ucu sana dokunacak. Akıllısın, güzelsin, nedense komiksin de ve insanlar sana çok gülüyor. Seneye ya yeni bir başlangıç yaparsın ya da sınıfına laf sokan manyak olarak kalırsın.
Pero sólo lo haces porque eres lista y guapa y divertida de un modo que no entiendo pero otra gente parece disfrutar, así que puedes empezar de nuevo el año que viene o ser la rarita que atacó su clase.
Tüm o meme ucu sıkmalar.
Todos esos pezones morados.
Fakat cennetten ucu kanlı kanatların ve alevli kılıcınla bu adamları cezalandırmak için inmeden önce, beni arayacaksın ve hamlemi yapmak için bana 24 saat süre tanıyacaksın.
Pero antes de que desciendas del cielo con alas con sangre en las puntas y una espada llameante para causar estragos a estos hombres llama y dame veinticuatro horas para hacer mi movida.
Sonuç olarak ucu ucuna yetişebileceğiz!
A duras penas lo hicimos.
Çok üzüldüm sütyenim ve iç çamaşırım adına da Ufacık bir meme ucu bile yeterli olurdu
Es solo que me da mucha tristeza, porque estoy usando un sostén sin copas, y también tengo pantaletas sin entrepierna, con una perla en el frente para estimulación extra.
Onun liderliği altında, Kuzey ve Güney Rhelasia ucu tekrar birleşmeye kadar gidebilecek bir antlaşma imzalıyor.
Bajo su liderazgo Rhelasia del Norte y del Sur están firmando un tratado el cual finalmente podría encaminarlas a la reunificación.
Herkesin iki ucu vardır.
Todas tienen dos extremos.
# Aşk dediğin İki ucu keskin bıçak #
Hoy amamos, mañana lloramos
Okul bu sefer çok ileri gitti ve ucu her birinize dokunuyor!
La escuela fue muy lejos y esto afecta a todos y cada uno de ustedes!
Ve kanalınızın trafik muhabiri Inez Delgado'nun canlı yayında göğüs ucu fırlamıştı.
Y cuando su reportera sobre el tráfico Inés Delgado, enseñó un pezón en directo, lo único que recibió fue un cachete.
İki dünyada da ucu buraya buraya çıkan delikler açtım.
Así que he abierto agujeros en ambos universos y me trajeron hasta aquí.
Kolumun altında bir meme ucu kalıntısı var.
Tengo un pezón vestigial debajo del brazo.
Ucu sivri ve aşağıya doğru genişliyor.
Puntiaguda arriba y que se ensancha hacia la base.
Gökkuşağının bir ucu kapının diğer tarafını diğer ucu da benim olduğum tarafı gösteriyordu.
Está en nuestras cartas. Había un arco iris que iba desde un lado al otro de la puerta y pensé que era la señal más milagrosa que esto era...
İki dünyada da ucu buraya buraya çıkan delikler açtım. Her şeyi düzeltmek için birlikte çalışmaya- -
He hecho agujeros en los dos universos para que podamos empezar a trabajar juntos para arreglar...
Ucu bize dokunmaz.
Estamos protegidos.
Ucu maktülün vücudunun içinde kirilmis.
La punta se rompió en el cuerpo.
Ok ucu mu?
¿ Qué es ese grabado?
Bunun arkasında kim varsa, ucu Fred Bartley'ye varan izler bırakıyor.
No, es una trampa. Quien quiera que esté haciendo esto está construyendo una serie de evidencias apuntando a Fred Bartley.
Ama bakın ipin ucu nereden çıktı.
Pero mirad de donde venía.
Eteğimin ucu saçıma takıldı diye bir anda gösteri kızı haline mi geldim?
Piensas que soy una Belle aturullada ¿ porque se me quedó la falda enganchada en el pelo?
Belki ip ucu verecek daha iyi birini bulmalısın.
Así que quizá deberías encontrar a alguien mejor para darle tips.
Sence CEO bir ip ucu mu?
¿ Crees que este director ejecutivo es una pista?
Ucu maktülün vücudunun içinde kırılmış.
La punta se quebró en el cuerpo.
Sığınak'ımız alıcıyla ilgili bir ip ucu buldu işlerini bitirmek için hazırlandık, ama sonra gemi hiç gelmedi.
Sí. Nuestro Santuario obtiene una pista del comprador, lo preparamos todo para pillarlos, pero entonces el barco nunca aparece.
Ama meme ucu halkamı esas titretenler, yaşı ileri güzel kadınlardır.
Pero lo que hace que mi arete de pezón salte son las mujeres mayores.
Proksimal ucu bağlayıp düz klemp uygulamak ve köküne büzgülü dikiş atmak istersiniz herhâlde.
Probablemente querrás ligar con el proximo borde, aplicar una grapa, hacer una sutura en bolsa en la base.
Vakum ucu.
Succión.
Ucu kayıp yalnızca.
Eso no importa.
Şehrin diğer ucu, tam iş çıkışı?
¿ Cruzó la ciudad, hasta Soho en hora pico?
Ucu bucağı belli değil.
No tiene fin.
O adamlar ulusal birliklerin ön kolu. Mızrağın ucu.
Bueno, esos hombres son exploradores del ejército, la punta de la lanza.
"Kernston Plastik Göğüs Ucu Fabrikası" nın arkasındaki tepeden kayarken.
Me rompí el brazo. Andando en trineo en una gran colina atrás de la fábrica de tetas de goma Kernston.
- Sen bilirsin "Göğüs Ucu Tepesi" - Tabi.
- Tú sabes, "montaña teta"
Ucu ucuna yakaladın.
Por los pelos, hombre.
Kamyondan ucu ucuna kurtulmadan önce yüzbaşımız kendi vücudunda boğulmaya başlamış bile.
Bueno, antes de salvarse por un pelo con el camión, nuestro teniente iba de camino a ahogarse en su propia piel.
Göz çevrendeki kırışıklıklara bakarsak ucu ucuna yetişmişiz.
Bueno, mirando tus patas de gallo, eso estaba bastante cerca.
Vücut simi ve kaliteli meme ucu bandı satan bir firmanın müşteri veri tabanını ele geçirmiştim.
Fui capaz de ingresar en la lista de clientes de la base de datos de una compañía que vende brillo corporal y pasteles lujosos.
Bunun ucu bana ya da kulübüme gelmemeli.
Esto no puede repercutir en mí o en mi club.
Bir başkasında, kafatası kemiğine gömülü bir diş ucu parçası bulunmuştur.
En otro, la cúspide de un diente quedó incrustada en el hueso de su cráneo.
Düşündüm ki, ipin iki ucu da elimde olduğunda bu şey kapıyı açamaz.
Pensé que si tenía el otro extremo de la cuerda esa cosa no podría abrir la puerta.
Flack'in adamları çevredeki tamirhaneleri araştırıyor,.. ... bu sabah ön ucu hasarlı bir araba gelmiş mi bakacaklar.
Flack tiene a sus muchachos recorriendo las tiendas de la zona para ver si alguien llego con la parte delantera dañada.
Bu, dokuz kamçılı kırbaçla ve meme ucu kıskacıyla mücadele etmek anlamına geliyorsa alet edevatı kuşansan iyi edersin, kardeşim.
Y si eso significa que tienes que luchar con un látigo de nueve tiras y algún piercing en el pezón. bueno, entonces es mejor que te prepares, hermano.
İyiyim,... parmak ucu dansı yüzünden delinen çoraplarımı saymazsak.
Estoy bien fuera de tener unos agujeros en mis calcetines de tap.
Ucu bıçaklı, büyük kanatların olsaydı Starcraft'tan Kerrigan'a benzerdin. Starcraft'tan Kerrigan'ım zaten.
Si tuvieras unas alas grandes con cuchillas al final, te parecerías a Kerrigan de Starcraft.
- Evet ama meme ucu yok.
Sí, pero no tiene pezones.
Adli tıp Bailey'de su toplaması ve yanıklar olduğunu söyledi, parmak ucu derileri soyulmuş, soluk borusunda hasar var.
El doctor dijo que Bailey tenía ampollas y quemaduras, las yemas estaban en carne viva, su tráquea con cicatrices internas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]