English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ü ] / Üçüncü gün

Üçüncü gün traducir español

142 traducción paralela
Evet, bugün taziye ziyaretlerini kabul edecek, üçüncü gün de defnedecek.
Sí, hoy visitan los dolientes y él dice que hará esto por tres días.
Baylar, kesilecek gülmeleriniz hızla duvarlar yıkılırken her yerde üçüncü gün şehir yerle bir olduğunda eski bir otel kalacak sadece ayakta.
Caballeros, entonces cesarán vuestras risas, pues los muros se derrumbarán, y al tercer día la ciudad se hundirá en el abismo, y sólo un mugriento hotel se librará del azote.
Birinci gün, ikinci gün,... üçüncü gün.
Del primer día, del segundo día, del tercer día...
Yani bugün üçüncü gün mü?
¿ Entonces hoy es el tercer día?
Sonuç olarak üçüncü gün, Edo Kalesi'ndeki resmi bir toplantıda Lord Doi, genç efendimiz Bennosuke için övgü dolu şu sözleri sarf etti :
Consiguientemente, tres días más tarde durante una sesión formal en el castillo el señor aprovechó la ocasión para loar a nuestro honorable heredero Bennosuke tanto en la paz como en la guerra.
Onu öldürecekler. Ama o, üçüncü gün dirilecek.
El cual lo matará, pero al tercer día resucitará.
Ama o, üçüncü gün dirilecek.
Pero al tercer día resucitará.
Ve akşam oldu ve sabah oldu ; üçüncü gün.
Y la noche y la mañana formaron el tercer día.
İşte sonra bu böyle devam etmiş, üçüncü gün biraz daha... dördüncü gün biraz daha içmiş.
Y así día a día, al tercer día un poquito mäs, al cuarto día otro poquito.
On üçüncü gün...
Treceavo día...
Kehanetindeki gibi, üçüncü gün dirilmiş ve Celile'ye gitmişti.
Resucitó de la muerte, al tercer día, como él había predicho y ha ido a Galilea.
"İnsan oğlu acı çekecek, ve üçüncü gün ölümden dirilip, cennete yükselecek."
"El hijo del hombre sufrirá, y en el tercer día, se levantará de nuevo de la muerte para entrar a Su gloria."
Ve üçüncü gün düşünüyorum ki : bu iş o kadar güzel değil, tek başıma yürümeyi tercih ederdim.
Y al tercer día pienso : no es tan grandioso ; prefiero andar sola.
İki gece ayakta durdum, Tanrının yardımıyla üçüncü gün de dururum.
Le rece durante dos noches, con Ia ayuda de Dios rezaré Ia tercera.
Bu üçüncü gün oldu.
La tercera noche, por lo menos.
Emin ki onu orada bulabilirsiniz, haftanın üçüncü günü senatonun toplanmadığı gün.
Creo que va a ser capaz de localizarlo alli en el tercer dia de la semana Romulano, cuando el Senado no esta en sesion.
Ve üçüncü gün Galya'daki Kana'da bir evlilik gerçekleşti.
El tercer día hubo una boda en Kana, Galilea.
Sonra ikinci gün, üçüncü gün.
El segundo día. El tercero.
3 : 00'da, üçüncü gün, üçüncü ay.
A las 3 : 00 de la tarde, tercer día, tercer mes.
Böylece üçüncü gün... Kızı yıkadım, çünkü pek temiz görünmüyordu.
Ahora bien, el tercer día, la lavé porque no estaba muy limpia.
Yine ben Mbwebwe'de üçüncü gün.
Tercer día en Mbwebwe.
Evet, bu üçüncü gün. Neler oluyor şaşıyorum.
Es el tercer día seguido.
Üst üste üçüncü gün. Şimdiye kağıt yığınına gömülmüş olmalısın.
Debe de estar inundado de papeleo.
Bugün dördüncü kür, üçüncü gün.
Hoy es la fase cuatro, día tercero.
Tatile gider gitmez, üçüncü gün kafayı yiyordum.
Si me dieran vacaciones, a los tres días me v olvería loco.
On üçüncü gün için plan yapma, olmaz mı?
No hagas planes para el día 13, ¿ de acuerdo?
Ve Tanrı üçüncü gün insanoğlunun dinozorlarla ve eşcinsellerle savaşması için Remington marka tüfeği yarattı.
Y al tercer día, Dios creó el rifle Remington para que el hombre combatiera a los dinosaurios.
İki gün içindeki üçüncü isim.
Has cambiado tres veces de nombre en los dos últimos días.
Jacques'in ölümünden üç gün sonra üçüncü sınıf bile olmayan iki eşkıya Ville-d'Avray'a doğru tek yönlü bir yolculuğa çıktı. İsimlerini ve eşgallerini gazetede görmüştün.
Tres días después de lo de Jacques una pareja de macarras de tercera clase, ni siquiera fueron a dar una vuelta por Ville d'Avray - ¿ has visto los periódicos?
Hadi ama, bu üçüncü gün!
Este es el tercer día.
Tüm bunlar senin üçüncü kata kadar uçtuğun o gün başladı.
¡ Por entrar volando al el tercer piso y saltar con las piernas por delante!
21 gün boyunca düzgün bir şekilde okula gitmen gerekiyordu ama sen üçüncü veya dördüncü günde tekrar bıraktın ve kaçtın.
Debes ir a la escuela durante 21 días sin faltas pero lo arruinas después del tercer o cuarto día y vuelves aquí otra vez.
Her gün karşılaştığımız, tüm üçüncü sayfa haberleri.
Todos los delitos menores que vemos a diario.
En Uzun Gün üçüncü ama son sürat Paranormal'e yaklaşıyor.
Longest Day es 3o., pero le gana a Paranormal mientras se acercan a la recta final.
Geçen gün benim iki Adem'imin arasinda seni beyazlar içinde gördügüm zaman kafamda üçüncü bir Adem fikrinin olusmasina neden oldun.
El otro día que la vi a usted... toda blanca, de pie entre mis dos Adanes... me dio la idea de un tercero.
Bunun üzerine asker gider, bir gün bekler, ikinci gün, üçüncü,.... yirminci gün,
Un día... Dos días... después diez...
Ona her gün büyük sepet yollar. Her üçüncü sepeti geri çevirir, sırf gizemli olmak için. Bilmiyorum, oyunlar.
Le manda una cesta todos los días. 1 de cada 3... ella se la devuelve, para hacerse la misteriosa.
Bu sana yazdığım üçüncü mektup, ve sen ilişkimize son vermek istemediğin sürece de yazmaya devam edeceğim...... Eğer önümüzdeki on gün içinde cevap gelmezse istiyorsun varsayacağım.
Esta es la tercera carta que te escribo y debo suponer... que no quieres continuar nuestra relación... si no oigo nada de ti en menos de diez días.
Ancak son dört gün içinde ölen üçüncü Markab bu.
Sin embargo, este el cuarto Markab muerto en tres días.
Otuz üçüncü gün
EL TRIGÉSIMO TERCER DÍA
Bir gün babası eve döndüğünde karısını benim babamla yakalamış. Aslında üçüncü babam.
La única vez que su padre decide regresar temprano, finalmente se decidio a cogerse a mi padre... bueno, padre número tres, pero ¿ quien cuenta?
Öyleyse şunu ilet, eğer bir kavga daha patlak verirse bu hapishaneyi öyle sert, öyle hızlı kapatırım ki, üçüncü bin yıla kadar gün ışığı göremezsiniz.
Entonces corran la voz de que si se arma una pelea más voy a cerrar esta cárcel con tanta fuerza, tan rápido que no verán la luz del día hasta el tercer milenio.
Evet! Eminim Timmy şimdi üçüncü sınıfta gününü gün ediyordur.
Si, Timmy probablemente está en el pasado disfrutando el tercer grado.
Enerjimi açığa çıkarmanın nedeni seks enerjimi diğer sahalarıma taşıyabilmem içindi. Kalbime, beynime - ve belki bir gün üçüncü gözüme.
La razón por la que prendiste mi energia desde un principio es para que pueda pasar mi energia sexual a los otros chakras mi corazón, mi mente, tal vez incluso un día, mi tercer ojo.
Ve dört melek serbest bırakıldı bir saat ve bir gün ve bir ay ve bir yıl için hazırlanan melekler. İnsanların üçüncü kısmını katlettikleri için ateş, duman ve sülfür yağdı başlarına.
Y los cuatro ángeles estaban perdidos... y se prepararon por una hora y un día y un mes y un año y vieron morir a la tercer parte de sus hombres... por el fuego, por el humo por el hedor del azufre
İki gün içinde bana bunu söyleyen üçüncü kişisin.
Eres como la tercera persona en en dos dìas que me dice eso.
Tüm gün üçüncü sayfa haberlerine bakıyorsun.
No quitas la vista de esos malditos papeles todo el día.
Üç gün içinde üçüncü kez.
Es la tercera vez en tres días.
Bu haftaki üçüncü kavga. Her geçen gün kötüye gidiyor.
La tercera pelea esta semana y va a peor.
- "O gün yaklaşıyor son oğulun üçüncü gezegene hükmetmeye başlayacağı gün."
- "Se acerca el día... ... en que el último hijo iniciará su cruzada para regir el tercer planeta".
"Bir saat, bir gün, bir ay ve bir sene boyunca hazırlanmış olan dört melek insanların üçüncü parçasını öldürmek için... -... salıverildi." - Helter Skelter.
"Y soltaron a los cuatro ángeles preparados para una hora, un día, un mes, un año para matar a un tercio de la humanidad".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]